Bizim bir okulumuz var!

''Deniz Gezmişlerden, Harun Karadenizlerden bizlere kalan miras budur. Okuyan ve okumuş insan emekçi halkına, ülkesine sorumludur. Bu sorumluluğun bilinciyle Aydınlanma Okulları’nda bir bayrak yükseltiyoruz. Bu bayrakta emek, laiklik ve bilim yazıyor.''

Bizim bir okulumuz var!

Mizgin Vural

AKP iktidarının son 18 yıldır yaptığı gerici dönüşümlerinden birinin en önemli ayağının da eğitim sistemi olduğunu biliyoruz. Eğitim bir ülkenin geleceğini belirler. AKP ise dinci-gerici, piyasacı eğitim sisteminin saldırılarıyla bu ülkenin geleceğini belirlemeye çalışmaktadır.

Biz liseliler bugün ülkemizde yaşayan diğer bireyler gibi hem ülkemiz hem de geleceğimiz konusunda büyük kaygılar yaşıyoruz. Bu karanlık tablonun bir gün tersine döneceğini de biliyoruz ama bu düzeni değiştirmeden önce, onu anlamamız gerekiyor.

Dünyamızda ve ülkemizde yaşanan önemli gündemleri, tarihsel olayları, gençliğin durumunu ve yaşanan bütün bu olumsuzlukları bir bütünlük çerçevesinde incelemek, karşısında neler yapabileceğimizi bilmemiz ve anlamamız içinse bir “okula” ihtiyacımız var.

Bize sundukları eğitim sistemiyle liseli gençliğin en temel düşünsel yöntemlerden yoksun bırakılmak istendiği aşikârdır. Biz liselilerin ise buna karşı olarak yan yana gelmesi gerekiyor. Analitik akıl yürütme yetisi, neden-sonuç ilişkisi kurabilecek bir düşünsel yöntem ya da tarihsel bakış açılarını geliştirmeleri için uygun bir ortama ihtiyacımız var.

Bizlere içi bomboş, hurafelerle dolu, gerçeklerin saptırıldığı ders kitaplarıyla eğitim veriliyor. Dolayısıyla liseli gençliğin gerçek bilgileri öğrenmesi olanaksızlaşıyor. Bize anlatılmayanı veya doğruluğundan saptırılarak anlatılanı birbirimize anlatmalı, birlikte öğrenmeliyiz. Aynı şekilde bize ezberlemeyi seçenek olarak sunan eğitim sistemine karşı birlikte sorgulayıp, tartışarak olay ve olguları ezberlemek yerine anlamamızı sağlamalıyız.

Geleceği temsil eden gençliğin eskiyi değil daima yeniliklere açık olduğu bilinir. İçinde yaşadığımız kapitalist düzense statükoyu savunur. Kendi çıkarlarını korumak için bu sömürünün, insanın insana kulluk etmesini savunan düzen okullarında verdiği eğitimle muhafazakar, biatçı bir gençlik yaratmaya çalışıyor. Çevresine ve toplumuna duyarlı, kendini yaşadığı toplumun çıkarlarını düşünen bir gençlik ne AKP’nin ne de kapitalizmin işine gelmiyor.

Bizlerden yaşadığımız çevreye ve topluma karşı duyarsız, bencil bireyler haline gelmemizi istiyorlar. Öncelikle şunu ifade etmeliyiz ki onlara istediklerini vermeyeceğiz!

İşte biz liselilerin aydınlanma mücadelesinde bir kılavuz olan Aydınlanma Okulları, tam da bu yüzden bir zorunluluktur, bir ihtiyaçtır. Bundan dolayı biz liselilerin en önemli okulu, Aydınlanma Okulları’dır.

Aydınlanma Okulları bizlere hem memlekette yaşanan olumsuzluklara hem de bunların bir yansıması olarak stajlarda dayatılan sömürüden, gericilikten, geleceksizlikten kurtuluşun yollarını aramanın, anlamanın okullarıdır. Tıpkı üniversiteliler, kadınlar, emekçiler gibi liseliler de siyasi iktidarın ve düzenin ülkemize dayattığı işsizlik, yoksulluk, baskıya karşı yan yana gelmelidir.

Deniz Gezmişlerden, Harun Karadenizlerden bizlere kalan miras budur. Okuyan ve okumuş insan emekçi halkına, ülkesine sorumludur. Bu sorumluluğun bilinciyle Aydınlanma Okulları’nda bir bayrak yükseltiyoruz. Bu bayrakta emek, laiklik ve bilim yazıyor. Bu bayrakta dinci- gericiliğe, faşist düşüncelere karşı laik ve bilimsel bir eğitim; piyasacılığa karşı emek ve kamuculuk; geleceksizliğe karşıysa aydınlık bir ülke öne çıkıyor. Bu bayrak adlı adınca liselerimizde yükselttiğimiz sosyalist Türkiye’nin bayrağıdır. Bayrağımızı yukarıya daha yukarılara yükseltmenin zamanıdır.

Sıra arkadaşlarımız olarak yan yana gelmenin Aydınlanma Okulları’na katılmanın ve büyütmenin zamanıdır!