Ünlü yazar Maksim Gorki’ye göre Sovyet edebiyatının vaziyeti nedir?

Maksim Gorki, ilk bakışta ihtiyar ve ikiye bükülmüş bir insan hissini veriyor. Fakat yanına yaklaşıp konuştuğunuz zaman göründüğünden daha genç olduğunu, bilhassa açık mavi gözlerinde şayanı hayret bir hayat ışığının parıldadığını fark ediyorsunuz.

Ünlü yazar Maksim Gorki’ye göre Sovyet edebiyatının vaziyeti nedir?

İstanbul ve Ankara’nın iyi tanıdığı Rus muharrir ve tayyarecisi Kolzof Yoldaş, Türk gazeteci ve muharrirlerini maruf edip Maksim Gorki’ye mülâki etmek (buluşmak) maksadı ile Moskova’da samimî bir toplantı tertip etmek lûtfunda bulunmuştu. Bu mülâkat, Moskova Muharrirler Evi’nde vuku buldu. Toplantıda, Sovyet Rusya’nın vücutlarına kıymet verdiği birçok kalem sahipleri bulunduğu gibi bugünkü Sovyet temaşa (oyun-tiyatro) âleminin kuvvetli birer sahne vazıı (Temelini koyan, kuran, tesis eden) olan Meyerhold de mevcuttu.

Maksim Gorki, derhal etrafını alan ziyaretçilerinin merakla sormak istedikleri bir takım suallere kendine has sükûnetli hali ile yavaş, yavaş, bazen bir an durup düşünerek, bazen kullandığı kelimenin manasını kuvvetlendirmek için bir türlü bırakmaya razı olmadığı sigara ağızlığının teyitkâr hareketi ile şiddet vererek Sovyet Rusya’nın bugünkü edebiyat vaziyetini anlattı, yarınki şeklin ne olabileceğini de kısaca kaydetti.

Bu edebi hasbıhal, Ruşen Eşref Beyin bir suali ile başlamıştı, Maksim Gorki, Ruşen Beyin sorduğu sual ile şayanı dikkat bir mevzuya temas edildiğini söyledi, Çarlık devri edebiyatının bir nevi asilzade edebiyatı olduğunu, mevzuların hemen hemen Moskova ve civarı, Leningrad ve civarı, Tugla vesaire gibi sinelerinde geniş kibar yığınlarını toplayan mıntıkalar hayatına inhisar etmiş (sınırlı) olduğunu, bu noktadan o zamanki edebiyatın bir nevi mahdut (sınırları belirlenmiş) coğrafî mahiyeti olduğunu kaydetti.

Maksim Gorki’ye göre, Sovyet Rusya’nın bugünkü edebiyat vaziyeti bir istihale (başkalaşma) vaziyetidir. Her ihtilâl devrinde olduğu gibi mevzular héroïque (kahramanlık) ve lirique’dir (liriktir). Realist olabilmek, hayatın tam bir ifadesi şeklinde tecelli ve tezahür edebilmek için lâzım gelen inkişaf ve olgunluğa varması lâzımdır. Şimdilik bu merhaleye varmamıştır, fakat varacaktır.

Bugün, Rusya’da 30 binden fazla insan yazı yazıyor. Denilemez ki bu insanların hepsi de ortaya iyi eserler atmaktadır. Fakat zaman, lâzım olan istifayı (ayıklamayı) yapacak ve yepyeni bir edebî nesil meydana gelecektir. Maksim Gorki’nin bugünkü muharrirlerde bilhassa bulduğu noksan, teknik zaafı ve kısmen lisan bozukluğudur. Fakat meydana çıkardıkları eserlerden bazıları samimî olmak, içinde yaşanmış muhitin birer ifadesi bulunmak itibarı ile şayanı hayret derecede güzeldirler.

Maksim Gorki, bu noktayı nazarını daha iyi izah etmek için iki misal zikretti. Bunlardan biri, Fransız muharriri Paul Ratie’nin bir eserine aitti. Bu muharrir, kuvvetli bir istikbale namzetti (adaydı). Fakat ömrü vefa etmemişti. Eserini neşrettikten sonra ölmüştü.

Maksim Gorki, ikinci misal olarak genç bir Rus edibinin pek de aklın almayacağı kadar vüsatli (geniş) bir mevzu etrafında kaleme aldığı eseri gösterdi. Hâdisenin kahramanı, şu veya bu suretle, Şanghay’da garip bir maceraya girişmiş bulunuyor, sonra Sovyet Rusya’ya kadar sürükleniyordu. Mevzu, toplanamayacak hissini veren bir dağınıklıkla yayıldıkça yayılıyordu. Fakat muharrir, büyük bir kudretle bu dağınık vaziyeti basit bir surette neticelendirmeye muvaffak olmuştu.

Maksim Gorki, bu sonuncu muharrirden çok şeyler beklediğini söylerken güldü ve şu sözleri ilâve etti: “Ümit ederim ki bu zat, Fransız meslektaş gibi bizi ümit içinde bırakarak dünyasını terk etmeye teşebbüs etmez.”

Maksim Gorki, ilk bakışta ihtiyar ve ikiye bükülmüş bir insan hissini veriyor. Fakat yanına yaklaşıp konuştuğunuz zaman göründüğünden daha genç olduğunu, bilhassa açık mavi gözlerinde şayanı hayret bir hayat ışığının parıldadığını fark ediyorsunuz.

İhtimal ki onu böyle ikiye bükülmüş vaziyette durmaya alıştıran şey, Çarlık devrinden beri atıldığı mücadelenin ağır yükü olmuştur. Filhakika (gerçekte) Maksim Gorki, ummi (okuma yazması olmayan) bir insan olduğu halde hemcinslerine karşı duyduğu derin muhabbet ve alâkanın tahriki ile kaleme sarılıp Beynelmilel büyük bir şöhret yapmaya muvaffak olduğu zamana kadar, hep etrafının çektiği elem ve ıstırap ile, altında ezildiği dayanılmaz zulüm ve istibdat yüküne karşı isyan etmek feryadını yükseltmekle meşgul olmuştur. Onun içindir ki Maksim Gorki, bugün, Sovyet Rusya’da toplanan milyonlarca işçinin derin minnetini taşır, ona her yerde hürmet edilir, Moskova’nın en iyi meskenlerinden biri Maksim Gorki’ye verilmiştir. Ve bu yıpratıcı mücadelede bozulan sıhhati, Moskova’nın haşin kışına tahammül edemediği için, her sene, bu şiddetli mevsimi Avrupa’da ve Avrupa’nın en mutedil mıntıkalarında (bölgelerinde) geçirir. Sovyet hükümeti, ona bu kolaylığı göstermeyi hususî bir vazife bilmiştir.

(Son Posta, 12 Mayıs 1932)