Tarihsel TKP üyesi Mustafa Sarıbaş, Talip Öztürk'ü anlattı

Türkiye Öğretmenler Sendikası'nın kuruluşunda da yer alan ve İstanbul TÖB-DER Başkanı Talip Öztürk'ü, tarihsel TKP üyesi, yoldaşı Mustafa Sarıbaş kaleme aldı.

Tarihsel TKP üyesi Mustafa Sarıbaş, Talip Öztürk'ü anlattı

Mustafa Sarıbaş

Tarihsel TKP üyesi

TKP üyesi Talip Öztürk (Orhan Tok), 16 Kasım 1979’da görev yaptığı okulun çıkışında faşistlerce katledildiğinde henüz otuz iki yaşındaydı. Genç yaşına rağmen ilerici öğretmen mücadelesine ve öğretmen sendikalaşmasına çok değerli deneyimler aktaran Talip Öztürk’ü, tarihsel TKP üyesi, yoldaşı Mustafa Sarıbaş şöyle anlattı:

“Aksaray’da TÖB-DER’e geldiğimde ilk tanıştığım kişi Talip Öztürk idi. Yeni geldiğimi anlamış olduğundan yanıma geldi, güzel bıyıklarıyla selam verdi tanıştık ama hiç siyasetten, kendi siyasal düşüncesinden bahsetmedi. Daha sonra okulum belli oldu, Eyüp’te bir okula tayinim çıktı. İşte o süreç içerisinde TÖB-DER’e gelip gittikçe Talip Bey ile ilişkilerimiz daha da sıkılaştı. Bir gün Erhan diye bir arkadaşla oturuyorlar derken “Birlik Dayanışma hareketinden arkadaşlar var mı burada?” diye Talip’e soru yönelttim. O bıyığının altından çok güzel, böyle muzip bir gülüşü vardı; öyle bir gülüşle “ilk tanıştığın insanla başlayabilirsin” dedi. Tabii benim içimde böyle sıcak bir yoldaşlık duygusu oluştu; o ilk günkü insan yaklaşımını hiç unutamamıştım ben.

Ondan sonra dostluğumuz başladı, arada bir oturur birebir sohbet ederdik. Zaman içerisinde diri, canlı, görevlerini ihmal etmeyen kişiliği ile ideolojisini özdeşleştirmiş bir insan olarak Talip’i tanıdım. Birlik Dayanışma hareketi içerisinde başka TKP’li arkadaşlar da vardı ama Talip Öztürk’ün (hani Anadolu’da ‘adamda şeytan tüyü var’ derler ya) öyle bir karakteri vardı. Öyle biriydi ki gelen insanlar Talip Öztürk’le sohbetten haz alırlardı. Hatta farklı düşünceden insanlar da Talip ile oturup sohbet ederlerdi ama o onlarla asla ideolojik tartışmalara girmezdi. O insanlarla ilişkilerini insani düzeyde kurardı, bu çok önemli bir şeydi örgütlenmede.

Ben ondan çok önemli bir şey öğrendim ve hayatım boyunca da hep uyguladım. Hiçbir insanı ötelemedim, hiçbir insana sert davranmamaya çalıştım. Bu en güzel yöntemiydi onun. İnsan kazanmanın, insanlara güven vermenin en güzel yönü.

Talip’in şu sözünü hiç unutmam: “Her insanın içinde iyi bir yan vardır, önemli olan iyi yanı bulup çıkarmak o insanı oradan işlemek lazım” derdi. Bu çok önemli bir şey. Hayatımızda da bu sözleri kendi çalışmalarımızda uygulayıp, sonucunu aldıkça hiç aklımdan çıkmaz. Öyle bir meziyeti vardı, bunu da konuştuğu insanlara verirdi, kazandırırdı. Bu süreçte insanların uzak durduğu bir sürü arkadaşımız da oldu.

Şimdi bir insanın ideolojisi o insanın yaşamı ile bütünleşmediği sürece, girdiği mücadele, harcadığı efor hiçbir işe yaramaz. Eğer yaşamı, aile yaşamı, insan ilişkileri hiçbir şeye çıkar temelinde yanaşmadan, şeflik, bir yerlerde bulunmak için koşmadığını, yaşamıyla birlikte hayata geçirirse; ben o insanın ideallerinde başarılı olacağına inanıyorum.”