TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: Sosyalist soldaki büyük boşluk dolmalıdır

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) İstanbul İl Örgütü tarafından “Emek, laiklik, bağımsızlık ve sosyalizm için ülkenin komünist partisi yükseliyor!” başlığıyla düzenlenen toplantıda, yeni bir mücadele döneminin açıldığı duyuruldu.

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: Sosyalist soldaki büyük boşluk dolmalıdır

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) İstanbul İl Örgütü tarafından “Emek, laiklik, bağımsızlık ve sosyalizm için ülkenin komünist partisi yükseliyor!” başlığıyla düzenlenen toplantı, bugün Şişli Kent Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.

TKH İstanbul İl Örgütü tarafından düzenlenen toplantıda, yeni bir mücadele döneminin açıldığı duyuruldu.

Etkinlikte kürsüye çıkan TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek şöyle konuştu:

Yoldaşlar dostlar, bugün bu salonda buluşanların çok önemli çok değerli ortak bir noktası var. Hepimiz Mustafa Suphilerin onbeşlerin yoldaşlarıyız. Bu gururla bu onurla hepinizi partim adıma selamlıyorum. Merhaba, hoşgeldiniz…

Etkinliğin planını çıkaran yoldaşlar benim konuşma süremin 20 dakika olduğunu söylediklerinde bu yirmi dakikaya ne sığdırabilirim diye düşündüm önce… Öyle ya bir yanda Mustafa Suphilerin, 15’lerin katlinin üzerinden geçen bir 99 yıl var. Bir yanda partimizin kuruluşunun 100. Yılı içerisindeyiz. Hem konuşacak çok şey var hem de yapacak çok işimiz var. Zaman bizler için her zaman ki gibi kısa çünkü acelemiz var…

Yoldaşlar, dostlar, elim, aklım bir anda ülkenin son yirmi gününde yaşananları hatırlamaya gitti. Bakın ülkemizin halkımızın başına , dünya halklarının başına son 20 günde ne gelmiş? ABD’nin İran provakasyonu, yüzyılın anlaşması denilen ve aslında Filistin’in işgali olan planın hayata geçmesi, Elazığ depremi, ardından ortaya çıkan Kızılay vurgunu, Kanal İstanbul’da süren tartışmalar…

Yine yirmi günde iş cinayetleri kadın cinayetleri, pahalılık, yoksulluk ve cinnet intiharları…

Bir de son 20 yıla kısaca bir göz atalım… Hani alıştığımız bir cümle kalıbı vardır, Osmanlı’nın yıkılışı Cumhuriyet’in kuruluşu diye. İşte bu defa tersinden Cumhuriyetimizin yıkılışının mimarı, gerici, işbirlikçi parti olan AKP 2001 yılında kuruldu ve bu son 19 – 20 yılda ülkede rejim değişti. Bu oldukça önemlidir yoldaşlar çünkü bu aşamaya AKP hemen gelmedi.

20 yılın içinde özelleştirmeleri yani ‘babalar gibi satarım’ anlayışını, gericiliği yani Marmara depreminde ‘7.4 yetmedi mi?’ zihniyetini, halk düşmanlığını yani ‘ananı da al git’ zihniyetini, işçi düşmanlığını yani ‘fıtratında var’ zihniyetini, kadın düşmanlığını yani ‘kadınlar ile erkekler eşit değildir’ mantığını, gençlere düşmanlığı yani ‘her üniversiteli iş bulmak zorunda mı?’ mantığını, ABD işbirlikçiliğini yani ‘tarihsel müttefikimiz’ açıklamalarını, sermaye uşaklığını yani ‘OHAL’i sermaye için uyguluyoruz, grevleri yasaklıyoruz’ söylemini ve son olarak kimseye hesap vermem açıklamalarını gördük.

‘TEKEL VE GEZİ DİRENİŞİNDE KAÇACAK YER ARADILAR’

Tüm bunlar olurken, patronlar mutluydu, emperyalistler mutluydu, sahte solcu liboşlar mutluydu… Bu yirmi yılda yoldaşlar, bir  Tekel Direnişi, bir Gezi Direnişinde kaçacak yer aradılar. Bu yirmi yılda emperyalistler dünyayı her kıtada dizayn ederlerken ayakaları bir Suriye’de tökezledi. Bu nedenle, başta gezi direnişinde kaybettiklerimizin önünde saygı ile eğiliyoruz. Bir de Suriye halkına bir kez daha borçlu olduğumuzu hatırlatıyoruz. Emperyalizme ülkenin anahtarını teslim etmediler. Biz de onlara olan borcumuzu kendi ülkemizin anahtarını emperyalistlerden geri almakla ödeyeceğiz…

Yoldaşlar, bir de kısaca bir geçen yüz yıla bakalım… Geride bıraktığımız yüz yıl yoldaşlar bizim için muhteşem bir aynadır… Devrimler ile başlayan çağ, Küba dışında karşı devrimler süreci ile sona ermiştir. Bize yani komünistlere bu yüz yıl üç şeyi teslim etmiştir. Birincisi Ekim Devrimi’nin güncelliğini; yani somut olarak sosyalizmin gücünü. İkincisi Türkiye Komünist Partisi’ni; yani dünümüz, bugünümüz ve yarınımızı. Üçüncüsü yoldaşlar, güçlü bir komünist partisinin yaratılması zorunluluğunu….

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi bu üçünü kafasına mıh gibi çakmıştır ve yoluna buradan devam edecektir…

Yoldaşlar Mustafa Suphileri biliyorsunuz, partinin kuruluşundan sonra ülkelerine döndüklerinde katledildiler. Amaçları çok açıktı. TKP’yi ülkede büyütmekti… ‘Geri dönün’ dediler onlara, Mustafa Suphi’nin cevabı çok netti. Katledileceklerini bile bile “parti kararıdır, dönmeyiz” dedi. Mustafa Suphiler işte böyle katledildiler. Onlar yollarından dönmediler.

Peki 99 yıl sonra, biz komünistler için bugün partinin kararı nedir? Parti 15’lerin katline rağmen ülkede yayılmış, altmışlı ve yetmişli yıllara işçi sınıfının politik gücünü açığa çıkarması açısından damgasını vurmuş, 12 Eylül faşist darbesine rağmen küllerinden yeniden doğmuş, komünist adı üzerindeki yasakla baş etmiştir. Ama peki bugün parti ne yapmak istemektedir. İzninizle bu cevabı vermeden önce bugünü kısa bir özetini yapalım kendi açımızdan…

‘ÜLKENİN KOMÜNİST PARTİSİ GÜÇLENECEKTİR’

Bugün yoldaşlar, işçi sınıfı büyük oranda örgütsüzdür ama yalnız kalmadığı her an direnişe geçebilme gücünün olduğunu göstermektedir. Emekçi kadınların özellikle gericiliğe karşı direnci artmaktadır. Ülkenin gençliği toparlanmaktadır… Ülkede sağ siyasetin etkisinde olan milyonlarca emekçiyi de unutmamak gerekir… Bu zeminde, sağ siyasetin türlü kapıları altlarındaki zemini sağlama alma işine bakmaktadır. Bu zeminde liberaller zamanın yeniden kendi kapılarını çalması için sırada beklemektedirler. Bu zeminde düzen içi solu, AKP karşıtlığı üzerinden cepten yemekte, seçim dönemleri başta olmak üzere AKP karşıtlığını meclis matematiğine hapsetmektedir. Yani yoldaşlar sözün özü komünistler dışında kimsenin geleceğe baktığı yoktur.

Komünistler dışında kimsenin NATO ile, AB ile, patronlar ile, ABD ve İsrail ile bir alıp veremediği yoktur… Bu düzlemde yoldaşlar partinin kararı şudur… Sosyalist soldaki büyük boşluk dolmalıdır, dolacaktır. Ülkenin komünist partisi büyümelidir, güçlenmelidir ve güçlenecektir; kararımız budur… Ve bir süredir kamuoyuna da açıkladığımız gibi bunun yol haritası da bizce bellidir.

2020’de, partimizin kuruluşunun 100. yılında partimiz Türkiye Komünist Hareketi bir ‘atılım’ gerçekleştirecektir. İşçi sınıfı içerisindeki çalışmaları niteliksel ve niceliksel olarak büyüyecektir. Biliyoruz ki işçi sınıfının çıkarlarını sadece kitaplarda, teoride bilenlerin nefesi kısadır. İşçi sınıfına öncülük etmek bizim en önemli farkımızdır bunu hiç aklınızdan çıkarmayın yoldaşlar…

Keza emekçi kadın ve gençlik çalışmalarımızdaki tarihsel deneyimlerimize son beş yılda oldukça önemli katkılar eklenmiştir. Bunu da unutmayın…

Bizim burjuvazi ile bir kavgamız var. Bu kavga sınıf kavgası, bu kavga hürriyet kavgası… Biz yarına baktığımızda geleceğe baktığımızda yoldaşlar, bu kavganın hakkı ile verilmesi için bugün bu atılımı gerçekleştirmek zorundayız…

Ve bu bir parti kararıdır bu karardan dönmeyiz…

‘GÜÇLENMİŞ BİR KOMÜNİST PARTİ OLSAYDI’

Değerli yoldaşlar, dostlar, bakın ülkemizde güçlenmiş bir komünist parti olsaydı ne olurdu bunu sizinle paylaşmak istiyoruz. Eğer ülkemizde güçlü bir komünist parti olsaydı, sosyalist sol bağımsız bir odak haline gelebilseydi…

Örneğin asgari ücrete yapılan adına zam bile diyemeyeceğimiz, adına sus payı bile diyemeyeceğimiz ancak işçi sınıfı ile dalga geçme anlamına gelen AKP’nin asgari ücret kararına karşı işçi sınıfı o kararı AKP’ye yedirirdi. Ve hatta AKP bu kararı veremezdi dahi demek mümkün.

Örneğin yoldaşlar Diyanet’in gerici fetvalarına ek olarak son Elazığ depreminde yobazın birinin ‘çocuk yaşta evlilik yasası çıkmadığı için deprem oluyor’ sözü söylenemezdi dahi.

Örneğin yoldaşlar daha geçen ay sosyal medyada “yemekhane kartımda param kalmamış bir liram var” diye yazan ve sonra intihar eden Sibel Ünli hiç kuşkumuz yok ki bugün yaşardı. Yaşardı çünkü yoksulluğa karşı çaresiz olmadığını bilir, umutsuz yaşanmaz diyen sosyalistler ile mutlaka yolu kesişirdi…

Örnekleri çoğaltabiliriz, saymakla bitmez…. Dememiz o ki bugün tüm bu karanlığı söküp atmak için emeğin örgütlenmesi, laiklik mücadelesinin yükseltilmesi, bağımsızlık kavgamızın büyütülmesi bizim için bir tercih değil bir zorunluluktur aynı zamanda….

Ve yoldaşlar son olarak… Türkiye Komünist hareketi, partimiz 100. yıla bu somut görevle giriyor…

Ya başaracağız yoldaşlar ya başaracağız…

Biz kazanacağız, emekçiler kazanacak, Mustafa Suphilerin yolu kazanacak…

Tekrar hoşgeldiniz yoldaşlar…