102 yıl önce bugün: Lenin'in Birinci Komünist Enternasyonal Kongresi'nde açılış konuşması

''Burjuvazinin tehlikesi halen sürse de, binlerce işçiyi daha öldürseler de, zafer bizim olacak; dünya çapındaki komünist devrimin zaferi kesindir.''

102 yıl önce bugün: Lenin'in Birinci Komünist Enternasyonal Kongresi'nde açılış konuşması

102 yıl önce bugün kuruluşunu gerçekleştiren Komünist Enternasyonal Kongresi’nde, Lenin tarafından yapılan açılış konuşmasını sizler için yayımlıyoruz.

Birinci Komünist Enternasyonal Kongresi, Lenin’in Açılış Konuşması:

”Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi adına; Birinci Komünist Enternasyonal Kongresi’nin açılışını yapıyorum. Başlamadan önce, tüm katılımcıları 3. Enternasyonal’in en iyi temsilcileri Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg anısına saygı duruşu için ayağa kalkmaya davet ediyorum.

Yoldaşlar, toplantımızın tarihsel değeri muazzamdır. Burjuva demokratları tarafından el üstünde tutulan bütün illüzyonların yıkılışına şahit oluyoruz. Yalnızca Rusya’da değil, aynı zamanda Avrupa’nın en gelişmiş kapitalist ülkelerinde bile, örneğin Almanya’da, bir iç savaş gerçeği var.

Burjuvazi, işçilerin büyüyen devrimci mücadelesi karşısında dehşete düşmüştür. Emperyalist savaşın devrimci işçi hareketinin yükselmesindeki kaçınılmaz faydasını, dünya devriminin başladığı ve her yerde kuvvetlendiği gerçeğini hesaba katarsak, bu gayet anlaşılır bir durumdur.

İnsanlar, sürmekten olan mücadelenin büyüklüğünün ve öneminin farkındadır. Tüm gereken; proletaryanın kendi kanununu geçerli kılabileceği nesnel bir yol bulmaktır. Bu yol; Sovyet sistemindeki gibi bir proletarya diktatörlüğüdür. Proletarya diktatörlüğü -şimdiye kadar bu sözcükler kitlelere Latince gibi geliyordu. Sovyetlerin yayılması sayesinde bu “Latince”, tüm modern dillere çevrildi ve diktatörlüğün gerçekçi bir yolu işçi sınıfı tarafından bulundu. İşçi kitleleri bunun anlamını; Rusya’daki Sovyet gücü, Almanya’daki Spartaküs Birliği ve diğer birçok ülkedeki örgütlenmeler sayesinde (örneğin; İngiltere’deki Sendika Temsilcileri Komiteleri) biliyor. Tüm bunlar gösteriyor ki; proletarya diktatörlüğünün devrimci bir biçimi bulunmuştur ve proletarya; artık kendi kanunu yazabilecek durumdadır.

Yoldaşlar, Rusya’daki olaylar ve Almanya’da ocak ayında yaşananlardan sonra, işçi hareketinin son halinin; kendisini dayattığını ve kontrolü ele geçirdiğini belirtmenin önemli olduğunu düşünüyorum. Örneğin bugün, sosyalizm karşıtı bir gazetede Britanya hükümetinin Birmingham İşçi Vekilleri’ni kabul ettiği ve Meclisleri, ekonomik bir aygıt olarak tanımaya hazır olduğu üzerine bir haber okudum. Sovyet sistemi yalnızca Rusya’da değil, Avrupa’nın en gelişmiş ülkesi olan Almanya’da ve en eski kapitalist ülkesi Britanya’da da galip gelmiştir.

Burjuvazinin tehlikesi halen sürse de, binlerce işçiyi daha öldürseler de, zafer bizim olacak; dünya çapındaki komünist devrimin zaferi kesindir.

Yoldaşlar, Rusya Komünist Partisi Merkez Komitesi adına sizleri içtenlikle selamlıyorum. Bir heyet seçmemizi öneriyorum. Lütfen adaylarınızı bildirin.”

İngilizce’den çevrilmiştir.