Selvi, felakette 'özlenen devlet'i buldu: Kepçenin içinde

Yandaş yazar Abbulkadir Selvi Giresun'da yaşanan sel felaketinde afet bölgesine giden bakanların görüntüsü için, "o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler" dedi.

Selvi, felakette 'özlenen devlet'i buldu: Kepçenin içinde

Yandaş Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü yazısında 8 kişinin öldüğü sel felaketinin yaşandığı Giresun’a giderek mahsur kalan vatandaşlara kepçe ile ulaşan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli için, “o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler” dedi.

Selvi yazısında, “Ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. İşte özlediğimiz devlet bu” ifadesini kullanırken dalga geçercesine, “Özlenen devlet nerede?’ diye sorarlarsa, “Giresun Dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim” dedi.

Giresun’da meydana gelen sel felaketinde 2’si jandarma 8 kişi hayatını kaybetti, 12 kişi yaralandı. Kayıp vatandaşlar ise aranıyor. Felaketin yaşandığı alana giden üç bakan, yaklaşık 30 kişinin bulunduğu alana iş makinesi kepçesi üzerinde ulaştı. Vatandaşlara geçmiş olsun dileklerinde bulunan bakanların kepçe üzerindeki bu anları, cep telefonuyla kaydedildi.

“ÖZLEDİĞİMİZ DEVLETİN RESMİNİ ÇİZDİLER”

Yandaş yazar Abdulkadir Selvi, bakanların bu görüntülerini bugünkü köşesine taşıdı. Şu ifadeleri kaydetti:

İlk gördüğümde bana “İşte devletimiz bu” dedirten görüntüden söz ediyorum. Hani Nâzım Hikmet, “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” diyor ya, o kepçedeki üç bakan bize özlediğimiz devletin resmini çizdiler. Ayaklarında çizme, ne koruma var, ne protokol, operatörün kepçesine binip vatandaşın ayağına giden üç bakan. İşte özlediğimiz devlet bu. Bravo üç bakana. Bize bunu yaşattıkları için İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a yürekten teşekkür ediyorum. Bana “Özlenen devlet nerede?” diye sorarlarsa, “Giresun Dereli’de, o kepçenin içinde” diyeceğim.