Bahçeli: Yapılan iftiralar erken seçim dayatmasıyla bağlıdır

Devlet Bahçeli partisinin Meclis'teki grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunuyor.

Bahçeli: Yapılan iftiralar erken seçim dayatmasıyla bağlıdır

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM’de gerçekleşen grup toplantısında açıklamalarda bulunuyor.

Bahçeli’nin satırbaşları ise şöyle:

27 Mayıs Ülkücü Şehitleri anma gününde öncelikle il başkanlarımızla özlem giderdik. Merkez Yönetim Kurulu ile Merkez Disiplin Kurulumuzun toplantısını gerçekleştirdik. Ertesi gün ise belediye başkanlarımızla bir araya geldik. Teşkilatlarımız diridir. Dava mücadelemizi inançla ifa etmektedir. Kalpleri mühürlü olanlara görmese de çalışıyoruz, çabalıyoruz.

MHP, önce ülkem ve milletim sonra partim ve ben anlayışının rehberliği ile duruş göstermektedir. İstiyoruz ki, İstiklal için birlik olalım. İstikbal için dirlik içinde hareket edelim. Kazanan Türkiye, kazançlı çıkan Türk milleti olsun. Geleceğe umutla bakıyoruz, gelişmeleri ufuk derinliği ile kavrıyoruz. Türk milletinin haysiyetini gözetmeyen her teklife kapalıyız. Türkiye’nin hakkını görmeyen her teklife karşıyız. Biz bu ülkeyi karşılıksız sevdik, biz bu milleti canımızdan aziz bildik. Biz bu cennet vatanı namus belledik.

Türk tarihinden ve milletinden beslenen Türk milliyetçiliğinin aziz milletimizin kendine duyduğu güvenin simgesi olduğunu ifade etmek başlıca görevimizdir. Türkiye’yi kötüleme yarışına girenler, aslında milli özgüveni aşındırmak isteyen çorak zihniyetlerden başkası değildir.

“ZİLLET PARTİLERİ”

Siyasi mücadelenin bir ahlakı olmalı, mertçe yapılmalıdır. Amaca giden her yolu mübah girenler tehlike saçan yollara girmekten kaçınmamışlardır. İlkesizlerin bağımsız bir iradesi olamaz, iradesi esir düşenler için ülkü ve ülkenin esamesi okunamaz.

Zillet partileri zalimlerin elindeki yedili kozdur. İkbal kaygıları her şeyin önündedir. Kapan üstünde peynir bile görseler, midelerine girecek bir lokmanın peşine düşerler. Sinek gibidirler pekmezciyi hemen tanırlar. Gavurun ekmeğini yediler mi kılıcını sallamaya başlarlar. Bunlara göre etek öpmekle dudak kirlenmez. Çobanla bir olup kuzuyu yerler sonra da dönüp sahibi ile yas tutarlar. Türkiye böyle bir muhalefet anlayışına alarm verircesine maruzdur.

Siyaset ve demokrasi mücadelesinde nihai karar merci millettir. İktidar vizesi için güç merkezlerinden medet umanlar ziyan çukurundadır. Siyasette erdem yoksa entrika hakimdir.

ÖRTÜLÜ OPERASYON

CHP yönetiminin içler acısı durumunu başkaca izah etmek nasıl mümkündür? İP yönetiminin teslimiyetçi ve süngü düşürmüş hali nasıl açıklanmalıdır? 2020 yılının farklı tarihlerinde erken seçime karşı olduklarını, buna gerek duymadıklarını sürekli vurgulayan Kılıçdaroğlu’na ne olmuş? Bir yıl içinde değişen nedir?

FETÖ’cülerin 6 aylık süre içerisinden Kılıçdaroğlu’nun iktidarını dillendirmeleri birden bire Mayıs ayının ilk haftasından itibaren hükümet üyelerini hedef alan iftiraları erken seçim dayatması ile yakından bağlantılıdır.

ABD’nin bazı Körfez ülkeleri ile birlikte hain senaryolar kurduğu iddiaları havalarda uçuşmaktadır.  BAE’den İsrail’e biz ülkelerin örtülü operasyonu yoğunluk kazandı. Yapılan iftiralar erken seçim dayatmasıyla bağlantılıdır. Biden’ın gazına gelen Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin erken seçim isteği sahibinin sözüdür. Oyun büyük, oyun sinsidir.

“ÜLKEMİZİN ERKEN SEÇİM DİYE BİR GÜNDEMİ YOKTUR”

Mafyayı Cumhur İttifakı’nın üçüncü ortağı gören Kılıçdaroğlu, yine yalan makinesi olmakla kalmıyor, organize suç şebekelerinin nefesi, terör örgütlerinin neşesi, Türkiye düşmanlarının nesnesi olduğunu göremiyor. Kılıçdaroğlu masal anlatmasın, ruh ikizi haline gelen mafyaya baksın. Bizim mafya ile ortak olduğumuzu söylemek bariz bir saptırmadır. Ülkemizin erken seçim diye bir gündemi yoktur, bunu da kiralık aklından sakın çıkarma. Demedi deme, adam sözü dinle. İP’in başkanı ile emperyalizmin yüzü olma. Cumhur’un ve Cumhur İttifakı’nın ortak iradesi nettir. Seçim 2023 yılını Haziran ayında yapılacaktır. Bugünden itibaren seçimlere 754 gün kalmıştır. Sayın Kılıçdaroğlu önce sabret sonra seyret.

PKK’nın beli kırılmıştır. Türk milletini terör musibeti ile yaşamaya hiçbir güç odağı alıştıramayacaktır. FETÖ ve PKK adli süreçleri bağımsız ve tarafsız mahkemelerce sonuçlandırılmalıdır. Terörle mücadele hukukun sınırlarına bağlı kalarak icra edilmektedir. Geciken adalet sadra şifa olmayacaktır. FETÖ’nün de PKK’nın da kökü kazınmalı, kaynağı kurutulmalıdır. Şayet mahkemeler uzamaya devam ederse ülkemizi uluslararası çevrelerce istismarına göz yumulmuş olacaktır.

Terörle mücadele cephesini sağlam tuttuğumuz kadar sosyal ve ekonomik kalkınmışlığı da hedeflemeliyiz. Fakat salgın döneminde dünyanın bile içine gömüldüğü ekonomik şikayetleri siyasal itiraza dönüştürüp, kara propaganda yapmak doğru, samimi değildir. Mesela domates, patlıcan, soğan yiyemiyoruz itirazını seslendirirken, birden bire hain kurşunları yersek ülkemizi yemeye çalışanlara gözümüzü ve vicdanımızı kapatırsak tarihi varlığımızı nasıl koruyabiliriz? CHP yönetimi bağımsızlığımız risk halindeyken hangi yangından, ne yenilip ne yenilmediğinden söz açıyor.

SURİYE SEÇİMLERİ

Bakınız Suriye yaklaşık 10 yıldır iç savaş halindedir. Esad 2014’de yüzde 88 olan oyunu seçimlerin yapıldığı coğrafi alanlarda yüzde 95.1’e çıkarmıştır. Şam’da sabaha kadar kutlama yapılmıştır. Göstermelik diğer başkan adayı da beklendiği üzere havalarını almıştır.

“ATATÜRK’E HAKARET EDEN KİŞİNİN GİZLİ FETÖ’CÜ OLUP OLMADIĞI ARAŞTIRILMALI”

Atatürk bizim börkümüzdür, birliğimizdir, simgemizdir, ona laf yoktur. Baş giderse, börk gider. Börk giderse il gider, iffet gider. Allah muhafaza bir daha da geri gelmez. Gazi Mustafa Kemal’e tahammülsüzlük, lafı cimi yok Türkiye Cumhuriyeti’ne tahammülsüzlüktür. Bugün varsak bunun şeref payesi aziz Atatürk’ündür. Keskin ön yargılar ile Atatürk düşmanlığı yapmak millete değil, ihanete hizmettir. Ayasofya Camii açılmışken, Taksim Camii’nin manevi hayatımıza kazandırılması, müslümanlar ile buluşturulması sağlanmışken nükseden Atatürk alerjisinin esas gerekçesini nasıl okumalıyız? Ortalığı karıştıran bunu da müslüman kisvesi altında yapanlar kişilerin Türkiye’nin huzuru ile oynamaları provokasyondur, bunlar iyi araştırılmalıdır. Gizli FETÖ’cü olup olmadıkları mutlaka incelenmelidir. Tarihi kişiliklerimizi kötülemeye hiç kimse cüret etmemelidir. Özellikle bugünkü AK Parti hükümetini töhmet altında bırakmak, temiz bir mizacın sonucu değildir. Herkes uyanık olmak zorundadır. Atatürk’e dil uzatanlar daha iyi müslüman olduklarını mı sanıyorlar? Türk milletinin ruhunu okşadıklarını mı düşünüyorlar? Ey kendini bilmez akılsızlar Atatürk’ümüzden ne istiyorsunuz? O tarih sahnesine çıkmasaydı, Türklüğün kıvancı, islamın bekçisi olmasaydı doğdunuz zaman kulağınıza ezan mı okunur yoksa bir Kilise’de vaftiz mi olurdunuz? Atatürk’ün hatıralarına ve heykellerine saldıran zavallılar, sizin yel değirmenlerine savaş açan Donkişot’tan ne farkınız vardır? Atatürk Türkiye demektir. Atatürk’e el uzatmaktan vazgeçin.