Tarihsel TKP üyesi Mikail Eroğlu: Orak çekiçli bayrağı yükseklere çıkartmaya ant içtik

Parti'nin adına onuruna yakışır 100.yıl kutlamasını yine TKH olarak biz yapıyoruz. Partimizi ilk kurulduğu 1920 ruhuyla yine yaşatıyoruz, yaşatacağız. Her gün bir adım daha ileri diyerek, Orak çekiçli bayrağı yükseklere daha yükseklere çıkartmaya dün ant içtik, bugün de aynı kararlılıkla şevkle ant içiyoruz.

Tarihsel TKP üyesi Mikail Eroğlu: Orak çekiçli bayrağı yükseklere çıkartmaya ant içtik

Dönemin öğretmen örgütlenmesinde önemli roller almış, TÖB-DER’in kurulmasında görevler alan emekli öğretmen ve Tarihsel TKP üyesi Mikail Eroğlu ile Parti’nin öğretmen çalışmasını ve TKP’nin 100. yılına dair değerlendirmelerini konuştuk.

Merhaba sizi tanıyabilir miyiz, TKP ile tanışmanızı ve örgütlenme süreciniz sizden dinleyebilir miyiz?

Ben 70 yaşında emekli bir öğretmenim, 1969 yılında öğretmenliği başladım ve hemen Türkiye Öğretmenler Sendikası’na (TÖS) üye oldum, çalışmalarına katıldım. Eğitim boykotu gündeme geldiğinde daha yeni öğretmendim, Babam bana bir mektup gönderdi eyleme katılırsan seni evlatlıktan reddederim diyordu, ben de cevabımda “babacığım eyleme katılıyorum ne yaparsan yap” dedim. TÖS’ün kapatılmasından sonra Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği’nin (TÖB-DER) kurulmasında görev aldım, TÖB-DER’de Birlik Dayanışma grubunun içerisindeydim.

1970’li yıllarda Malatya’nın Sürgü beldesinde öğretmenlik yaparken Politika gazetesini okumaya başlamamla TKP ile tanışma sürecim başladı, sonra Antakya’ya tayinim çıktı, Parti üyeliğim Antakya’da gerçekleşti, Antakya’da aynı zamanda Birlik Dayanışma Öğretmen hareketinin de il sorumlusuydum. Politik kimliğimden dolayı özellikle Milliyetçi Cephe döneminde sürekli sürgünlerdeydim, onlarca kez ve farklı illere sürgün edildim.

Türkiye işçi sınıfının politik mücadelesinin yanı sıra, ekonomik kazanımlarında da başarılar elde edilmiş sendikal mücadelede TKP’nin rolü konusundaki düşünceleriniz nelerdir?

TKP’nin rolü, Nabi Yağcı dönemine kadar sendikal ve ekonomik kazanımlarında o günün şartlarına göre olağanüstü bir durumdaydı diyebilirim. Sınıf sendikacılığı konusunda Maden-İş ve DİSK’in o günkü atılımları, HALK-KOOP’tan, KÖY-KOOP’a; TÖB-DER’den TÜS-DER’e, her alanda sınıf mücadelesi yükselmişti, ekonomik kazanımların yanı sıra politik kazanımlar da vardı DGM direnişleri gibi. Tabii ki buralarda partinin rolü önemliydi ve parti kadroları da çok önemliydi, Kemal Türkler olamasaydı DİSK olamazdı, TÖB-DER’in başarısında Talip Öztürk’ün payı yadsınamaz, yani sağlam kadroların rolü de çok büyüktü bu kazanımlarda.

12 Eylül sonrasından bahseder misiniz?

12 Eylül’de sonra Hatay TKP operasyonunda alındım, Parti davasında 8 yıl ceza aldım, 5 yıl fiili olarak hapiste kaldım, cezamın önemli bir kısmını Malatya cezaevinde tamamladım, 141-142 kalkınca yeniden göreve döndüm; bu dönem Adana’daydım.

Likidasyon süreci ve sonrasıyla ilgili düşüncelerinizi de alabilir miyiz?

Likidasyonla partimiz kapatıldı, kadrolar darmadağın edildi, likidasyonun uluslararası boyutu olduğu gibi, partinin başındaki likidasyoncu ekibin olduğu gibi, bir de bu süreci durduramamanın nedenleri vardı. Bunlardan biri de ideolojik, siyasi ve teorik olarak parti üyelerinin zayıf olmasıydı, özellikle Nabi Yağcı döneminde kişilerin politik formasyonuna bakılmaksızın ahbap çavuş ilişkileri ile parti üyesi yapıldılar ve bu da likidasyon döneminde karşımıza çıktı. Bir komünist olarak likidasyoncuları asla affetmem.

TKP’nin 100. yaşında TKH 100. yıl komiteleri çağrısı ve 100. yıl hakkında görüşleriniz alabilir miyiz? Genç yoldaşlarınıza mesajınız ne olur?

Önemli olan partinin adını çalarak onun mirasını yemek değildir. 100 yıllık birikimin mirasını yemeye kalkanları bugün görüyoruz; o yemeye çalıştıkları miras boğazlarına düğümlendiği için Parti’nin kuruluşunun 100.yılında sesleri solukları çıkmıyor, çıkamıyor. Parti’nin adına onuruna yakışır 100.yıl kutlamasını yine TKH olarak biz yapıyoruz. Partimizi ilk kurulduğu 1920 ruhuyla yine yaşatıyoruz, yaşatacağız. Her gün bir adım daha ileri diyerek, Orak çekiçli bayrağı yükseklere daha yükseklere çıkartmaya dün ant içtik, bugün de aynı kararlılıkla şevkle ant içiyoruz.

Son olarak genç yoldaşlarıma diyorum ki; bayrağı siz devir aldınız hakkını vermek için, Parti’de, Parti okulunda iyi pişin, teoriyi pratiği iyi öğrenin. Mücadelede uzun soluklu olabilmek için kadroların her anlamda sağlam olması gerekiyor, tarihi, siyaseti, teoriyi, Marksizm-Leninizm’i iyi bilmeleri gerekiyor.

Hepimiz 100 yaşındayız, yeni yaşımız kutlu olsun.