Barış Terkoğlu: Eğer siyaseti kişiler üzerinden konuşuyorsanız, onu toplumdan saklıyorsunuz demektir

"Eğer siz siyaseti toplumsal sınıflardan bağımsız bir şeymiş gibi, kişiler ve kimlikler üzerinden konuşuyorsanız; siyaseti toplumdan saklıyorsunuz demektir."

Barış Terkoğlu: Eğer siyaseti kişiler üzerinden konuşuyorsanız, onu toplumdan saklıyorsunuz demektir

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) tarafından düzenlenen “Karanlıktan Aydınlığa / Türkiye’nin Seçeneği Ne Olmalı?” başlıklı Yeni Bir Cumhuriyet Konferanslarının üçüncüsü Kadıköy’de gerçekleşti. Kadıköy Evlendirme Dairesi Büyük Salon’da gerçekleşen konferansta yaptığı konuşmada Gazeteci-Yazar Barış Terkoğlu, Millet İttifakı’nın siyasi sınırlarına dikkat çekerek, sol bir hattın seçimlerde temsil edilmesi gerekliliğini vurguladı. Terkoğlu şunları kaydetti:

“Türkiye siyasetin her dakika konuşulduğu bir ülke, her konunun siyasete bağlanabildiği bir ülke. Türkiye fiilen bir seçim sattı mahalline girdi. Türkiye’de siyaset gerçekçi projeler üzerinden tartışılmaya başlandı. Bunu eleştirel anlamda söylüyorum. 2023’te bir cumhurbaşkanlığı seçimi var. Muhalefet de ne yapılması gerektiğini tartışıyor, o eleştirdiğim gerçekçi projeler üzerinden tartışıyor. Muhalefetin ne yapmalı sorunun yanıtı da şuradan besleniyor; Erdoğan’ın karşısındaki aday bıyıklı mı olmalı, bıyıksız mı olmalı, muhafazakâr mı olmalı, sosyal demokrat mı olmalı, hem solcuları hem sağcıları nasıl kucaklamalı, hem patronun hem işçinin hakkını nasıl savunmalı, hem kadınları hem de kadın karşıtlarını incitmeyecek bir biçimde nasıl siyaset yapmalı? Benzer projeler, benzer isimler üzerinden bir tartışma yürütülüyor. Siyaset toplumsal hareketlerden, toplumsal sınıflardan bağımsız bir şey değildir. Eğer siz siyaseti toplumsal sınıflardan bağımsız bir şeymiş gibi, kişiler ve kimlikler üzerinden konuşuyorsanız; siyaseti toplumdan saklıyorsunuz demektir. Siyaset en genel anlamı ile bir grubun çıkarını tüm toplumun çıkarıymış gibi gösterme sanatıdır. Bugün Türkiye’de, Cumhurbaşkanlığı tartışması da dahil olmak üzere, o bütün gerçekçi projeler, hep sınıflar saklanarak konuşuluyor. Bütün toplumu kucaklayacak bir arayıştan bahsediliyor. Türkiye’de siyasi iktidara alternatif olan siyasi projeyi konuşmadan, hangi sınıfsal grup için ne önerdiğini konuşmadan, yalnızca kişileri, hangi partilerin yanyana geleceğini konuşmanın bu topluma yapılmış bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.”