"Salgında tsunami geliyor"

Prof. Dr. Vedat Bulut, Anadolu izlenimlerinin ardından koronavirüs salgınına ilişkin; "En büyük tehlike İstanbul'da. Ankara salgını yayıyor" değerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. Vedat Bulut, Anadolu izlenimlerinin ardından koronavirüs salgınına ilişkin; “En büyük tehlike İstanbul’da. Ankara salgını yayıyor” değerlendirmesini yaptı.

Koronavirüs’e dair Anadolu’dan izlenimlerini anlatan eski Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut,”En büyük tehlike İstanbul’da. Ankara salgını yayıyor. Göğüs hastalıkları uzmanı kalmayan hastane var. Sağlık sistemi iflas edebilir” ifadelerini kullandı. Anadolu için ‘Tsunami geliyor’ diyen Bulut, “Ankara’dan başlayarak 7 bin kilometre yol yaptım. İstanbul ve Kütahya’da endüstri alanlarına ve sosyal yaşama ait dramı gördüm” dedi.

Eski Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, Cumhuriyet’ten Sertaç Eş‘e konuştu. Koronavirüs verilerinin şeffaf paylaşılmamasının vatandaşlarda güvensizliğe neden olduğunu belirten Bulut, “30 bin sağlık çalışanı hastalığa yakalandı. 80’in üzerinde sağlık çalışanını kaybettik, yarısı doktor. İstifalar yoğunlaştı. Birkaç hastanede istifalar nedeniyle göğüs hastalıkları uzmanı kalmadı. Radikal önlemler alınmazsa ölümler artacağı gibi, endişelere dayalı istifalar da hızlanabilir. Türkiye genelinde 900’e yakın hekim istifa etmiş durumda” dedi.

“TSUNAMİ GELİYOR”

Anadolu izlenimleri için ‘Tsunami geliyor’ diyen Bulut durumu şöyle anlattı:

“Ankara’dan başlayarak 7 bin kilometre yol yaptım. İstanbul ve Kütahya’da endüstri alanlarına ve sosyal yaşama ait dramı gördüm. Hastalıktan kurtulan arkadaşlarımı ziyaret ettim ve hastane bakımı gerektirmesine rağmen evlerinde izole edilen dostlarımla görüştüm. Yan etkileri bilinen klorokin verilen hastaların evlerde izolasyonu yanlış bir uygulama. En azından 3 gün hastane koşullarında izlenmeli.

Afyon’a gittiğimde birçok sanayi kuruluşunun işçileri hastaydı ve bazı işletmeler kapanmıştı. Karantinada binalar ve köyler vardı. İlk mecburi hizmet bölgem Burdur’da Kemer’in Kozluca köyü karantinadaydı. Kemer’in aşağı mahalleleri karantinadaydı. Vaka patlamalarının düğünlerden kaynaklandığını öğrendim. Burada düğünler cuma başlar, üç gün sürer. Bu düğünler bir hastalık portalı (yayılım nedeni) durumuna gelmiş. Virüs kapanlar başka bölgelere taşıyor.

Antalya Korkuteli’nde bazı köyler karantinadaydı. Bu gezide 65 yaş üzeri yasakların geçersizliğine ve yanlışlığına kanaat getirdim. Çünkü kurallara uyanlar, uymayanları uyaranlar onlar. Manavgat ve Toroslar üzerinden Karaman’a, oradan Hatay Arsuz’a gittim. Maalesef oran da 16 maden şirketine kurban edilmek üzere ihale açıldığını gördüm. Eski TTB Başkanımız Füsun Sayek Ablamızın mezarını ziyaret ettim. Bölgedeki eğitim düzeyi, vakaların az olması sonucunu doğurmuş.

Gaziantep, Şanlıurfa ve Mardin’e uzandım. 10 kadar yakınıma taziyelerimi ilettim. bunların 6’sı salgın nedeniyle ölümdü. Yine 4 tanıdığımın daha aynı nedenle kaybedildiğini öğrendim. Bu 10 ölümün 4’ünde ilaca ait yan etkiler sorumlu tutuluyordu yakınlar tarafından. Bulaşların önemli kısmı hastanelerden kapılmıştı. Hastaneye gidenler hastalanıp dönmüş ve yakınlarına bulaştırmıştı. Diyarbakır’da doktor arkadaşlarımın hastalığa yakalandığını, evlerinde izole durumda olduklarını öğrendim. Hastaneler, yoğun bakım yatakları yetmez durumdaydı. Hastanede tutulması gereken insanların evlerinde olduğunu gözlemledim.”