"Ticaretten, siyasetten ve ranttan bağımsız bir tarikat ve cemaat örgütlenmesi mümkün değildir"

TKH MK Üyesi Kurtuluş Kılçer "Tarikat ve cemaati tek başına bir inanç grubu olarak göremeyiz. İnanç grubunun altında; ticaret var, rant var, siyaset var. Doğrudan tarikat ve cemaatlerin siyasi emelleri var. Ticaretten, siyasetten ve ranttan bağımsız bir tarikat ve cemaat örgütlenmesi mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) MK Üyesi Kurtuluş Kılçer, 19 Ekim 2020 tarihli Manifesto’nun Gündemi’nde, tarikat ve cemaat örgütlenmelerinin misyonlarını anlattı.

Tarikat ve cemaatlerin sivil toplum örgütü olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirten Kılçer’in değerlendirmelerinde şu başlıklar öne çıktı:

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Almanya’da cami açma izni yenidir. Ama Süleymancıların çok uzun yıllardır Almanya’da cami açma izni var. Diyanet İşleri Başkanlığı’na verilmeyen bu izin Süleymancılara neden verildi, soru bu. Bu sorunun eşilmesi gerekiyor. Uğur Mumcu bunları Rabıta örgütlenmesi üzerinden yazdı. Tarikat ve cemaatleri sivil toplum örgütü olarak değerlendirmemek gerekir. FETÖ örneğinde gördük. Çok amprik bir durumdur FETÖ örneği. Sivil toplum örgütü olduğu iddia edilen örgüt askeri darbe yapabiliyor. Amprik olarak karşımıza çıkan bu olgudan sonra bu tanımlar yapılamaz. Tarikat ve cemaati tek başına bir inanç grubu olarak göremeyiz. İnanç grubunun altında; ticaret var, rant var, siyaset var. Doğrudan tarikat ve cemaatlerin siyasi emelleri var. Ticaretten, siyasetten ve ranttan bağımsız bir tarikat ve cemaat örgütlenmesi mümkün değildir.”

Kılçer’in değerlendirmelerini izlemek için: