Sosyalist Liseliler: "AKP İtiraf Etti: Eğitim Sistemi Eşitsiz"

Sosyalist Liseliler, MEB'in Dünya Bankası’ndan finans desteği istediği proje kapsamında hazırlanan dosyada, öğrenciler arasında uçurum olduğu belirtilmesine tepki göstererek "AKP İtiraf Etti: Eğitim Sistemi Eşitsiz" başlıklı açıklamayı yayınladı.

Sosyalist Liseliler:

İç siyasette eğitimde başarılı olduğunu iddia eden iktidarın Milli Eğitim Bakanlığı’nın, iş Dünya Bankası’ndan kredi almaya gelince ise eğitimde eşitsizliği açıkça ifade ettiği ortaya çıktı.

AKP’nin eğitimde eşitsizliği derinleştirdiği ifade edilen açıklamada; “Madem ki AKP, finansman başvuru dosyasında söylediklerinde “samimidir”, öyleyse Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk istifa etmelidir! Eğitimdeki bu tablo AKP’nin sürdürücülüğünü yaptığı piyasacı ve gerici geleneğin bir ürünüdür! Ancak kimse AKP’den samimiyet beklememelidir. AKP ülkemizde 80 sonrası neoliberal politikaların bir uygulayıcısı olarak piyasacılığın her alanda önünü açmış, okullarımızı ticarethaneye çevirirken, öğrencileri okurken çalışmak zorunda bırakan yoksulluğu daha da perçinlemiştir. Ayrıca MEB’in “eğitim” adına aldığı ödenekleri de nereye harcadığı bellidir. Ödenekler, imam-hatiplere, özel okul teşviklerine, zorunlu mescitlere gitmektedir! Bu AKP’nin iki yüzlülüğünü de ortaya koymaktadır.” ifadeleri yer aldı.

Sosyalist Liseliler’in açıklaması şöyle:

“AKP İtiraf Etti: Eğitim Sistemi Eşitsiz

Milli Eğitim Bakanlığı, uzaktan eğitimde eşitsizliklerin arttığı, eğitimin öğrencilere uzaktan dahi ulaştırılmadığı bu dönemde sık sık çöken EBA’yı sözde iyileştirmek ve geliştirmek için bir dosya hazırlayarak Dünya Bankası’na finansman başvurusunda bulundu.

Uzaktan eğitimde dünyanın en iyi ülkeleri arasındayız yalanını söylemekten utanmayan AKP’nin eğitim bakanlığı, Söz konusu dosyada EBA’nın “acil” geliştirilmeye ihtiyaç duyduğunu belirtti. Buna ek olarak dosyada, “İyileştirici çözüm politikaları zamanında gündeme alınmazsa düşük gelirli ailelerdeki öğrenciler okulu bırakacak ve bir daha okula dönme fırsatına sahip olmayacak, öğrenciler erken yaşta okulu bırakacaktır. Okulu bırakma oranı artacak ve öğrenme kayıpları kaçınılmaz olacaktır.” ifadelerine de yer verildi. Finansmana başvuru nedeni olaraksa “İyileştirici önlemler bu kayıpları ele almazsa ülkenin insan sermayesi de 0.03 oranında düşecektir.” diyerek, eğitimden geri kalan öğrencilerin yıllar sonra “iş piyasasına” girdiklerinde gelirlerinin düşük olacağı bununsa GSYİH’da düşüşlere sebep olacağı ile açıklamıştır.
Bu başvuru ve dosya ise üç gerçeği apaçık ortaya koymaktadır.

Birincisi ülkemizdeki piyasacı düzenin bir sonucu olarak kendini gösteren eğitimdeki eşitsizlikler artık AKP tarafından dahi reddedilemeyecek noktaya ulaşmıştır. Bu dosya piyasacı politikaların sonuçlarını ortaya koymakla beraber, AKP’nin eğitim sisteminin çöküşünün de itirafıdır!

Madem ki AKP, finansman başvuru dosyasında söylediklerinde “samimidir”, öyleyse Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk istifa etmelidir! Eğitimdeki bu tablo AKP’nin sürdürücülüğünü yaptığı piyasacı ve gerici geleneğin bir ürünüdür! Ancak kimse AKP’den samimiyet beklememelidir. AKP ülkemizde 80 sonrası neoliberal politikaların bir uygulayıcısı olarak piyasacılığın her alanda önünü açmış, okullarımızı ticarethaneye çevirirken, öğrencileri okurken çalışmak zorunda bırakan yoksulluğu daha da perçinlemiştir. Ayrıca MEB’in “eğitim” adına aldığı ödenekleri de nereye harcadığı bellidir. Ödenekler, imam-hatiplere, özel okul teşviklerine, zorunlu mescitlere gitmektedir! Bu AKP’nin iki yüzlülüğünü de ortaya koymaktadır.

Zengin ve yoksul ailelerin çocukları arasında eğitim düzeyinde 2 yıla varan bir farkın bulunduğunu ifade eden dosya aynı zamanda kapitalist düzeni ifşa etmektedir! İşte ülkemizde eğitimin geldiği yer burasıdır, kapitalist sınıf daha nitelikli ve kaliteli eğitime ulaşılabilirken, emekçi halkın çocukları eğitime dahi devam edememektedir!

Bunlarla birlikte ortaya çıkan bir diğer gerçek ise, gençliğin mücadele etme zorunluluğudur. Bugün eğitimdeki eşitsizlikler, AKP’nin dahi inkar edemediği bir noktaya ulaşmıştır. Ancak piyasacı zihniyete sahip olan herhangi bir sermaye partisinden gençlik bir şey beklememelidir.

Piyasacılığın gerçek yüzü ortadadır! Liseli gençlik kendi geleceğini kendisi kurmalı, piyasacılığa karşı verdiği mücadeleyi örgütlü olarak büyütmeli ve piyasacı zihniyeti eğitimden de memleketten de silecek iradenin temsilcisi olmalıdır!”