TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: AKP, Katar Emirliği’nin “yerli ve milli partisi” haline gelmiştir!

Geçtiğimiz hafta AKP'nin Katar ile imzaladığı anlaşmalara dair konuşan Tekerek, "AKP’nin gündeminde, ülkeyi Katar’a pazarlamak vardır. Merkez Bankası’nın kasasını boşaltan AKP nakit para için Katar’a diz çökmüştür. AKP, Katar Emirliği’nin “yerli ve milli partisi” haline gelmiştir!" ifadelerini kullandı.

TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek: AKP, Katar Emirliği’nin “yerli ve milli partisi” haline gelmiştir!

Komünistlerin haftalık basın toplantısına TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in AKP-Katar ittifakına dair değerlendirmeleri damgasını vurdu.

Geçtiğimiz hafta AKP’nin Katar ile imzaladığı anlaşmalara dair konuşan Tekerek, “AKP’nin gündeminde, ülkeyi Katar’a pazarlamak vardır. Merkez Bankası’nın kasasını boşaltan AKP nakit para için Katar’a diz çökmüştür. AKP, Katar Emirliği’nin “yerli ve milli partisi” haline gelmiştir!” ifadelerini kullandı.

Türkiye Komünist Hareketi’nin bu haftaki basın toplantısında Genel Başkan Aysel Tekerek şöyle konuştu:

“Değerli Yurttaşlarımız,

Partimiz Türkiye Komünist Hareketinin 2 Aralık tarihli basın toplantısına başlıyoruz.

İlk olarak iki gün önce açıklanan sözde pandemi kısıtlamalarına değinmek istiyoruz.

Sözde kısıtlama diyoruz çünkü, ortada pandeminin hızını yavaşlatacak bir kısıtlama kararı bize göre aslında yoktur.

AKP, hafta sonu ve akşam yasakları ile , AVM girişlerine HES kodu zorunluluğu ile, yaş kısıtlamaları ile yetinerek pandemi ile mücadele etme görüntüsü vermeye çalışmaktadır. Her seferinde sorumluluğu yurttaşlarımıza yıkmakta, daha verileri saklamanın hesabını bile vermeden, neredeyse yurttaşlardan hesap sormaya kadar işi vardırabilmektedir.

AKP, emekçiler için ölüm kalım meselesine gelen salgını kendine göre kullanışlı virüse çevirmiş, bu sayede baro genel kurullarını engellemiş, ama Cuma namazlarını serbest bırakmıştır. İşten çıkarmayı yasakladık propagandası yapmış, ama işten çıkarıldığı için yürüyüş yapan sendika üyelerini göz altına aldırmıştır.

Tüm bilimsel görüşlerin işaret ettiği gibi en az iki ya da dört haftalık bir tam kapanma çağrısına ise” gündemimizde yok” şeklinde yanıtlar vermektedir.”

“AKP’NİN GÜNDEMİNDE ÜLKEYİ KATAR’A PAZARLAMAK VAR”

“AKP’nin gündeminde elbette ki halk sağlığı yoktur olamaz da, onların gündemin de ne var . Biz size söyleyelim.

AKP’nin gündeminde, ülkeyi Katar’a pazarlamak vardır. Merkez Bankası’nın kasasını boşaltan AKP nakit para için Katar’a diz çökmüştür. AKP, Katar Emirliği’nin “yerli ve milli partisi” haline gelmiştir!

AKP’nin gündeminde, sadece Katar’ın ve para babalarının istediği, bilim adamlarının bas bas bağırarak yapmayın dediği Kanal İstanbul projesi vardır.

AKP’nin gündeminde, mecliste ele alınacak kendilerine ve yandaşlarına bütçe, halka yoksulluk planlamaları vardır.

AKP’nin gündeminde Aralık Ayı ile başlayacak olan asgari ücret görüşmelerinde yandaş sendikaları öne sürerek, emekçiyi açlığa mecbur bırakma planları vardır.

Bakın değerli yurttaşlarımız, her yanlarından yalan dökülüyor bu AKP’nin.

AKP, sitesinde her ay bir Türkiye Bülteni yayınlıyor. Merakımızdan değil ama bakalım bu ay hangi yalanı öne çıkarmışlar diye Kasım ayı bültenini okuduğumuzda yalanlardan yalan beğen açıklığında bir bülten ile karşılaştık.

AKP’bu bültenin başlığını “Umut Var” diye atmış, yalan daha buradan başlıyor. Bültende ,TUİK’in Ekim Ayında ekonomik güven endeksinin arttığını açıkladığını yazıyor. Devlet üniversitelerinde eğitimin ücretsiz olduğu yalanı yazıyor, sağlıkta dönüşümün meyvelerinin toplandığı belirtiliyor, Çevre ve Şehircilik bakanlığının kentleri 2073 e hazırladığı belirtiliyor, İzmir Depreminde yaraların sarılmaya başlandığı belirtiliyor, AKP’li Mahir Ünal’ın tam bağımsızlık mücadelesi verildiğini belirten konuşmasına yer veriliyor.

Ha haksızlık etmeyelim bu bülten de hiç mi doğru bir bölüm yok. Evet var. Bültende köşe de bir yerde TRT 2’nin ödüllü filmleri ekrana taşıyacağına yer veriliyor. Büyük bir icraat gerçekten.

Gelin geride bıraktığımız Kasım ayının gerçeklerini bu yalanların karşısına bir bir dizelim.”

“UMUT DİYE PAZARLADIĞINIZ BİRŞEY KALMAMIŞTIR”

“Türk İş’in hazırladığı kasım ayı araştırmasına göre, dört kişilik ailenin açlık sınırı 2.517 TL, yoksulluk sınırı 8.198 TL, mutfak enflasyonu bir aylık yüzde 1,19; on iki aylık yüzde 19,6 arttı. Bekar bir çalışanın aylık yaşam maliyeti tutarı 3.074 TL’dir.

TTB’nin kasım ayında açıkladığı İzmir depremi raporuna göre, barınma ihtiyaçları halen tam olarak karşılanabilmiş değildir.

İşçi sağlığı ve iş güvenliği meclisinin raporuna göre 2020 yılında ilk on ayında 1736 işçi çalışırken hayatını kaybetmiştir.

İlerici Kadınlar Derneğinin raporuna göre Ekim Ayında en az 21 kadın katledildi.

2020 yılında STK’lar tarafından yapılan bir çalışmaya göre ülkemizde en az 70 bin kişi evsiz ve sokaklarda yaşamakta. Bunun en az on binin İstanbul’da olduğu tahmin ediliyor.

Geçtiğimiz aylarda Cumhurbaşkanına evimize ekmek götüremiyoruz diyen bir yurttaşa bu bana fazla abartılı geldi diyen Cumhurbaşkanı ve onun partisi utanmadan bir de bültenin başlığına dediğimiz gibi “Umut var” diye manşet atıyor.

Sizin umut diye pazarladığınız bir şey kalmamıştır.

Sizin umut dediğiniz, sermayenin daha da fazla sömürme umudu, emperyalizmin ülkemizi daha fazla sömürme umudu, gericilerin her gün herhangi bir soruşturmaya tabi olmadan yobazlığını propaganda etme umudu, faşistlerin özgürce tehdit etme umududur.

Biz komünistler Bu ümitleri tek tek kursağınızda bırakacağız.

Bu yalanlarınız karşısında gerçekleri anlatmak için, emekçileri sömürü batağından kurtarmak için, ülkemizi ellinizden çekip çıkarabilmek için daha da fazla çalışacağız.

Ülkede kurtuluşun, bağımsızlığın, laikliğin, adaletin , eşitliğin ve özgürlük mücadelesinin yaratacağı umut hepinizi silip süpürecek.”

KOMÜNİSTLERDEN AKŞENER’E YANIT!

“Değerli yurttaşlarımız,

Partimiz sadece ülkemizi 18 yıldır bir karanlığa gömen AKP ile mücadele etmiyor, aynı zamanda bu sermaye düzeninin devamını isteyen, ABD ile işbirliği yolunda sırasını bekleyen, NATO ile AB ile bir derdinin olmadığını söyleyen, halktan bahsedip halkın umutlarını sömüren tüm düzen güçleri ile de mücadele ediyoruz ve edeceğiz.

Değerli yurttaşlarımız,

Dün Mecliste bazı partilerin genel başkanları konuşma yaptılar. Bunlardan biri de İYİP Genel Başkanı Meral Akşener’di. Akşener, konuşması sırasında hızını alamayıp AKP ye yönelik dedi ki, “AK Parti, eskinin Doğu Bloku iktidarlarını aratmayan hantal bir partiye dönüşmüş. Ampulün içine orak çekiç koyarlarsa şaşırmayın.”

Her fırsatta katıldığı televizyon programlarında tarihçi olduğunu vurgulayan Akşener, sen tarih okusan ne olur okumasan ne olur?

Gel bak biz sana tarihi öğretelim.

Eski doğu bloku dediğin ülkelerde ve tüm komünistler için orak köylüyü, çekiç ise işçiyi temsil ediyor. Şunu bilmelisin ki , bir gün AKP ampulünün içine senin güneş amblemini yerleştirebilir, ya da sen güneş ambleminin yanına bir ampul iliştirebilirsin bu mümkün, ama hiç biriniz ne orak ne de çekici bırakın bir yere iliştirmeyi gördüğünüzde kaçarsınız, anti komünistlikte AKP ile büyük bir ittifakınız var. Orak- çekiçten de büyük bir korkunuz var. Siz aynı basın toplantısının başında işçin köylünün yoksulluğundan bahsediyor toplantının sonunda işçiye asgari ücret önerisi olarak açlık sınırını vaat ediyorsunuz. Siz orak çekiçten korkmayacaksınız da kim korkacak? Ne zaman yalancı bir umut dağıtacak olursanız o zaman komünistleri ağzınıza doluyorsunuz.

Akşener, tarihe dön bir daha bak. Gerçi baksan da göremezsin, görsen de söyleyemezsin. Çıkıp grup toplantısında emeklilerin haklarından bahsediyorsun senin eski doğu bloku dediğin ülkelerde örneğin ve temsilen başta Sovyetler birliğinde yurttaşlara emeklilik hakkı 50 yaşından beri tanınıyor. Senin savunduğun düzende bu hayal. Yine örneğin, ülkemiz dâhil birçok kapitalist ülkenin yasalarında kâğıt üzerinde kabul edilmek zorunda kalınan sekiz saatlik işgünü ilk defa Sovyetler Birliği tarafından 1920’lerde yasalaştırıldı, daha sonra ise 7 saate (fiziki güçlük arz eden işlerde 6 saat ve bilhassa güç işlerde ise 4 saat olmak üzere) düşürüldü.. Saymakla bitiremeyiz ama kadın hakları, çocuk hakları en temel insani haklar , kültürel ve sosyal haklar konusunda SSCB’nin eline kimse su dökemezdi. Sen ve senin gibiler SSCB ayaktayken tam da buna karşı mücadele ettiniz, geçmişiniz bellidir.

Sen şimdi çıkıp doğu bloku partilerini hantallıkla suçluyor AKP ile bir tutuyorsun. Senin hantal dediğin komünist parti, kendi kuruluşunu gerçekleştirir, SSCB’yi kurarken, yanı başındaki Türkiyede kurtuluş savaşına maddi olarak da destek olan tek partidir. Yani bırak hantallığı eli kolu komşu ülkesine kadar uzanmış tek partidir. Senin hantal dediğin parti ve ülke, dünyada neredeyse tek başına hitler faşizmini dize getirmiş partidir. Senin hantal dediğin parti, dünya da insanlık adına taş üstüne taş koymuş tek partidir.

Ha hantallık konusunda AKP ile başka şeyleri bir tutabilirsin. Ülke AKP karanlığına boğulurken nerdeydiniz? Hepiniz ve cümleniz insanlığın gelişimi adına hantal da değil karşı devrimcisiniz, Sömürü için, gericilik ve faşizm için de oldukça hızlısınız.

Sizi buradan uyarıyoruz.

Orak çekiç lafını ağzınıza alırken bin kez düşüneceksiniz. Biz ise sizleri tüm köhne düzenin köhne kalıntılarını tarihten silmek için bir an bile düşünmeyeceğiz. Bunu da böyle bilin.”

UMUT VAR, UMUT AYAKTA!

“Değerli yurttaşlarımız,

Kötünün iyisine mecbur değiliz. İşçilerin iktidarından aşağısı bizi kurtarmayacak. Sömürüden, gericilikten emperyalizmden kurtuluş kendi kendine olmayacak. Olmaz demeyin, hayal demeyin, bana mı kaldı demeyin. Sosyalist seçeneğin güncelliğini patronlar biliyor, emperyalistler biliyor.

Değerli yurttaşlarımız,

Ülkemizin ve kendimizin geleceği ellerimizdedir. Her alanda yaşadığımız sorunların kaynağı bu sömürü düzeninde aranmalıdır. Bugün yürütülecek mücadelenin bir bütün olarak ele alınması ve birlikte mücadele yürütülmesi bir zorunluluk olarak görülmelidir. İşçilerin hak mücadelesi olmadan gençlerin gelecek mücadelesi verilemez. Laiklik mücadelesi olmadan kadınların eşitlik mücadelesi yürütülemez. Gericiliğe ve piyasacılığa karşı mücadele edilmeden eşit, parasız, bilimsel eğitim talep edilemez.

Ülkemizin emeğiyle geçinen, namuslu insanları!

Tüm bu karanlık tablodan kurtulmak mümkündür! AKP karanlığından ancak örgütlenerek kurtulabiliriz. Mücadele bireysel değil örgütlü verildiğinde bir kazanıma dönüşebilir. Yeter ki işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar örgütlü mücadele vererek güçlerini birleştirsinler!

Yeter ki sömürü düzenine karşı sosyalizmi gerçek bir seçenek olarak örgütleyelim. Karanlıktan kurtulmak, eşitlik ve özgürlük mü- cadelesinde yarını kurmak için sizleri Partimiz TKH’de örgütlenmeye çağırıyoruz!

Umut var, umut ayakta.”