"Çürük sebze ve meyvelerle doymaya çalışıyoruz"

Edirne’de yurttaşlar pazarlarda yerlere atılan çürük sebze ve meyveleri toplayarak yaşamaya çalışıyorlar.

AKP iktidarı ile derinleşen ekonomik kriz, pandeminin de etkisiyle yurttaşın cebini yakmaya devam ediyor. Yoksullaşan yurttaşın market ve pazar yerlerinde yerlerde çürük sebze ve meyve toplama görüntülerine bir yenisi daha eklendi.

İktidarın her seferinde reddettiği ‘yoksulluk’ bir kez daha tüm gerçekliğiyle karşımıza çıktı. Edirne’de pazarda yerlere atılan sebze ve meyveleri toplayan yurttaşlar, “Dört kişilik bir aileyiz. Eşim çiftçi. Geçinemez olduk. İş yok, güç yok. Duyduk ki herkes topluyor, biz de arkadaşımla gelmeye başladık. Ne bulursak onu alıyoruz” diye konuştu.

Birgün’ün haberleştirdiği görüntülerdeki yurttaşlar yaşamış oldukları geçim sıkıntılarını anlattı. Edirne Çarşamba Pazarı’nda tezgâhlardan artık toplayan yurttaşlar, yoksulluğun derinleştiğini gözler önüne seriyor. Kentin bir ucundan pazar arabasıyla tezgâhtan artanları toplamaya gelen yurttaşlar, işsizlikten, açlıktan, yoksulluktan dem vuruyor. 84 yaşında elinde bastonuyla pazara gelen bir kadın, pazarcıların bıraktığı ezik ve çürük meyve ve sebzeler arasından “iyilerini” seçmeye çalışıyor.

“Ameliyatlı bir kızım, 94 yaşında eşim var. Emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz ama zor” diyerek soğan, patates ve elma toplayan yaşlı kadın, “Birkaç aydır böyle yere atılanları topluyorum. Sağlamlarını alıyorum. Biraz da olsa eve katkı oluyor. Faturalarımızı vs. de ödeyebildiğimiz kadar ödüyoruz. Evim buraya çok yakın sayılmaz ama gelebildiğim kadar geliyorum.”

“NE BULURSAK ONU ALIYORUZ”

“Alacak gücümüz yok ne yapalım?” diye soran Emine Candar ise “Koronavirüs çıktığından beri akşamları pazarlarda artanları topluyoruz. Dört kişilik bir aileyiz. Eşim çiftçi. Geçinemez olduk. İş yok, güç yok. Duyduk ki herkes topluyor, biz de arkadaşımla gelmeye başladık. Ne bulursak onu alıyoruz” ifadelerini kullanıyor.

“FİYATLAR SÜREKLİ ARTIYOR”

Pazarcı Levent Bakır, her geçen gün yurttaşın yoksullaştığının altını çiziyor:

“Alım gücü tamamen düştü. Pazarın en canlı olması gereken saatlerinde bile burası bomboş. Eskiden 12 liraya sattığım mal, şu anda 16 TL. Fiyatlar sürekli artıyor. Bu da alım gücünü etkiliyor. Bir kalıp peynir aldığı zaman ya da bir kilo zeytin aldığı zaman yurttaşın, 50 TL para vermesi lazım. Asgari ücretli kaç kişi bunu verebilir? Herkes ‘10 TL’lik kes, 15 liralık kes’ diyor. İnsanlar günü kurtarma çabasında.”

Bakırcı sözlerini şöyle noktalıyor: “Pandemiden önce yaptığımız işlerimizin ancak yüzde 10’unu yapabiliyoruz. Bir zamanlar kayısı alanlar, ceviz alanlar artık alamıyor. Mesela eskiden günde 10 kilo ceviz satıyordum. Şimdi günde yarım kilo satamıyorum. Çünkü kilosu 65 lira. Lükse giriyor. İnsanlar onlardan kaçınıyor. İşin açıkçası karnını doyurmaya çalışıyor.”

“KİMSEDE PARA KALMADI”

İşsizliğe dikkat çeken Pazarcı İbrahim Çam ise şu ifadeleri kullandı:

“İnsanların durumu belli, herkes işsiz. Bu yüzden de kimse pazara gelemiyor. Gelen de bir şey alamıyor. Pandemi başladığından beri çürükleri de satıyoruz. Önceden 4-5 kilo domates alan müşterilerim artık 1 kilo alıyor. Kimsede para kalmadı.”