SSCB’de kim kimi besliyordu?

Antikomünist propagandanın aksine SSCB’de Rusya öteki cumhuriyetleri sömürmüyordu, aksine onlara pozitif ayrımcılık yapıyordu. Sovyet yurttaşları hangi cumhuriyette yaşarsa yaşasın işsiz değildiler ve aynı işe verilen ücret bütün cumhuriyetlerde aynıydı. Altyapı yatırımları da dengeli bir biçimde  dağılıyordu ve hatta Rusya dışındaki cumhuriyetlere pozitif ayrımcılık yapılıyordu.

1991’de SSCB’yi yıkıp kamu servetine el koymayı ve kendi cumhuriyetlerinde veya özerk bölgelerinde küçük krallıklar, prenslikler kurmayı hedefleyen kapitalist restorasyoncu güçlerin ve ideologların halkı kandırmak için kullandığı argümanların başında “SSCB’den ayrılırsak daha iyi yaşarız, biz onları besliyoruz” aldatmacası geliyordu. Ağustos 1991’de Gorbaçov’a karşı danışıklı dövüşe benzeyen kararsız müdahale girişiminin ardından SSCB hızla çözülürken ayrılıkçıların sayısı da hızla arttı. 17 Mart 1991 referandumunda ezici oranda birlikten yana oy kullanan Ukrayna’da bu kez bağımsızlık % 90 oyla onaylandı. Ukrayna ve öteki Sovyet cumhuriyetlerinin milliyetçileri, “SSCB’nin kalanını biz besliyoruz, ayrılırsak daha çok refah içinde yaşarız” diyorlardı. Şimdi aradan 29 yıl geçtiğine göre bakalım kim daha iyi yaşıyor.

Öncelikle bütün eski Sovyet halklarının daha kötü yaşadığını saptayalım. Eski Sovyet ülkelerinden hiçbiri ekonomik göstergelerde Sovyet dönemini geçmiş değil. Ekonomik göstergelerin sayısı çok ancak biz en temel olanını alalım: GSMH. SSCB, ABD’den sonra dünyanın ikinci büyük ekonomisiydi ve Dünya Bankası verilerine göre 1990 yılında dünya ekonomisindeki payı %12 idi. Bugünkü bütün eski SSCB ülkelerinin GSMH toplamının dünyadaki payı ise bu oranın çok altında.  Oysa Ukrayna, Baltıklar, Gürcistan vb milliyetçileri SSCB ekonomisi içinde kendi paylarının nüfusa oranla daha büyük olduğunu düşünüyorlar ya da daha doğrusu bu yalanı savunuyorlardı. Özbek milliyetçisi bizim pamuğumuz var, Azerbaycan milliyetçisi petrolümüz var, Ukrayna milliyetçisi her türlü sanayimiz ve tarımımız var diyordu. Ancak milliyetçiler bütün bu işletmelerin ancak planlı ekonomi bütünü içinde anlamlı olduğunu, dünya pazarına tek başlarına ve kapitalist ekonomiye çıktıklarında hiçbir güçlerinin kalmayacağını görmek istemiyorlardı. Çünkü onlar ülkeyi değil kişisel kazançlarını ve iktidarlarını düşünüyorlardı. Nitekim SSCB yıkılınca bütün bu ülkelerdeki işletmelerin tedarik zinciri bozuldu ve ürünlerini de satamaz oldular. Bütün işletmeler kapandı, sadece hammadde üretenler açık kaldı ve onları da birkaç oligark ele geçirdi.

Örneğin Ukrayna milliyetçileri Avrupa ortalamasının üstünde bir ülke olacaklarını iddia ediyorlardı.  Nitekim Ukrayna’nın SSCB içindeki demir çelik, kömür ve buğday üretimine ve başka göstergelere bakınca kişi başına üretimin Batı Almanya’dan daha iyi olduğu görülüyordu. Ancak herkesin malumu olduğu üzere Ukrayna bugün değil Almanya’yı geçmek, Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden daha yoksul durumda. Çünkü bütün o üretim ancak Sovyet planlı ekonomi sistemi içinde mümkün oluyordu. Kapitalist dünya pazarında Ukrayna’nın rekabet etmesi mümkün değildi. SSCB içinde Rusya ve Belarus, ürettiğinden daha azını tüketiyordu, Ukrayna kabaca birebir iken bütün öteki Sovyet cumhuriyetlerinin ürettiğinden daha fazlasını tüketiyordu. Evet, yanlış okumadınız, antikomünist propagandanın aksine SSCB’de Rusya öteki cumhuriyetleri sömürmüyordu, aksine onlara pozitif ayrımcılık yapıyordu. Sovyet yurttaşları hangi cumhuriyette yaşarsa yaşasın işsiz değildiler ve aynı işe verilen ücret bütün cumhuriyetlerde aynıydı. Altyapı yatırımları da dengeli bir biçimde  dağılıyordu ve hatta Rusya dışındaki cumhuriyetlere pozitif ayrımcılık yapılıyordu. Örneğin şehirlerin nüfusuna göre sırayla metro yapılırken normalde Rusya’da bir şehirde yapılması gerekirken Tiflis’te ve Erivan’da metro daha önce yapılmıştı. Sovyet insanlarının nerede yaşarlarsa yaşasınlar satın alma güçleri aynıydı ve Moskova mağazalarında bulunmayan malları örneğin Tiflis’te veya Erivan’da veya Baltık ülkelerinde bulmak mümkündü. Alışveriş yapmak için Tiflisliler Moskova’ya değil, Moskovalılar Tiflis’e geliyordu. Uçak biletleri de ucuz olduğu için bu çok rastlanan bir durumdu.

Bugün bütün eski Sovyet ülkelerinde büyük bir yıkım, demografik çöküş ve işsizlik yaşanıyor. Az sayıdaki oligarklar muazzam Sovyet servetini yağmalaya yağmalaya bitiremediler. Ancak Rusya dışındaki cumhuriyetler Rusya’dan daha iyi durumda değil. Moskova sokaklarında en pis işlerde Azeriler, Ermeniler, Gürcüler, Özbekler, Tacikler çalışıyorlar. Belarus eski Sovyet cumhuriyetleri içinde devlet işletmelerini en çok koruyanı. Bugün Belarus ekonomisi Ukrayna’dan ve öteki eski SSCB cumhuriyetlerinden daha iyi. Oysa SSCB zamanında Ukrayna SSCB sanayisinin üçte birine sahipti ve Belarus’tan çok daha fazla üretiyordu. Nüfusa oranla o zamanki Ukrayna’nın ekonomik gücü Rusya ile aynıydı. Oysa bugün Ukrayna’nın GSMH’sı Rusya’nın % 9’u kadar. SSCB içinde özellikle elektronik eşya sanayisi gelişkin olan Baltık ülkelerinde bugün sanayi kalmamış durumda. Yine Sovyet zamanında iyi oldukları tarımda da gerileme var. Rusya transit ticareti de başka limanlar buldu kendine. Bu yıldan itibaren AB sübvansiyonlarını da alamayacak olan Baltıkların ekonomisi iyice bozulacak. SSCB zamanında kişi GSMH’sı Rusya’dan fazla olan Ermenistan’da bugün kişi başına GSMH Rusya’nın % 33’ü kadar. Azerbaycan, Gürcistan ve Moldava’da da kişi başına GSMH’ya göre Rusya’dan daha kötü durumda. Oysa SSCB içindeyken Rusya’dan daha iyi yaşıyorlardı. Rusya ile ekonomik ilişkilerini korumaya çalışmış olan Belarus ve Kazakistan bugün öteki cumhuriyetlere göre daha iyi durumda. En hızlı bağımsızlıkçılar en kötü durumda olanlar.