"Gericiliğe, emperyalizme ve sömürüye karşı mücadelemizi büyüteceğiz"

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, "Sivas’ın failleri sadece elinde benzin taşıyanlar değildir. Sivas’ta yakanlar adım adım iktidar olanlardır. Ülkemizi cihatçı çetelere açmaya devam edenlerdir, Sivas’ta yakanlar memleketi satanlardır. Sivas’ın hesabı tam da burada görülecektir.  Gericiliğe, emperyalizme ve sömürüye karşı mücadelemizin büyüteceğiz. Sivas’ın hesabını biz göreceğiz." dedi.

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) haftalık basın toplantısı TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in katılımı ile canlı olarak gerçekleşti. Toplantıda AKP’nin barolara yönelik müdahalesi, iktidarın kadın düşmanı açıklamaları, emeğe yönelik saldırılar, gençliğin AKP’ye tepkisi ve Sivas katliamı başta olmak üzere bir dizi gündem maddesi değerlendirildi.

“AKP KENDİ HUKUKUNU YARATMAKTADIR”

Tekerek, basın toplantısının açılışını AKP’nin savunmaya yönelik müdahalesi ile başladı. Tekerek, AKP’nin sırtını yaslayacağı baro oluşturmak istediğini belirterek konuyla ilgili şunları kaydetti:

“Sadece son bir haftadaki gelişmelere bakarak rahatlıkla söyleyebiliriz ki AKP, ülkemizin geleceği ile ilgili girişmiş olduğu tehlikeli oyununa son hızla devam etmektedir.

Öncelikle meclis açılır açılmaz gündeme getireceğiz dedikleri çoklu baro tasarısı ile ne amaçlandığını sizlere açıklamak isteriz. Temel gerçek şudur. Baro seçimlerinde AKP’ye yakın gruplar özellikle üç büyük ilde ve Anadolu’nun çoğu ilinde seçimleri kazanamamaktadır.  Ülkenin avukatlarının çoğu AKP’ye pabuç bırakmamaktadır. AKP, genel ve yerel seçimlerde kazandığında milletin iradesinin tecelli ettiğini söylerken, kaybettiği seçimler olduğunda seçim sonuçlarını yok sayan bir partidir. AKP baro gündeminde ise daha uzun bir zaman baro yönetimlerine kendi kadrolarını getiremeyeceğini bildiğinden bu defa farklı bir taktik denemektedir. Bir ilde bir baro yerine birden fazla baro kurulmasını sağlayarak baro seçimlerini gereksiz hale getirmeye karar vermiştir. AKP, sırtını yaslayacağı baro oluşturmak istemektedir. AKP kendi hukukunu yaratmaktadır.  Hukukta piyasalaşmanın giderek önünü açmak istemekte, hukukta dönüşümü kendi çıkarlarına göre yapmaktadır. Bilinmelidir ki böylesi bir hukuktan adalet çıkmaz, çıksa çıksa adaletsizliğe geçit veren baroların türemesi çıkar.  Onlara da baro denmez.”

“ÜLKEMİZİ VE GELECEĞİMİZİ GERİCİLERE KADIN DÜŞMANLARINA ASLA TESLİM ETMEYELİM”

Basın toplantısında AKP’li Özlem Zengin’in “AKP gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu” açıklamasına da değinen Tekerek, tüm emekçi ve ilerici kadınlara bir çağrıda bulunarak şu değerlendirmelerde bulundu:

“Geçtiğimiz hafta meclis genel kurulunda söz alan AKP grup başkanvekili Özlem Zengin AKP gelene kadar kadın kelimesinin adı yoktu dedi. Toplumdan gelen tepkiler üzerine bu defa özrü kabahatinden büyük bir açıklama daha yaptı ve kadınların yüzde 70’i üniversiteye bile gidemiyordu, milletvekili bile olamıyordu, önemli bazı isimlerin eşi bile olamıyordu dedi.

Değerli yurttaşlar bu açıklama sıradan bir açıklama değildir. Ülkemizde kadın cinayetleri arttıkça, kadınların yoksulluğu yükseldikçe bu tür açıklamalar yapmaları boşuna değildir. Ancak mesele kadın olunca ne söyleseler batıyorlar.  Evet ülkemizde özlem zengin gibi kadınlar var.  Kadın olmaktan anladıkları önemli birilerinin eşi olmaktır.  Tam da budur.  Bu konuda özlem zengin haklıdır çünkü AKP döneminde kadının makbul olanı kamu spotlarında da sundukları gibi eşine kahve getirendir. Evinde eşinin yolunu gözleyendir.  Mecliste vekil olduklarında   bu zırvaları bir kadın olarak söylemeleridir.  AKP döneminde kadının adı Özlem Zengin’dir.  AKP döneminde kadının adı Ensar Vakfı’nda 45 çocuğumuza tecavüz edilirken bir kereden bir şey olmaz diyen dönemin aile ve sosyal politikalar bakanı  Sema Ramazanoğlu’dur.   Bu liste saymakla bitmez.   Buradan tüm emekçi kadınlara ilerici kadınlara çağrıda bulunuyoruz.  Eşitlik, özgürlük, bağımsızlık ve laiklik mücadelesinde kadınlar bir adım öne geçmelidir.  Ülkemizi ve geleceğimizi gericilere kadın düşmanlarına asla teslim etmeyelim.”

“UMUDUN BÜYÜMESİ İÇİN ÖRGÜTLENİLMELİ”

Gençlerin Erdoğan’a verdiği ‘dislike’ da değinen Tekerek, umudun büyümesi için gençlerin örgütlenmesi gerektiğini ifade ederek şunları kaydetti:

“Ülkemizin çok değerli bir genç kuşağı var. Kindar ve dindar nesil planları yapan Cumhurbaşkanın karşısına geçtiğimiz hafta ‘sana oy moy yok’ diyerek çıkan gençlerimizi kutluyoruz.

Ancak bir yandan da gençliğin haklı öfkelerini umutları ile de birleştirmeleri gerekmektedir.  19 Mayıs da yayınlanan bir ankete göre ülkemizde genç nüfusun yüzde 62,5 ‘i imkân bulursa yurtdışında yaşamak istediğini belirtiyor. Aynı ankete göre gençlerin büyük bir oranı daha fazla özgürlük ve iş imkânı istiyor.  Belirtmek isteriz ki artan haklı öfke ancak artan bir umut ile anlamlıdır. Umut ise mücadele etmekle, mücadele edenlerin büyüdüğünü görmekle mümkün olur.  Eğer bugün pandemi sürecinde patron çıkarları uğruna sınav tarihleri değişiyorsa, son sınav nedeni ile en az 2 gencimiz intihar ediyorsa, yine aynı ankete göre, gençlerin yüzde 70’i arkası sağlam bir kişinin yetenekli bir gencin önüne geçtiğini düşünüyorsa gençliğe düşen iş bellidir.  Umudun büyümesi için örgütlenmeli, düzeni değiştirmek için yollarını işçi sınıfının yolu ile buluşturmaları gerekmektedir.”

“AKP PATRONLAR NE İSTEMİŞSE BU ZAMANA KADAR YAPMIŞTIR”

Tekerek AKP’nin ve sermaye sınıfının emeğe yönelik saldırılarına ilişkin ise şunları kaydetti:

AKP, işçi sınıfına saldırılarında hem durmak bilmiyor hem de işçi sınıfına açıkça yalan söylüyor.  İşçilerin kıdem tazminatı hakkına uzun zamandır gasp edilmek istendiğini biliyoruz. Patronlar işçileri sömürmekle yetinmiyor aynı zamanda işçinin en temel hakkını kıdemini fona devrederek işçiyi güvencesiz bırakıyor. Kıdem hakkı patronlar için bir masraf kalemi olarak görülüyor.  AKP de bir patron partisidir ve patronlar ne istemişse bu zamana kadar yapmıştır. Cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde,  kıdem ile ilgili  işveren sendikaları işçi sendikaları bir araya gelsin bu konuyu kendi arasında çözsün, eğer  işçi işveren çözmüyor bu konuyu kabineye bırakıyorsa art niyet vardır dedi.  Ama damat bakan Albayrak’ın açıkladığı sayısını bizim de hatırlamadığımız ekonomi paketlerinde kıdem tazminatı reformu adı altında kararlar açıklanıp   duruyor. Evet AKP yalan söylüyor. AKP, sanki işçi ve patron arasında kıdem reformu arayışı varmış gibi gösteriyor.  Aranızda çözün diyor. Aslında bu hakkın kırpılacağı kesin de ne kadar kırpılacağının pazarlığını siz yapın ben uygulayım demek istiyor.

Partimiz işçi sınıfını bu tuzaklara karşı hem uyanık olmaya hem de mücadeleye çağırmaktadır. Kıdem hakkının kırpılması genel grev sebebidir. İşçi sendikaları tetikte olmalıdır.

“SİVAS’TA YAKANLAR MEMLEKETİ SATANLARDIR”

Tekerek basın toplantısında Sivas katliamının 27. Yıldönümüne yönelik ise şunları kaydetti:

Sivas katliamının 27. yıl dönümündeyiz. 1933 2 Temmuz’unda gericiler bu ülkenin aydınlarını, sanatçılarını ateşe verdiler.

Çok değil daha 4 ay önce katliamın sanıklarından olan ve işlediği suç mahkemece sabit görülen  Ahmet Turan Kılınç Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından affedildi ve hapisten çıkarıldı.  Buradan tüm halkımıza sesleniyoruz. Biz Sivas’ın faillerini affetmiyoruz…  Sivas’ın failleri sadece elinde benzin taşıyanlar değildir. Sivas’ta yakanlar adım adım iktidar olanlardır. Ülkemizi cihatçı çetelere açmaya devam edenlerdir, Sivas’ta yakanlar memleketi satanlardır. Sivas’ın hesabı tam da burada görülecektir.  Gericiliğe, emperyalizme ve sömürüye karşı mücadelemizin büyüteceğiz. Sivas’ın hesabını biz göreceğiz.

Partimiz Türkiye Komünist Hareketi bu nedenle bugün saat 20.00’da İstanbul Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştireceği Sivas katliamı anmasına tüm dostları davet etmektedir.

“100. YIL KOMİTELERİMİZ TOPLANMAYA BAŞLIYOR”

Tekerek basın toplantısını sonlandırırken, 100. Yıl Komiteleri çağrısında bulundu ve şunları kaydetti:

“Değerli yurttaşlar toplantımıza son verirken son bir duyuruda daha bulunmak isteriz.  Partimizin kuruluşunun 100. yıl dönümü nedeniyle 100. yıl komitelerimiz toplanmaya başlayacaktır. İlk toplantımız 5 Temmuz Pazar günü saat 16.30’da Maltepe Nazım Kültürevi’nde gerçekleşecektir.  100.yılın onurunu paylaştığımız tüm dostlarımızı bu toplantıya davet ederiz.”