Tarihsel TKP üyesi İrfan Tunca: Orak-Çekiçli bayrağımızı TKH çatısı altında en yüksek noktaya taşıyacağız

Partimiz 100 yaşında! Geçmiş ve gelecek bizimdir. Orak-Çekiçli bayrağımızı TKH çatısı altında en yüksek noktaya taşıyacağız ve partimiz TKP’yi yaşatacağız.

Tarihsel TKP üyesi İrfan Tunca: Orak-Çekiçli bayrağımızı TKH çatısı altında en yüksek noktaya taşıyacağız

Merhaba, sizi tanıyabilir miyiz? Sosyalizm mücadelesine nasıl katıldınız, dinleyebilir miyiz?

1955 Edirne doğumluyum. İlk siyasal deneyimim 1975 yılında Edirne Ticaret Meslek Lisesinde, meslek liselilerin tüm Türkiye çapında boykot örgütlenmesiydi. Okulda 5-6 kişi boykotu örgütledik ve kısa zamanda yaklaşık 1500 kişilik okulda tüm öğrencilerin katılımını sağladık. Öyle ki bazı öğretmenlerin de bize gizliden gizliye destek vermesi ile birlikte çok yankı uyandırmıştı boykotumuz. Boykotta birlikte olduğumuz bir arkadaşımız bizlere sürekli ‘devrim’ ve ‘sosyalizm’ ile ilgili kavramlar söylüyordu. Daha sonra bu arkadaşımız Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) diye bir partiden bahsetmeye başladı ve bu sayede parti ile tanışıklığımız başlamış oldu.

Artık okulda TSİP’in kitle dergilerini elden ele dağıtmaya, sempatizan kitlesi oluşturmaya başlamıştık. Yaklaşık 6 ay boyunca parti eğitim çalışmalarına ve eylemlerine katıldık. Bir müddet sonra partideki bazı yoldaşlarımız ile birlikte genç SGB’li arkadaşlar, Edirne’deki Halkevi üyeleri ile birlikte yapılan toplantılar sonucunda tüm ülkede örgütlenme çalışmaları başlatan ‘yolumuz işçi sınıfının yoludur’ şiarını benimseyen İGD Edirne Şubesini kurduk. Çok kısa bir süre içerisinde üye sayımız 350’yi bulmuştu. İGD çalışmalarını Edirne’de sendikalaşma mücadelesinde DİSK ve KÖY-KOOP ile beraber köylerde, üniversitelerde, öğrenci gençlik içerisinde hızla örgütledik.

DİSK içerisindeki militan temsilci ve baş temsilcilerle sendika içerisinde eğitimlere katılıyorduk. KÖY-KOOP’un desteğiyle köylerdeki yerel derneklerle bağlarımızı geliştirdik. Ayrıca köylerde yaptığımız çalışmalar; traktörler üzerindeki tiyatro çalışmalarımız, köyler arası futbol turnuvası, DİSK tekstilin grevdeki işçiler ile dayanışma ve moral geceleri, grev çadırlarına ziyaretler İGD’yi işçi ve köylü gençlik içerisinde önemli bir konuma getirdi. Bu arada Edirne’de Sinematek’i kurduk. Bu sayede işçi sınıfının mücadele geleneğini anlatan onlarca film gösterimi yaptık. Ancak tüm Türkiye’de yolumuz işçi sınıfının yoludur şiarını benimseyen, gençlik içerisinde büyük bir güç olan İGD’miz devletin iktidar organlarınca kapatıldı.

Peki TKP’ye örgütlenme süreciniz nasıl oldu?

Derneğimiz kapalı olduğu için Savaş Yolu dergisi etrafında çalışmalarımızı yapıyorduk. Bu süre içerisinde Atılım’la tanıştım. Gizli bastığımız bildirilerin ve Atılım’ın dağıtılmasında büyük çaba sarf ettim. Ve yolum Türkiye Komünist Partisi ile kesişti. Birlikte çalıştığımız bazı yoldaşlarımın parti ile bağlarının bulunduğunu biliyordum. 1979 yılının başında bölgeden tanıdığım bir yoldaşım bana ‘İrfan, artık partili olma vaktin geldi’ dedi. Böyle bir sevinç ve böylesine bir onur ancak yaşanabilir.

Hemen ertesi günün sabahında Edirne’de tekstil fabrikasında grev dayanışması vardı. İşçilerle davul zurna eşliğinde halay çekerken birden bağırmaya, slogan atmaya başlamıştım; ‘Türkiye Komünist Partisi’ne özgürlük!’ ilk etapta hem yoldaşlarım hem de işçi arkadaşlar şaşırıp kalmışlardı ancak kısa bir süre içerisinde fabrikanın önü ‘TKP’ye özgürlük!’ diye çınlamaya başlamıştı.

Sonra 12 Eylül… Faşist askeri darbesi sonrası mücadeleniz nasıl şekillendi?

12 Eylül faşist darbesi ile birlikte gelen gözaltılar, sıkıyönetim, cezaevleri, işten çıkarılmalar, TKP davasında yargılanmalar, sosyalist sistemin çözülüşü sırtımıza karabasan gibi çökmüştü. Ekonomik olarak bakmam gereken, sorumlu olduğum bir ailem vardı. Bu nedenle esnaflığa başlamıştım. Pazarcılık, balıkçılık, çiçekçilik… Bu arada kalbimizin sol yanı sürekli partiyi arıyordu.

SİP’in TKP adını alması ile birlikte yaklaşık 10 yıl kadar partiyi takip etmeye ve yayınlarını okumaya başlamıştım. 2010 senesinde mücadele yoldaşım Kenan ile birlikte TKP’ye üyelik konusunda görüşmelerimiz başlamıştı. Hiç unutmam Kenan yoldaşım bana ‘İrfan, bu TKP dört dörtlük bir komünist parti değil ancak elimizde bundan iyisi yok’ demişti. Bu yoldaşımın dedikleri 3-4 yıl içerisinde meydana gelen ayrışmalarda kanıtlandı.

2011 yılında Edirne TKP İl Başkanı olarak partide 3 yıl görev aldım. 2014 senesinde Edirne’de Nazım Hikmet Kültür Merkezinin açılması için yaklaşık 15 ay yoldaşlarımız ve dostlarımız ile birlikte gece gündüz demeden büyük bir gayret ile çalışarak 2015 yılı Kasım ayında kültür merkezimizin açılışını gerçekleştirdik. Yaklaşık 5 yıldır Edirne Nazım’ın hem yöneticiliğini hem de işletmeciliğini yapmaktayım.

Hala eksiklerimiz, yapamadığımız, hayata geçiremediğimiz birçok şey bulunmakta ancak yoldaşlarımızın desteği ile üstesinden geleceğimizden eminim.

100. yıl mesajınız ne olur?

Partimiz 100 yaşında! Geçmiş ve gelecek bizimdir. Orak-Çekiçli bayrağımızı TKH çatısı altında en yüksek noktaya taşıyacağız ve partimiz TKP’yi yaşatacağız.