"AKP’nin zenginlikten anladığı halkın malını sermayeye vermektir"

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek, "AKP’nin zenginlikten anladığı tek şey, bir halkın, bir ülkenin zenginliği değildir. Zenginlikten anladıkları tek şey, yarın öbür gün, patronları zenginleştirecek ne varsa satıp savmak, halkın malını sermayeye vermektir." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Komünist Hareketi’nin haftalık basın toplantısı TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in katılımı ile gerçekleşti. Tekerek toplantıda AKP’nin doğalgaz hamasetini, Giresun’daki sel felaketini, paralel polis örgütlenmesini, koronavirüs salgınını ve TKH’nin 100. Yıl etkinliklerini değerlendirdi.

Tekerek AKP’nin doğalgaz ‘müjde’sine ilişkin değerlendirmelerine TKH’nin geçtiğimiz hafta konuyla ilgili yaptığı açıklamayı hatırlatarak başladı. Tekerek şunları kaydetti:

“EROĞAN ‘GAZ VERMEYİ’ BIRAKMALIDIR”

“Doğalgaz rezervinin kamuoyuna sunulma biçimini biliyorsunuz. Büyük bir müjde verileceği söylenmiş, kamuyu iki gün boyunca müjdenin ne olabileceğini tartışmış, ardından da Karadeniz kıyılarımızda tespit edilen doğalgaz rezervi halkımıza müjde olarak sunulmuştu. Partimiz bu gelişmenin ardından ise bir açıklama yayınladı. Açıklamada:

‘AKP, ülkemizin enerji ihtiyacında dışa bağımlılıktan kurtulacağını, cari açığın bitip fazlaya geçeceğimizi, enerji ihraç eden ülke olacağımızı duyurduğu ‘sözde müjde’si abartma ve algı operasyonundan ibaret bir AKP hamasetidir.
Yıllık ortalama 50 milyar metreküp doğalgaz ihtiyacı olan ülkemizin ancak 6-7 yıllık ihtiyacını karşılayacak bir rezervi büyük bir müjdeymiş gibi sunmak ve bunun ülkemizin hatta dünyanın eksenini değiştireceğini iddia etmek, eğer cehalet değilse algı operasyonunun daniskasıdır. Beka, Ayasofya ve şimdi de gazla ülke yönetmeye çalışanların artık inanılır tarafı kalmamıştır. Ülke yönetmek ciddiyet ister. Ayasofya ile yükseltilen din siyaseti şimdi yerini gaz verme siyasetine bırakmıştır. Erdoğan, ‘gaz vermeyi’ bırakmalıdır. Öncelikle, ülkemizdeki işsizlik ve yoksulluğun hesabını vermelidir’ demişti.”

“AKP, BİZZAT KENDİ VARLIĞINI ÜLKEMİZE BİR MÜJDE OLARAK SUNMAYA KALKIYOR”

Tekerek, doğalgaz rezervinin bir zenginlik olarak sunulmasına ilişkin Türkiye’nin yağmalanan kaynakları ile tepki göstererek şunları kaydetti:

“Bakan Berat Albayrak’ın katıldığı televizyon programında bu doğalgaz rezervini bir zenginlik olarak sunmasına, dışa bağımlılığa son verme olarak sunmasına gelin biraz daha yakından bakalım.Örneğin, Doğalgaz bir zenginlik de ülkemizin Demiri Çelik’i bir zenginlik değil mi? AKP döneminde Ereğli Demir Çelik satıldı, İskenderun Demir Çelik, Hekimhan Demir Madeni satıldı.Doğalgaz bir zenginlik de alüminyum, fosfat bir zenginlik değil miydi? Seydişehir Alüminyum ve Mazıdağı Fosfat Tesisleri AKP döneminde satıldı.Doğalgaz bir zenginlikte, Şeker kaynaklarımız, şeker üretimimiz bir zenginlik değil miydi? Halkın malı olan büyük şeker fabrikaları AKP döneminde satıldı.
Geçtiğimiz hafta 19. Yaşını kutlayan olan AKP, bizzat kendi varlığını ülkemize bir müjde olarak sunmaya kalkıyor.
Biz de hadi oradan diyoruz…

AKP’nin zenginlikten anladığı tek şey, bir halkın, bir ülkenin zenginliği değildir. Zenginlikten anladıkları tek şey, yarın öbür gün, patronları zenginleştirecek ne varsa satıp savmak, halkın malını sermayeye vermektir.İşte biz komünistler de tam tersini yapacağız. Halktan çalınanları, geri alacak, halka teslim edeceğiz.

Yine buradan ifade etmek isteriz ki; Berat Albayrak, doğalgaz bahsinde ağzındaki baklayı çıkarmıştır. Albayrak yaptığı açıklamada, ‘önümüzdeki yakın süreçte bu keşiflerin gelişmesiyle birlikte gerek TPAO, gerek Botaş’ın bilançoları önce yurt içi, sonra yurt dışı olabilir, halka arz sürecinin de önünü açacak’ dedi.

Damat Berat, Karadeniz’de bulunan doğalgaz sonrası TPOA ve Botaş’ın özelleştirileceğini, yabancı sermayenin ortak edileceğini açık açık ilan etmiştir.

Demek ki Karadeniz’deki doğalgaz patronlara ve emperyalistlere peşkeş çekilecek! Doğalgaz bulduk diye şov yapanlar, şimdiden nasıl sıcak para gelir diye düşünmeye başlamışlar! Yabancı sermaye girişine ve dış borca dayalı ekonomiyi böyle kurtaracaklarını zannediyorlar!”

“SENARYO HEP AYNI”

Giresun’da yaşanan sel felaketine ilişkin “Depremler, heyelanlar, seller, göçükler, artık doğal olmaktan çıkmaktadır. Sonuçlarını bir felakete dönüştüren bizzat AKP’dir.” Değerlendirmesinde bulunan Tekerek konuşmasına şöyle devam etti:

“İki gün önce, Giresun’da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Çok değil geçen ay hatırlayacaksınız Yusufeli’nde yine sel felaketi olmuş ve yine can kaybı vermiştik. Depremler, heyelanlar, seller, göçükler, artık doğal olmaktan çıkmaktadır. Sonuçlarını bir felakete dönüştüren bizzat AKP’dir. Tam da bu nedenle, Diyanet İşleri Başkanı, cüppesi ile sel bölgesinde dolaşıyor ve isyan etmeyin çağrıları yapıyor…
Senaryo hep aynı. Deprem olur, yetkililer bölgeye gider, yaraları saracağız der, Ankara’ya geri dönerler. Ankara’da ne mi yaparlar, Bu felaketleri tetikleyen HES’lerin, RES’lerin, İstanbul Kanallarının, rantın, yağmanın, doğayı talan etmenin, planlarını yaparlar.

O yüzden buradan sesleniyoruz. Siz Diyanet İşleri Başkanı’nı dinlemeyin. O isyan etmeyin diyor ya siz isyan edin, dereleri kurutanlara, tarımı yok edenlere, ormanlarımızı yakıp yerine otel dikenlere, hayvana, doğaya, insana düşmanlara isyan edin. Emekçilerin gelecek günlere vereceği bir müjde varsa o da bu olacaktır. Örgütlenerek geleceğimizi ve bu güzel ülkemizi bu haramilerin elinden çekip çıkarmaktır.”

“AKP’NİN HARAMİLER SALTANATINI BU KARAR DA KURTARMAYA YETMEYECEKTİR”

AKP’nin “Takviye Hazır Kuvvet” adımını da değerlendiren Tekerek “Kurulan bu yeni polis örgütlenmesinin başkanlık rejimini ve AKP’nin çıkarlarını korumak ve kollamak amacı taşıdığı açıktır.” diyerek şunları kaydetti:

“Yine geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile farklı bir güvenlik teşkilatı kurulacağını öğrenmiş olduk. Emniyet Müdürlüğü’nün taşra teşkilatı olarak İstanbul’da kurulacağı duyurulan ‘Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü’nün ne olduğunu bile yazma zahmetine katlanmayana bu kararname metnini bize göre bir korku metnidir.

Ayasofya örneğinde olduğu gibi din siyaseti, ‘doğalgaz müjdesi’ adı altında gaz siyaseti üzerinden var olmaya çalışan, ancak ülkemizi ekonomik kriz, gericilik ve emperyalizmin kucağına yuvarlamaktan başka bir başarısı bulunmayan bu iktidarın şimdi de Hitler’in polis teşkilatı olan SS benzeri bir yapılanmaya gitmesi bu açıdan şaşırtıcı görülmemelidir.
Doğrudan Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı Takviye Hazır Kuvvet’in Türkiye’nin en büyük kenti olan İstanbul’da kurulmasıyla, artık İstanbul’da ikinci bir emniyet teşkilatı kurulduğunu söylemek mümkündür.

Bununla birlikte, alınan karar aynı zamanda ‘devlet içerisinde devlet’ ve paralel bir örgütlenme anlamına de gelmektedir. Geçmişte FETÖ’nün yaptığı şekilde polis teşkilatı içerisinde yapılan örgütlenme bu sefer Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararıyla aleni bir şekilde İstanbul’da doğrudan Ankara’ya bağlı bir Takviye Hazır Kuvvet taşra teşkilatının kurulması şeklinde vücut bulmuştur.

Kurulan bu yeni polis örgütlenmesinin başkanlık rejimini ve AKP’nin çıkarlarını korumak ve kollamak amacı taşıdığı açıktır. Doğrudan AKP’nin kolluk kuvveti anlamına gelen ‘Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü’nün kurulması apaçık bir siyasi karardır. Ama bilinmelidir ki gerici ve işbirlikçi emek düşmanı başkanlık rejimini ve AKP’nin haramiler saltanatını bu karar da kurtarmaya yetmeyecektir.”

“AKP, KOVİD 19 VİRÜSÜNÜ GERÇEKTEN ÇOK SEVİYOR”

Koronavirüs pandemisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Tekerek, AKP’nin ikiyüzlü siyasetini gizleme gereği duymadığını vurgulayarak konuyla ilgili şunları söyledi:

“AKP’nin iki yüzlü siyasetini artık gizleme gereği dahi duymuyor. Pandemi sürecini kendi çıkarlarına göre yönetmenin sonu gelmiyor. Her gün işyerlerinden yeni haberler geliyor, testi pozitif çıkan işçilerin işyeri dışına çıkması engelleniyor sağlık hizmeti almalarının önüne geçiliyor. Evet emekçileri virüs değil bu düzen öldürüyor.
AKP, pandemi bahanesi ile 30 Ağustos kutlamalarına yasaklıyor ama Malazgirt kutlamalarına binlerce kişi çağrılıyor.
Cumhuriyet düşmanı AKP, Kovid 19 virüsünü gerçekten çok seviyor. Kullanışlı bulduğu her şeyi çok sevdiği gibi.
Ama artık yeter diyoruz.

Halkın ihtiyacı olan virüsün yayılma hızının önüne geçmeniz, bunu çifte standartla yapamazsınız. Halkın ihtiyacı olan, kamucu politikalardır. Sosyal medya ağlarından maske görüntüsü paylaşmanız değildir. Halkın ihtiyacı olan, sağlık emekçilerin hakkını vermeniz, onları özel olarak korumanızdır. Balkonlardan alkışlattığınız sağlık emekçilerini, o çok sevdiğiniz savaş meydanı benzetmesinin tam orta yerine attınız ve orada bıraktınız.
Ben buradan partimizin pandemi sürecinin başında yayınladığı Toplumcu Reçete açıklamasını bir kez daha dikkatlerinize sunuyorum. Halkın ihtiyacını karşılayacak tek program toplumcu reçete programıdır. Bunu da bir kez daha ilan ediyoruz.”

“SOSYALİZM KAZANACAK KAPİTALİZM KAYBEDECEK”

Tekerek basın toplantısını TKH’nin 100. Yıl mitingleri çağrısı ile sonladırırken şunları kaydetti:

“Basın toplantımıza son verirken bu hafta sonu İzmir’de, 29 Ağustos cumartesi günü saat 19.00 da yapacağımız 100. Yıl buluşmamıza İzmir’de bulunan dostlarımızı davet ediyoruz.

Yine 13 Eylül Pazar günü İstanbul Kartal meydanında yapacağımız buluşmaya da şimdiden davet ediyoruz.
Sosyalizm kazanacak, kapitalizm bir kaybedecek pir kaybedecek diyoruz.”