Unutmadık: Seyrettiler, 'çok şükür' dediler

Sivas Katliamı yaşandığında dönemin Başbakanı olan Tansu Çiller'in katliam için sarf ettiği insanlık dışı sözleri unutulmuyor. Çiller için katliamın ardından Aziz Nesin ise "Bu gericiliğe verilen ödün devam ederse inanın bunlar bu başbakanı saçından sürüklerler" demişti.

Unutmadık: Seyrettiler, 'çok şükür' dediler

Bugün 2 Temmuz 2020. Ülkemizin tarihinde kapkara bir leke olan Sivas Katliamı’nın üzerinden 27 yıl geçti.

1988’den beri düzenlenen Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında Sivas’a gelen aydın ve sanatçıların katılımıyla 1 Temmuz günü kentte paneller düzenlenmiş ve semah gösterileri yapılmıştı. Ertesi gün ise 33 aydın ve sanatçı, kaldıkları Madımak Oteli’nin önünde toplanan binlerce kişilik yobaz güruh tarafından alevler ortasında bırakılıp katledildi.

Gözlerini kan bürümüş şeriatçı yığınlar, 33 aydın ve sanatçı ile 2 görevlinin yanarak ve dumandan zehirlenerek can verdikleri anlarda yaşananları “Cehennem ateşi bu…” diye bağırarak kutluyordu.

Sermaye devletinin 12 Eylül 1980 sonrası palazlandırdığı gericilik, 35 kişinin can verdiği ancak esas olarak Türkiye’nin ilerici birikimine karşı gerçekleştirilen bu katliamla tarihsel görevini yerine getirmişti.

“GEREKEN YAPILDI, BÜYÜTMEK YANLIŞ”

Dönemin Başbakanı ve bugünün de sıkı Cumhur İttifakı destekçisi Tansu Çiller de katliamın ardından Başbakanlık binasına gelişi sırasında gazetecilerin sorularına “Gerekenin yapıldığını” söyleyerek yanıt vermeyi tercih etmişti. Çiller bir başka açıklamasında da “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bu yangından zarar görmemiştir!. Halktan kimsenin burnu kanamamıştır ve ölenler de çıkan yangından boğularak ölmüşlerdir. Olayı bu kadar büyütmek yanlış, bir futbol maçında da bu kadar insan ölebilirdi” diyecekti.

Dönemin Sivas Valisi Ahmet Karabilgin, katliamın ardından kendisine gelen eleştirileri yanıtlarken Çiller’in sorumluluğunu “Başbakan Çiller kesin talimat verdi, ateş edilmesin diye.” diye açıklarken “Biz karşı grubu parçalara ayırarak dağıtmak istedik. Olayların Alevi-Sünni kavgasına dönüşmemesi için büyük gayret gösterdik. Ancak bu kadar frenleyebildik” ifadelerini kullanmıştı.

KATLİAMLARI KARIŞTIRDI

Katliamın ardından tepkilerin odağındaki isimlerden olan Tansu Çiller, yaşananlara ilişkin daha sonra TBMM kürsüsünden elindeki bilgi notunu okurken büyük bir “gaf”a da imza atmıştı. Sivas Katliamı’yla ilgili konuşacak olan Çiller, katliamla 2 hafta öncesinde Van’da 2 ayrı otelin benzin dökerek ateşe verilmesi ve yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu 11 kişinin ölümü ile 17 kişinin de yaralandığı kundaklama olayını “karıştırmıştı”. Sözkonusu oteller, içlerinde “zina” yapıldığı gerekçesiyle şeriatçı Hizbullah militanları tarafından benzin dökülerek ateşe verilmişti. İşte Tansu Çiller, Sivas Katliamı diye bu olayla ilgili bilgi verince dönemin bakanları panik halinde düzeltme yapmaya çalışmıştı. Üstelik karıştırdığı katliamı da faillerle ilgili “otelin otel ortaklarından birinin yaktığına ilişkin bulgular olduğunu” iddia ederek “meçhul”leştiren Çiller, gericiliğin ipini tutan sağın kanlı tarihindeki hak ettiği yeri almıştı.

AZİZ NESİN: ÇİLLER’İ SAÇINDAN SÜRÜKLERLER

2 Temmuz 1993 günü Sivas Katliamı’nı otelde yaşayan yazar Aziz Nesin, katliamdan kurtulması sonrası dahi kendisini “tahrik”le suçlayıp hedef gösteren söylemlerde bulunan Çiller’in hükümetini eleştirirken şu ifadeleri kullanmıştı:

“Ben insanların hoşlanacağı şeyleri değil, doğruları söylerim. Şu Aczmendiler beni zorla Müslüman yapıp cennete mi sokmak istiyorlar? Atatürk’ün sağlığında Kubilay olayı bile bu ölçüde değildi. Bu gericiliğe verilen ödün devam ederse inanın bunlar bu başbakanı saçından, Süleyman Demirel’i kravatından tutup sürüklerler. Olayların bu hale geleceğini hiç ummadım. İyi kötü bir devlet var diye düşünüyordum, yanılmışım. Türkiye laik değildir, laik yapmak gerekir. Türkiye uçuruma gidiyor. Gericilere ödün vere vere uçuruma gidiyor.” (Aydınlık, 5 Temmuz 1993)

Bugün sağıyla “sol”uyla katliamda devleti temsil edenlerin sorumluluğunu teslim ederken bir kez daha anacağız gericiliğe kurban verdiğimiz insanlarımızı. Unutmadığımızı söyleyeceğiz. Unutturmayacağımızı da. Ancak daha geçtiğimiz birkaç yıl içinde Reyhanlı’dan Reina’ya, 10 Ekim’den Suruç’a kadar gericiliğin kanla yazdığı tarih, zaten buna imkan vermiyor. Sivas’ın yangını büyüyerek sürüyor.