Avukatlar, stajyerlikte ve meslekte yaşadıkları sorunları anlattı: Mücadelemiz hep birlikte olacak

Avukat Tümay Çetin ve Stajyer Avukat Can Yoldaş, avukatların stajyerlikte ve meslekteki sorunlarını Manifesto TV'ye değerlendirdi.

Avukatlar, stajyerlikte ve meslekte yaşadıkları sorunları anlattı: Mücadelemiz hep birlikte olacak

Avukatlar Sendikası üyesi Avukat Tümay Çetin ve Stajyer Avukat Can Yoldaş, Alev Doğan’ın hazırlayıp sunduğu Manifesto’nun Gündemi programında 5 Nisan Avukatlar Günü ve avukatlık mesleğinin sorunlarına ilişkin konuştu.

5 Nisan Avukatlar Günü kapsamında değerlendirmelerini aktaran Avukat Tümay Çetin, “Ne yazık ki Avukatlar Günü’ne bir kutlama değil bir anma günü olarak başlıyoruz. Çünkü çok yakın zamanda bir meslektaşımızın haciz işlemini gerçekleştirirken vurularak hayatını kaybetmesiyle sarsıldık. avukat müvekkil ilişkisinde müvekkiliyle özdeşleştirilen ilk ve son avukatımız Ersin Arslan değildi maalesef, daha öncesinde adil yargılanma talebiyle açlık grevi başlatmış olan Ebru Timtik’i kaybettik. Çok yakın bir tarihte, daha 2 gün önce meslektaşımız Muhammet Halil Yavuz’un intihar ederek hayatını sonlandırdığını öğrendik. İsim isim sayamayacağımız kadar çok sayıda meslektaşımız katlediliyor, öldürülüyor, intihar ediyor. Bunların en büyük nedeninin aslında ekonomik ve ülkenin içerisinde bulunduğu şiddet ortamı, şiddet çığırtkanlığı olduğunu düşünüyoruz.” açıklamasında bulundu.

AVUKAT TÜMAY ÇETİN: AVUKATLIK SİYASİ İKTİDAR TARAFINDAN İTİBARSIZLAŞTIRILIYOR

Avukatlığın saldırı altında olduğunu ifade eden Çetin, “Avukatlar siyasi iktidar tarafından itibarsızlaştırılmakta, yargının bağımsız ögesi olarak ele geçirilmeye çalışılmaktadır. Çoklu baro girişimine avukatların sesini yükseltmesinin en büyük nedeni de böyle olduğu gerçeğini haykırabilmekti aslında. Her ne kadar şu anda çok fazla toplu etkinlikler yapılsa da o tarihte baro başkanlarının toplu halde şehre girişleri Kovid-19 gerekçesiyle engellenmişti.” dedi.

Avukatlığın mesleki sorunlarına da değinen Çetin “Avukatların sayısının artmasıyla birlikte ekonomik problemlerimiz de fazlalaşmış durumda. Biz bunlara çözümler üretilmesi yönünde sözümüzü söylememize rağmen ne yazık ki bu alanda herhangi bir girişim yapılmadığı gibi aksine avukatlar hem adil yargılanma hem ekonomik sıkıntılarını söyledikleri, seslerini yükselttikleri takdirde sesimiz kısılmak istenircesine bir nevi tehditle karşılanmakta. Adli yıl açılış programında Cumhurbaşkanı tarafından söylenen bir söz vardı. Ebru Timtik’in İstanbul Barosu Binasına posterinin asılmasına atıfla ‘Avukatların meslekten meniyle ilgili çalışmalar yapılmalı’ demişti, her ne kadar gündemden düşmüş olsa da biz unutmuyoruz, hatırlıyoruz. Zaten çoklu baro sistemiyle hem barolarımızın TBB’de temsil gücü kırılmış durumda, hem de avukatların söyledikleri sözlerin etkisini ortadan kaldırmış durumda” değerlendirmesine yer verdi.

Çetin son olarak “Stajyerlikten başlayarak aslında biz bir sömürü düzeniyle karşı karşıyayız. Meslekte çalışma yasağımız mevcut stajyerlik aşamasında. Bu aşamadan başlayan sömürü işçi avukatlığa geçen yolda çok daha ağır şartlarda devam etmekte. Bu süreçte emek değersizleşiyor, iş yükü artıyor, güvencesiz çalışma daha fazla gündeme geliyor. Bunun yanında meslektaşlarımız ekonomik güçleriyle ayakta kalmaya çalışıyorlar ve ne yazık ki ayakta kalamayan meslektaşlarımız intihara sürükleniyor. Bu meslektaşlarımızın yaş grubu çok önemli. 24-27 yaşlarında olan meslektaşlarımız intihara sürükleniyorlar. En nihayetinde Türkiye’nin içinde bulunduğu tabloyu yansıttığını düşünüyoruz biz bu intiharların, ölümlerin, katledilmelerin. Çünkü avukatlar artık hem meslek olarak itibarlarını kaybetmiş durumdalar, ekonomik olarak güçleri yok ve çok fazla baskı altındalar. Avukatların üzerindeki baskı çok artmış durumda. İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshi kararı yayınlanabilen bir ülkede yaşıyoruz ve bu hukuk garabetlerinin olağanlaştığı bir ülkedeyiz. Tabi ki siyasal iktidar içinde bulunduğu sıkışmaları, hukuk kisvesi altında yasama gücüne veya yargıya açıkça müdahale ederek aşmaya çalışıyor. Bu da hakimler, savcılar ve avukatları etkiliyor. Bizler hak arama, hukuk mücadelesi veriyoruz. Tabi bunu yaparken baskılar bizi her ne kadar yıldırmasa da çalışmamızı çok güçleştiriyor. Ekonomik koşullar bir yana hak arama mücadelesinde karşılaştığımız bu zorluklar bizlerin gücünü çok daha fazla kırıyor. Son olarak şunu söylemek istiyoruz, biz avukatlar aynı saldırı altındayız, aynı algı yönetiminin içerisindeyiz ve bu nedenle tehdit altındayız. Bununla ilgili tabii ki mücadelemiz devam edecek. Meslektaşlarımızın Avukatlar Günü’nü biz kutlayamadığımızı söz olarak söylüyoruz ancak mücadelemizde de hep birlikte olacağımızı sözlerimize katıyoruz.” ifadelerinde bulundu.

STAJYER AVUKAT CAN YOLDAŞ: İSTEĞİMİZ HAKÇA ÜCRET VE İNSANAC MUAMELE

Çetin’in ardından söz olan Stajyer Avukat Can Yoldaş, “Ben öncelikle Avukatlar Sendikası Stajyer Avukatlar Komisyonu’nun yaptığı bir anket çalışmamızdan bahsetmek istiyorum. Bu çalışmaya 32 şehirden 200 stajyer avukat arkadaşımız katıldı. Öne çıkan bulgular şöyle, bunların yaklaşık yüzde 60’ı İstanbul’dan ve yarıdan fazlası ilk 6 ayında. Maalesef ‘Ücret alıyor musunuz, ne kadar alıyorsunuz?’ gibi sorulara verilen cevapların sonucu stajyer avukatların yüzde 95’inin geçimini sağlayamadığını gösteriyor. Geçimini sağlayamayan insanın kendisine ve mesleğine saygısı oldukça hırpalanıyor ve bu durumda mesleğin saygınlığı da zedelenmiş oluyor. Temsil faaliyeti yürüttüğünüz bir meslekte hem kendinize hem işinize saygınızın tam olması çok önemli. Ne yazık ki stajyer avukatların dörtte biri emekleri karşısında hiç bir ücret almıyor. Emek sömürüsü her meslekte mevcut ancak stajyer avukatların buna maruz kalmasının bir sebebi de ilk 6 ay boyunca stajyer avukatların resmen çalışamıyor olması. Çalışmama koşuluna rağmen Adalet Bakanlığından veya barolardan herhangi bir karşılıksız ödenek ayrılmıyor.” ifadelerine yer verdi.

Stajyer avukatlara ilişkin anket sonuçlarını paylaşmaya devam eden Yoldaş, “Yargı faaliyetinin içerisine dahil olması, bunun bir ucundan tutması, bir şeyler öğrenmesi beklenen stajyerlerin yüzde 98’i adliye stajını gerektiği gibi geçirmediğini düşünüyor. Arkadaşlarımızın büyük çoğunluğu bu nedenle ilk 6 ayını çalışarak değerlendirmek istiyorlar, en büyük beklentileri de yanlarında çalıştığı avukatlardan bir şeyler öğrenebilmek. Ancak arkadaşlarımız yüzde 80 gibi bir oranla kimisi fotokopi makinesi gibi kullanıldıklarından kimisi evrak kuryeliği yaptıklarından şikayet ediyor. Aslında stajyer avukatların talepleri çok basit. Hem ilk 6 aylık dönemde hem ikinci altı aylık dönemde birlikte çalıştıkları meslektaşlarından saygı görmek, hakça ücrete karşılık olarak çalışmayı yürütmek. Bunlar en önemli kaygılarımız. ” açıklamasında bulundu.

Yoldaş, stajyer avukatların sorunlarına ilişkin değerlendirmelerine şu sözlerle devam etti:

“Değinmek istediğim çok önemli bir konuda mobing, baskı ve taciz maalesef. Anketimizde açık uçlu cevaplara imkan veren bir sorumuz vardı. Bir arkadaşımız maalesef ‘Ben artık her iş başvurusunda tacize uğramaktan bıktım, iş görüşmelere gitmeye dahi çekiniyorum’ demiş. Bu tamamen stajyer avukatların da saygınlığının bulunmamasından kaynaklanıyor. Çünkü siz bir kişiyi geçim derdiyle sınarsanız geçimini sağlayabilmek için tahammül edebileceği şeylerin sınırı maalesef çok yükseliyor. Dörtte üçünden fazlası asgari ücretin yarısından aza çalışan stajyer avukatların, bu meblağlarla hayatını idame ettirmesini beklendiğiniz zaman aslında bulduğu ilk cüzi ücretli iş fırsatına tabiri caizse atlamasını da ummuş oluyorsunuz. Bu da tabii ki bir şeyleri göz ardı etme, bir şeylerin kendi içerisinde üstesinden gelme, dışarıya yansıtmama eğilimini doğuruyor. Halbuki stajyer avukatlar da aslında entelektüel emeğin yoğun olduğu, aldıkları eğitim ile çalıştıkları bir emek sarf ediyorlar. Pekala arkadaşlarımız fizik yoğun işlerde de çalışabilirler. Ama ‘Biz bu eğitimi niye aldık’ diyorlar kendilerine ve mesleklerini yapmak istiyorlar. Bizim aslında isteklerimiz hakça ücret, insanca muamele. Bunlar her meslek faaliyeti altında ileri sürülebilecek talepler. Dolayısıyla mesleğimizi başından sonuna kadar onurlu bir şekilde yapmak istiyoruz. Ben şöyle düşünüyorum, bir mesleğe duyulan saygı o meslekte saygınlığı en düşük olan kişinin gördüğü saygı kadardır. Siz stajyer avukatları bu kadar küçültürseniz eninde sonunda aslında mesleğinizin daha az saygın hale gelmesine, ayaklar altına alınmasına katkıda bulunuyorsunuz. Bu durumun ilerleyen yıllarda değişmesini umuyoruz ve bu şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

PROGRAMIN TAMAMINI İZLEMEK İÇİN: