TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: Bu kadar büyük bir pisliği temizlese temizlese sosyalist bir devrim temizler

TKH Genel Başkanı Tekerek, asgari ücret tartışmalarına dair "Sermayenin gözü dönmüş sömürü hırsına asgari çizgi çekmek bizim işimiz değil" diye konuştu.

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: Bu kadar büyük bir pisliği temizlese temizlese sosyalist bir devrim temizler

Komünistlerin haftalık basın toplantısında konuşan TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, AKP’nin sürüklediği Türkiye tablosunu aktardıktan sonra, “Bu kadar büyük bir pisliği temizlese temizlese sosyalist bir devrim temizler” ifadelerini kullandı.

Tekerek, bütçe görüşmelerine ilişkin “2021 yılı için öngörülen bütçeye geçmeden önce 2020 yılında ülkenin parası neye harcandı diye sormak gerekiyor” derken; Diyanet’in dev bütçesine de dikkat çekti.

TKH Genel Başkanı Tekerek, asgari ücret tartışmalarına dair ise “Sermayenin gözü dönmüş sömürü hırsına asgari çizgi çekmek bizim işimiz değil” diye konuştu.

Türkiye Komünist Hareketi’nin bu haftaki basın toplantısında Genel Başkan Aysel Tekerek şöyle konuştu:

“Değerli Yurttaşlarımız,

Partimiz Türkiye Komünist Hareketinin 9 Aralık tarihli basın toplantısına başlıyoruz.

Değerli yurttaşlarımız şu sıralar Türkiye Büyük Millet Meclisinde 2021 bütçe görüşmeleri sürüyor. Her yılın sonunda yapılan bu görüşmelerde aslında bildiğimiz gerçeklerin tekrar kutusu açılıyor. Devletin hangi kaynakla ne için ve ne kadar para ayıracağının belirlendiği bu görüşmelerde yine eller kalkacak bu bütçe de onaylanacak ve AKP, yasal kılıf altında halkın kaynaklarını yine hizmet adı altında , gericiliğin sürmesi için, sömürünün derinleşmesi için kullanacak.

2021 yılı için öngörülen bütçeye geçmeden önce 2020 yılında ülkenin parası neye harcandı diye sormak gerekiyor. Zira her bütçe görüşmelerinde yanı 18 yıldır AKP çıkıp bir önceki yılın hesabını vermeden yeni yılın bütçesini dayatıyor.”

DİYANET’İN BÜTÇESİ

“Bakın değerli yurttaşlarımız,

2020 yılı için oransal olarak en büyük artış Diyanetin Bütçesi için yapıldı. Personel gideri bahane edilerek Diyanete ayrılan bütçede büyük bir artış yapıldı. 2020 yılı için diyanete ayrılan pay sekiz bakanlığın da üstüne çıktı. Son beş yılda diyanetin bütçedeki payı iki katına çıkarıldı. üstelik geçtiğimiz yıllarda da örneğini gördüğümüz gibi Diyanet kendine ayrılan bu dev bütçeleri daha yılın altı ya da sekiz ayı dolmadan tüketti ve ek ödenek almaya başladı.
2020 Yılı Bütçe Teklifi’ne göre, 2020 yılı için rekor ödenek verilen Diyanet bu harcamaları nereye yaptı?
9 milyon 881 bin 280 TL 2020 takvimi için harcandı örneğin. Diyanet bu takvim sayfalarına da çeşitli fetvalar yerleştirdi üstelik. Kürtajın cinayet olduğu, ateistin kestiği eti yemenin günah olduğunu gibi bir çok gerici beyanların evlere girmesi için takvim bastırıldı. Edinilen bilgilere göre de 2021 yılı içinde bu takvimler için 10. Milyon tl yi aşan anlaşmalar yine yapılmış durumda.

Diyanet harcama yapmaya doymuyor anlayacağınız, AKP’de diyanet söz konusu olunca bütçenin ağzını açmakta çekinmiyor. AKP’nin dindar ve kindar nesil hayalleri, dev bütçeli diyanete, eline kılıç almış diyanet başkanına bağlanmış gidiyor.

Ama sıra eğitime gelince, bütçenin ağzı hemen kapanıyor. Eğitim- Sen’in hazırladığı rapora göre, eğitim yatırımlarına yalnızca 5 milyar 830 milyon 960 bin TL ayrıldığı Diyanet’in bütçesinin 11 milyar 520 milyon TL olduğu vurgulanıyor. 2002 yılında milli eğitim bütçesinde eğitim için yapılan yatırımların bütçenin %17.18’ini oluştururken 2020 yılında bu oran 4,65’e düşmüş durumda.”

“İTİBAR HARCAMALARI ARTTI DA ARTTI!”

“Bakanlıklar düzeyinde aslında daha fazla örneğe gerek yoktur diye düşünüyoruz çünkü sadece Diyanet örneği bakanlıklar bazında bütçe dağılımına en açık örnek olmaya yetiyor.

Bütçe ve harcamalar söz konusu olunca Cumhurbaşkanlığı harcamalarına değinmeden geçmek olmaz tabi.
Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olmadan önceki yıl yani Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığının son yılında Cumhurbaşkanlığı harcaması 199 milyon 500 bin lira iken, Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ile birlikte bu tutar yıl bazında katlandı durdu. Örneğin 2015 yılında 471 milyon tl harcama yapıldı. Bu artışlara tepki gelince Cumhurbaşkanlığından o malum cevap gelmiş “ itibarda tasarruf olmaz” denilmişti hatırlayacak olursanız.
Tabi itibarda tasarruf olmadığı gibi itibar harcamaları attı da arttı, son verilere göre cumhurbaşkanlığının günlük ortalama 1 günlük harcaması 10 milyon TL oldu.

2021 bütçesinde de bunun yolu yine açılıyor.

Devlet yönetiminde işgal ettiği koltukları itibar alanı olarak değerlendiren AKP’nin pandemi döneminde yurttaşlarımıza reva gördüğü ise sadece günlük 39 TL.”

‘SERMAYENİN GÖZÜ DÖNMÜŞ SÖMÜRÜ HIRSINA ASGARİ ÇİZGİ ÇEKMEK BİZİM İŞİMİZ DEĞİL’

“Geçen hafta Türk- İş’in açıkladığı açlık ve yoksulluk sınırını paylaşmıştık toplantımızda, hatırlatmak gerekirse, dört kişilik ailenin açlık sınırı 2.517 TL, yoksulluk sınırı 8.198 TL, mutfak enflasyonu bir aylık yüzde 1,39; on iki aylık yüzde 19,6 arttı. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti tutar 3.074 TL olmuştu.

Değerli yurttaşlarımız şimdi bu rakamları unutmadan devam edelim.

Bir yandan da biliyorsunuz asgari ücret görüşmeleri başladı.

Şimdi parlamentoda bulunan partiler, tek tek 2021 asgari ücret önerilerini paylaşıyor. Örneğin İYİP,3.000 TL, CHP, 3.100 TL, HDP 4.000 TL önerdi.

Şimdi bu partilere soruyoruz.

Hem çıkıp açıklamalarınızda açlık ve yoksulluk sınırlarını açıklıyorsunuz. Hem de asgari ücret önerisini açıkça yoksulluk sınırının çok altında açlık sınırının ise biraz üstünde rakamlar telaffuz ediyorsunuz. Sonra çıkıp yine işçilerden emekçilerden bahsetmeye devam ediyorsunuz.

Çok basit bir hesaba göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 8.198 TL olduğuna göre önerilen en yüksek asgari ücret de HDP’nin önerisi yani 4.000 TL olsa dahi iki kişi aynı ailede çalışıyor olsa bile yoksulluk sınırının altında yaşamış olacaklar.

Değerli yurttaşlarımız, biz kabul etmiyoruz.

Sermayenin gözü dönmüş sömürü hırsına asgari çizgi çekmek bizim işimiz değil.”

İKİ YÜZLÜ SİYASET

“Her yurttaşın insanca yaşam hakkı vardır. Eğitim, sağlık, barınma, yeterli beslenme, dinlenme hakkının tam olarak karşılanması için bu düzende değil 4.bin, 10 bin dahi verilse yurttaşlarımız bu hakların çok uzağında yaşamaya devam edecekler.

Eğitim, sağlık ücretsiz olmalı, herkesin sağlıklı barınma ihtiyacı karşılanmalı.

Bu kapitalist bir düzende mümkün olamaz.

İşte yurttaşlarımız biz komünistlerin farkı tam da buradadır. Bozuk düzende sağlam çark olmaz. İnsanca bir yaşamın mümkün olduğunu biliyoruz. Sosyalist bir düzen de mümkündür bu. Emekçilerin yaşamı hakkında karar verecek olan sermayenin egemenliği değil, emekçilerin iktidarda olduğu bir düzen için mücadele istiyoruz.

Hem şu bütçe tartışmalarına bakarak kurtarmamız gereken bir ülkemiz, hem de şu asgari ücret tartışmalarına bakarak kazanmamız gereken bir geleceğimiz olduğunu görmeliyiz.

Bu ikiyüzlü siyasetlerin, bu AKP saltanatının tek panzehiri emekçilerin siyasete yumruğunu vurması, örgütlü gücünü oluşturmasıdır.”

PANDEMİ KURALLARI AKP’YE UYUMLU HALE GELDİ

“Değerli yurttaşlarımız,

AKP, kendine kullanışlı bir virüs bulmuş halkın sağlığı ile oynayıp duruyor. Bu süreçte AKP yalanlarına her gün bir yenisi daha ekleniyor.

AKP, pandemi sürecinde işten çıkarmayı yasakladığını belirtmişti hatırlayacak olursanız. Gerçi bu yasaklara sermayenin pek de uymadığını biliyoruz. Ama şimdi bu da yetmedi, doğrudan devletin kendisi bu yasağa uymadı. Geçtiğimiz hafta Ardahan ilinde, Ardahan İl Özel İdaresi Personel A.Ş. bünyesinde Köy Alt Yapısını Destekleme Projesi’nde (KÖYDES) çalışan 57 işçi, işten çıkarıldı. Hukuksuz olması bir yana işçilerin onurları da oynayacak bir şekilde işten çıkarıldı bu işçilerimiz. Araçlarından indirildikten sonra bu karar işçilerimize tebliğ edildi.

Pandemi kuralları, AKP’ye uyumlu hale öyle bir geldi ki, en son Ankara’da içki satışı yasağı dahi getirildi. Hafta sonu açık olan ve aynı zamanda içki de satan market vs gibi satış yerlerinde içki satışı yapılmayacak kararı alındı.

Şöyle de ifade edebiliriz. Ankara da hafta sonu bir markete gittiniz, ekmek aldınız yanında içki de almak istediniz. Ekmeği alabilirsiniz ama içkiyi alamazsınız.

Şimdi bu kararın pandeminin yayılma hızının önlenmesi ile ne ilgisi olabilir. Tabi ki hiçbir ilgisi yok. Ancak AKP, kendince, içki almak isteyen yurttaşları cezalandırıyor. Onlardan intikam alıyor, pandemiye sığınarak bir yaşam biçimi dayatmasında bulunuyor.

Aynı AKP, tam kapanma kararını bırakın almayı, karantina süresimi kısıtladı.”

SERMAYEYE CEZA KESİLDİ Mİ?

“Değerli Yurttaşlarımız,

Şimdi İçişleri Bakanlığı ha bire pandemi kısıtlamalarına uyulup uyulmadığı konusunda sürekli teftiş yaptıklarını belirtiyor. Bunu bir marifet olarak gösteriyor. Ama biz görüyoruz ki, burada yine AKP’nin gücü sokakta maskesiz dolaşan, saat kısıtlamasına takılan, sosyal mesafeye uymayan yurttaşlarımıza yetiyor.

Bu güne kadar şantiyelerde işyerlerinde, pandemi kurallarına uygun olmayan bir şekilde işçi çalıştıran hangi büyük sermayeye ceza kesildi ?

Bakın birkaç gün önce Mersin Akkuyu Nükleer Santral projesinde çalışan işçilerin yemekhane görüntülerini izledik. İşçilere bir alanda oldukça kalabalık şekilde yemek yedirildiği görüntüler ile sabit. İnşaat Ve yapı işçileri sendikasına üye olan ve bu projede çalışan bir işçi kardeşimiz meselenin bununla da sınırlı olmadığını, dışarıdan gelen işçilere karantina uygulaması yapılmadan ertesi gün işe başlatıldığını, şantiyedeki vakaların da diğer işçilerden saklandığını belirtiyor.

AKP, pandemiyi sermayeye kalkan olarak kullanırken işçilerin canını tehlikeye atıyor.”

“AKP SAĞLIĞA ZARARLIDIR”

“Değerli yurttaşlarımız,

Şimdi de bir aşı tartışmasının içerisindeyiz. Bilimsel kuralları sonra tartışmak üzere şimdiden belirtelim ki AKP, aşı çalışmalarını şimdiden siyasi bir şova çevirecek bir plan içerisindedir.

Maskeyi bile dağıtamayan bu iktidarın Aşı’yi nasıl uygulayacağı da meçhuldür. Ancak AKP, halk sağlığını düşündüğü için değil tüm pandemi hukuksuzluklarının üstünü örtme imkanını yakalamak için aşıyı dört gözle beklemektedir.

Buradan bir kez daha tekrar ediyoruz.

AKP, sağlığa zararlı bir partidir.

İşte bu partinin sözcüsü Ömer Çelik , dün MYK toplantısı sonrasına çıkıp ne dedi biliyor musunuz? Eğer Türkiye mazlumlara kucak açmasaymış aynı kavimler göçü gibi haritalar alt üst olurmuş, aşırı sağcılar iktidara gelirmiş, Avrupa Birliği demokrasileri Türkiye’ye borçluymuş.

AB demokrasileri ile AKP’yi baş başa bırakalım da körler sağırlar birbirlerini ağırlasınlar. biz de şu aşırı sağcı meselesine bir gelelim.

AKP, dünyayı ona sorarsan aşırı sağcı iktidarlardan korumuş.

18 yıldır, ülkeyi karanlığa batıran, felakete sürükleyen, her savaş gündeminde en önde koşarak giden, BOP’un eş başkanlığına soyunan bir parti söylüyor bunu.

Sağda, aşırı sağda, gerici olanda faşist olan da AKP’dir.

AKP’nin bu yalanlarına artık bir kendisi bir de Katar Emirliği inanıyor.

Yalanda uluslararası boyut da bu olsa gerek.”

ÇİFTE MAAŞLAR…

“Değerli yurttaşlarımız biz gerçeklere dönelim.

İlerici Kadınlar Derneğinin raporuna göre Kasım ayında en ülkemizde en az 28 kadın katledildi. İş sağlığı ve güvenliği meclisinin raporuna göre kasım ayında 294 işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti.

Halk ekmek kuyruklarında pandemiye rağmen yüzlerce yurttaşımız saatlerce bekliyor. Yoksulluk almış başını gidiyor.

Dediğimiz gibi bu tabloya mecbur değiliz.

Değiştiremediğimiz her gün bu enkazın altında emekçiler kalacak kalıyor.

Bu enkazı kim yarattıysa o altında kalmalı. Kimdir onlar bellidir. Emperyalistler, kapitalistler, cümle gericiler ve faşistler bu enkazın mimarlarıdır. Emekçilerin gücü bu düzeni yıkmaya yeterlidir.

Değerli yurttaşlarımız, son olarak, bu düzen siyasetçilerinin vurgunları bir bir ortaya çıkınca bir moda başladı bunlarda.

Fahrettin Altın aldığı çifter çifter maaşları huzur hakkı olarak ona ödenen maaşı hayra harcadığını söyledi.
Yine Fahrettin Altun’un eşi olan olan Fatmanur Altun’un THY den aldığı maaş uzun süre tartışma konusu olmuştu. Fatmanur Altun birkaç gün önce çıkıp dedi ki ben bu maaştan feragat ettim. Konuyu yakından bilmeyen yurttaşlarımızın bir çoğu Fatmanur Altun’nun , THY’de ücret almadan yöneticilik yaptığını bu açıklamadan sonra çok rahat düşünebilir. Altun ailesinin aldığı maaşlar saklanamayacak düzeye gelince bir maaşından feragat ettiğini söyleyen Fatmanur Altun, acaba ne zaman bu maaşı istemez oldu. Bu konuda açıklama yok. Üstelik uzun bir süre de maaş almış olduğu THY belgeleri ile sabit. Yıllarca binlerce lirayı eş kontenjanından yararlanarak girdikleri kurumdan alan bu kişiler tuz kokmaya başlayınca maaşlarından feragat edip sanki başından beri ücret alamdan çalıştıkları algısı yaratıyorlar. Bu da başka bir iki yüzlülük.

Aynı moda şu an milletvekillerini de sardı. AKP’li üç vekil bedelli askerlik yaptığı sırada vekil maaşını aldı ve sigortaları devlet tarafından karşılandı. Tamamen hukuksuz bu işlem ortaya çıkıcınca da ne cevap verildi . vekiller bu maaşı TSK Güçlendirme Vakfına bağışlamışlar.

Bu bağış, hayra harcamalar, maaştan feragatler AKP’nin tam hukuksuz uygulamalarının ise üstünü örtmüyor aksine daha fazla bu iki yüzlü ve pişkin adımları ortaya çıkarıyor.”

BU PİSLİĞİ SOSYALİST DEVRİM TEMİZLER

“Değerli yurttaşlarımız, bugün Berkin Elvan’ı katleden sadece bir sanığın yargılandığı davanın duruşması görüldü ve tabi duruşma yine ertelendi. Herşeyin tek tek açığa çıktığı yargılamada karar çıkmaması için AKP elinden geleni yapıyor. Son olarak mahkeme heyeti de yargılamaya müdahale amacı ile değiştirildi.

Biz buradan bir kez daha sesleniyoruz. Berkin Elvan’nın katilleri bellidir. Süren yargılamada gerçek katillere erişecek onları cezalandıracak bir yargı bağımsızlığı da ülkemizde yoktur. Ama bu gerçek sorumluların peşini bırakacağımız anlamına da asla gelmez.

AKP’den işlediği tüm suçların hesabı sorulacaktır. Başta Berkin’imizin katledilmesinin hesabı sorulacaktır.

Değerli yurttaşlarımız,

AKP’nin sonunu getirmekle iş bitmeyecek. Bizlerin ihtiyacı olan ne sosyal demokrasi, ne radikal demokrasi ne reform ne de eskiye dönülmesidir.

Bu kadar büyük bir pisliği temizlese temizlese sosyalist bir devrim temizler.

Bu düşünceye ortak olan tüm yurttaşları bu düşüncenin örgütleyicileri olmaya çağırıyor, partimiz TKH’ye örgütlenmeye davet ediyoruz.”