26 Ağustos 1789: Fransa Ulusal Meclisi, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'ni yayımladı

Bugünden bakıldığında feodalizmin tasfiyesi ve eşit yurttaşlık ilkesini esas aldığından dolayı tarihte önemli bir yer tutan bildirge, burjuva toplumlarının temelini oluşturdu. Özellikle kapitalizmin gelişmesi bu ilkeleri bütün dünyada geçerli hale getirdi.

26 Ağustos 1789: Fransa Ulusal Meclisi, İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'ni  yayımladı

Aydınlanma felsefesinin gelişmesi, ekonomik ilişkilerde hakimiyetin feodal beylerden yavaş yavaş burjuvaların eline geçmesi sonucunda toplumsal bilinçlenme artmış, devrimci düşünce ile monarşiyi deviren halk, iktidarı “tanrının kutsadığı krallardan” alıp yurttaşların iradesiyle seçilmiş Ulusal Meclise devretmiştir.

Devrim önce Meşruti Monarşi sisteminin yerleştirilmesiyle son bulmuş gibi gözükmekteydi. Ancak Monarşinin ve feodal toprak ağalarının devrimi gericilikle boğma çabaları Fransız halkında büyük bir öfkeye neden oldu, bunun sonucunda Jakobenler etrafında birleşen halk hanedan üyelerini “tarihin ilerleme aracı” giyotinle idam etmiştir.

Monarşinin tasfiyesi sonrasında kurulan Cumhuriyet, 26 Ağustos 1789’da İnsan Hakları ve Yurttaşlık Bildirisi’ni kabul etmiştir. Bu bildirge 1791’de hazırlanacak olan anayasanın öncüsü konumundadır. Ayrıca hazırlanan anayasanın önsözüne eklenmiştir.
Bildirgenin önsözünde, yönetimde sorunların bulunduğu ve bu sorunların insan haklarına etki ettiği bundan dolayı da Ulusal Meclisin, insanların haklarını onlara anlatarak yeni bir düzen kurmayı amaç edindiği yazmaktadır. Aynı zamanda meclis, yurttaşlara haklarını öğreterek kamu refahını sağlamayı amaçladığını belirtir.

17 maddeden oluşan bildirge, insanların eşit doğduğunu ve doğumundan itibaren eşit şekilde haklara sahip olduğunu farklılıkların ancak ortak faydaya dayandırıldığı şekilde kabul edilebileceği ifade etmektedir. Bunun yanında vergi sistemine düzenleme getiren beyanname, mülkiyet hakkını güvenceye alarak yasaların çerçevesini de çizmektedir. Pek çok anlamda Aydınlanma düşüncesinin izlerini taşıyan bildirge devlet yönetiminin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayandırıldığını, halka karşı bütün kamu görevlilerinin sorumlu olduğunu ve hesap verilebilirlik ilkesinin esasını ortaya koyar.

Bugünden bakıldığında feodalizmin tasfiyesi ve eşit yurttaşlık ilkesini esas aldığından dolayı tarihte önemli bir yer tutan bildirge, burjuva toplumlarının temelini oluşturdu. Özellikle kapitalizmin gelişmesi bu ilkeleri bütün dünyada geçerli hale getirdi. Fakat burjuvazinin zamanla gericileşmesi soncunda işçi sınıfı kendi devrimci iradesini ortaya koyarak, “kendi için sınıf” olma aşamasına geçmiştir.