Türkiye işçi sınıfının ilk yığınsal siyasi eylemi: DGM Direnişleri

İlk olarak yığınların katıldığı on binlerce işçi, beyaz yakalılar, aydın, sanatçılar ve öğrencilerin coşkulu bir şekilde Taksim Meydanı'na akın ederek kutlamalara iştirak etmesi sermaye sınıfını endişelendirmeye başladı.

Türkiye işçi sınıfının ilk yığınsal siyasi eylemi: DGM Direnişleri

İbrahim ÖZYÜREK

1966-1980 yılları Arçelik-Çayırova İşçisi, T. MADEN-İŞ /DİSK üyesi

24 Mayıs 1973 yılında toplanan TKP Polit Bürosu, Atılım kararını alıp 8 Ocak 1974 yılında ilk Atılım dergisini çıkarmaya başladıktan sonra TİP, sendikalar, fabrikalar ve üniversitelerde dikkat çeken önder konumundaki kişileri partiye üye yaparak onların gelişmesini sağladı. Bu arada T. Maden-İş sendikası başta olmak üzere DİSK, Kemal Türkler’in Başkan, İbrahim Güzelce’nin Genel Sekreter olduğu dönemde bütün ilgiyi üzerine çekmeye başlamış, faşist saldırılara karşı sendika ve fabrikalarda örgütü genişletip, hem sendikal, hem politik eğitimlere hız vermişti. Fabrika komiteleri işçi önderleri yetiştirmeye başlamıştı. Bu arada 1976 yılında DİSK’in 9. Yılı kutlamasında 1 Mayıs’ın yığınsal olarak kutlanması kararı alındı. İlk olarak yığınların katıldığı on binlerce işçi, beyaz yakalılar, aydın, sanatçılar ve öğrencilerin coşkulu bir şekilde Taksim Meydanı’na akın ederek kutlamalara iştirak etmesi sermaye sınıfını endişelendirmeye başladı.

1971 yılındaki sıkıyönetim döneminde değiştirilen Anayasa’ya konan bir madde ile DGM’lerin kurulması öngörülmüştü. 1973 yılında bu maddeye dayanılarak özel yetkilerle donatılmış bir mahkeme türü olan Devlet Güvenlik Mahkemeleri Yasa Tasarısı hazırlandı. Tasarı, CHP dahil Meclisteki tüm partiler tarafından benimsendi. CHP sadece mahkemelerin oluşum şekli ile ilgili bazı itirazlar öne sürmüştü. Tasarı, 11 Temmuz 1973 günü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi ve mahkemeler kurulmaya başlandı. Mahkemenin yarısı hükümetin aday gösterdiği, diğer yarısı ve savcıları asker kökenliydi. Avukatlar sık sık Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde itirazlarda bulunuyor ama bu itirazlar mahkeme tarafından reddediliyordu. Ancak birkaç mahkeme itirazları ciddi bulup Anayasa Mahkemesine götürmeye başlandı. 8 Haziran ve 2 Eylül 1974’te birer maddesi iptal edildi. 1974’te Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı yasanın özünü oluşturan 1. ve 6. maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurdu. 8 Mayıs 1975’te AYM bu maddeleri usulden bozdu. Gerekçeli karar 11 Ekim 1975 Günü açıklandı ve resmi gazetede yayınlandı. İptal gerekçesi olarak “Tasarının 1973 yılında Senato’da görüşme yapmadan kabul edilmesi”ni gösterdi. Mahkeme yasama organına yeni mevzuatın düzenlenmesi için bir yıl süre verdi. 11 Ekim 1976’ya kadar yeni bir yasa çıkaramadığı takdirde, iptal edilen yasa tümüyle yürürlükten kalkacak ve DGM’ler kapatılacaktı.

10 Eylül 1976 günü DİSK Genel Yönetim Kurulu olağanüstü olarak toplandı. Toplantıda DGM girişimi görüşüldü. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler, Genel Yönetim Kurulu adına bir açıklama yaparak; DGM yasası girişiminin boyutlarını, gerçek hedefini belirtti. DİSK’in ve işçi sınıfının DGM yasa tasarısına karşı savaşıma kararlı olduğu vurgulanan açıklamada, tüm ilerici, demokrat, yurtsever güçler, emekçiler, tüm çalışanlar ve aydınlar işçi sınıfını ve DİSK’in savaşımını desteklemeye çağrıldı.

15 Eylül 1976 günü DİSK Başkanlar Konseyi ile birlikte tekrar toplantıya başlayan DİSK Genel Yönetim Kurulu, DGM yasasının meclislerde görüşülmesi süresince sürekli toplantı halinde olduğunu duyurdu. Gelişmelerin anında değerlendirileceği bildiriliyordu. Bu esnada iş yeri komiteleri, temsilci ve ünite temsilcileri hepimiz kendi fabrikamızda üyelere yasanın neler kaybettireceği üzerine bilgi veriyor ve kendi hazırlıklarımızı yapıyorduk. 16 Eylül 1976 sabahı DİSK Yönetim Kurulu ve Başkanlar Konseyi’nin ortak kararı Genel Başkan tarafından bir basın toplantısı ile kamuoyuna, işçi sınıfına ve sendika bölgelerine iletildi. Kararda, daha önceki uyarıda belirtilen nedenlerle DGM’lerin iç yüzü sergilendikten sonra şöyle söylendi:

“GENEL YAS”

1-) Ülkemizi M.C’nin yarattığı karışıklık ve bunalımdan kurtarmak,
2-) Hayat pahalılığı artışına son verip emekçi halkımızın yüksek geçim olanaklarına kavuşmasını sağlayacak kapıları açmak,
3-) Demokrasiyi açıkça boğazlanmaktan kurtarıp demokratik, sendikal ve siyasal hak ve özgürlükleri koruyup genişletmek.
4-) Ve bu nedenle, emekçi halkımızın 1977 genel seçimlerinde özgürce oy kullanma ve bu istemleri destekleyen dilediği iktidarı seçme olanağı sağlamak amacıyla,
— Bu iktidarın anayasal ve demokratik yoldan düşürülmesine ve halktan yana bir iktidarın kurulmasına kadar tüm ülkede “Genel Yas” ilanı,
— Anayasal ve demokratik haklarını, DİSK’in “Tabanının söz ve karar sahibi olma” temel ilkesi içinde kullanabilmesi açısından işçi üyelerimizin serbest bırakılması,
— Örgütümüzün bulunduğu merkezlerde her gün genellikle öğleden sonraları DİSK tarafından sessiz matem yürüyüşleri veya mitingler düzenlenmesi,
–Bunun dışında DİSK tarafından düzenlenmeyen hiçbir yürüyüş, miting gibi gösterilere üyelerimizin katılmaması ve bozguncu unsurların içeriden veya dışarıdan gelecek tahriklere olanak verilmemesi için üyelerimizin çok dikkatli ve titiz davranmaları kararlaştırılmıştır.

Bu kararlar bugün 16 Eylül 1976 Günü saat 13.00’ten itibaren geçerli olacaktır. Tüm işçileri, ilerici ve demokratik kuruluşları DİSK’in bu tarihi kararını desteklemeye çağırıyoruz.

Metniyle açıklandı.  (DİSK ajansı No: 976/202 16.09.1976)

16 Eylül 1976 günü saat 13.00’ten itibaren Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce işçi üretimi durdurdu. DİSK üyesi işçiler, Türk–İş ve Bağımsız Sendikaların üyesi işçilerle birlikte Türkiye işçi sınıfı, tarihinin en yaygın siyasal nitelikli eylemini gerçekleştirdiler. Tüm işyerlerinin kapılarına şu belgiler asıldı:

FAŞİZME GEÇİT YOK!

MC ve DGM‘ ye hayır!

Yaşasın DİSK!

İşçi sınıfının 1976 Eylül ayında yapmış olduğu (16-20 Eylül) eylemin somut ve yakın hedefi DGM tasarısını önlemekti. Çünkü işçi sınıfı, DGM’ye karşı aktif tavır içine girmekle, aynı zamanda DGM’yi gündeme getiren Milliyetçi Cephe’nin ekonomik politikasını ve baskıcı niteliğini de protesto ediyordu. Hayat pahalılığını, vergileri, işsizliği artıran bu tekelci ekonomi-politikaya karşı oluşan hoşnutsuzluk ve birikim, bu hoşnutsuzluğu bastırmak üzere kurulan DGM Tasarısı karşısında eyleme dönüştü. Türkiye işçi sınıfı örgütlü bulunduğu DİSK vasıtasıyla sadece “DGM’ye hayır” demekle kalmamış, 16 Eylül 1976’da “Bu iktidar demokratik ve anayasal yoldan düşürülene ve halktan yana bir iktidar işbaşına gelene kadar” GENEL YAS ilan etmişti.

Hem tasarının yasalaşmasını önlemek, hem de bu tasarıyı gündeme getiren bir iktidara karşı olduğu için işçi sınıfının bu demokratik kitlesel hareketi siyasaldır.