RÖPORTAJ | Yurt dışından dönen öğrenci 'tedbirleri' anlatıyor: Tamamen kişinin inisiyatifinde

"Salgına dair tedbirler tamamen kişilerin inisiyatifine bağlı. Mesela ben bir defa sürekli kullanmak zorunda olduğum ilacımı yazdırmak için hastaneye gitmek durumunda kaldım ama kişisel aracımla gidip, maske takıp, herkesten uzak durdum. Ya toplu taşıma kullansaydım? Ya gelişmeleri takip eden bilinçli biri olmasaydım, temizliğe önem vermeseydim? Çıktığımı söylediğimde "Zorunda olduğun için çıkmışsın ama ne yapalım bundan sonra dikkat et" ayarında bir şey dedi hemşire. Yani geleli 1 hafta olmuş bu saatten sonra uyarsan ne olur uyarmasan ne olur."

RÖPORTAJ | Yurt dışından dönen öğrenci 'tedbirleri' anlatıyor: Tamamen kişinin inisiyatifinde

Koronavirüs salgını dünyayı ve Türkiye’yi sardı. Bu salgının yayılımında alınmamış ya da alınmakta geç kalınmış önlemlerin de payı çok büyük.

Gündem koronavirüs salgını iken yurt dışından gelenler için uygulanan tedbirlerin aslında ne kadar da kişilerin kendi inisiyatiflerine bırakıldığına dair bir örneği okurlarımızla paylaşıyoruz.

İki hafta önce Hollanda’dan Türkiye’ye dönen 26 yaşındaki yüksek lisans öğrencisi Gizem K.’ya Türkiye’ye dönüş serüvenini sorduk.

Manifesto: Yurt dışından dönüş hikayenizi anlatabilir misiniz? Nereden ve ne zaman döndünüz ülkeye?

Gizem K.: 12 Mart’ta Amsterdam Schipol Havaalanı’ndan kalkıp Sabiha Gökçen’e öğle saatlerinde iniş yaptım. Hollanda’da yüksek lisans öğrencisiyim, 26 yaşındayım. Dönüş sebebim korona değildi, 1 haftalık aradönem tatilim olduğu için aile ziyareti amaçlı bilet almıştım ve 24 Mart’ta geri dönmeyi planlıyordum.

Uçakta veya havaalanından ayrılırken size uygulanan “tedbir programını” anlatır mısınız?

Gizem: Kabinde uygulanan herhangi bir tedbir yoktu. Tamamen dolu bir uçakta geldim. Yanımda hafif öksüren bir adam vardı. Küçücük alanda olabildiğince kafamı çevirip sık sık ellerimi dezenfekte ederek kendimi korumaya çalıştım.

Ben ayrıldığım sırada Hollanda’da 5 ölüm olmasına rağmen herkes hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam ediyordu. Havaalanındaki sıralarda fiziksel mesafenin korunduğuna şahit olmadım.

Türkiye’ye vardığımda ateşimin ölçülmesini ve sorguya çekilmeyi bekliyordum. Termal kamera varsa da ben bakındım ama göremedim. Çok az çalışan vardı etrafta.

Pasaport kontrolünde en sona kalan 4-5 kişiden biriydim. Bu yüzden önceden geçenleri gözlemleme şansım oldu. Bazı insanların tüm sayfalarını ayrıntılı kontrol ediyorlardı. Asya’ya giriş çıkışları var mı diye kontrol ettiklerini düşündüm. Ama kenara aldıkları bir kişi bile olmadı.

“2 HAFTA İZOLE OLMAM GEREKTİĞİ BİLE SÖYLENMEDİ”

Polis bana sadece nereden geldiğimi, son 1 ay içinde başka ülkeye girip girmediğimi sordu. Hayır dedim. Hiçbir şey demeden damgayı vurdu. 2 hafta kendimi izole etmem gerektiğini bile söylemedi.

Bu bahsettiğiniz uygulama bütün yolculara bu özensizlikte mi uygulandı? Sağlık Bakanlığı’nın yurtdışından dönenleri bilgilendirdiği ve bir kağıt imzalattığı söyleniyor. Size bu uygulamalardan hiçbirisi yapılmadı mı?

Gizem: Sabah uçuşum çok erkendi. İlk 2 saat kesintisiz uyumuşum. Uyandığımda yan sıradakilerin form doldurduğunu gördüm ve uyku sersemi anlam veremedim. Kısa süre sonra bu kağıtlar toplandı ve sonuç olarak ben bilgilendirilmemiş oldum… Yanımda oturan çiftte de kağıt yoktu.

Sonuç olarak siz kendi kendinizi karantinaya aldınız. Bu süreçte herhangi bir yetkili merci tarafından arandınız mı? Neler soruldu, ne söylendi size?

Gizem: Döndükten tam 1 hafta sonra aile hekimimin hemşiresi aradı ve bir şikayetim olması halinde evden çıkmayıp 184’ü aramam gerektiğini söyledi. “Hiç dışarı çıktın mı, kendini evde izole ediyor musun?” diye sordu. Girerken hiçbir şekilde bilgilendirilmemiş ve ancak 1 hafta sonra hatırlanmış biri olarak sorularının çok anlamsız olduğunu düşündüm. Son olarak evime polislerin henüz gelip gelmediğini sordu. Gün içinde gelecekler dedi. Herhalde test yapacaklar ne güzel deyip sevindim ama 1 hafta geçti bunun üzerinden ve polis falan gelmedi.

“1 HAFTA SONRA ARANDIM”

Salgına dair tedbirler tamamen kişilerin inisiyatifine bağlı. Mesela ben bir defa sürekli kullanmak zorunda olduğum ilacımı yazdırmak için hastaneye gitmek durumunda kaldım ama kişisel aracımla gidip, maske takıp, herkesten uzak durdum. Ya toplu taşıma kullansaydım? Ya gelişmeleri takip eden bilinçli biri olmasaydım, temizliğe önem vermeseydim? Çıktığımı söylediğimde “Zorunda olduğun için çıkmışsın ama ne yapalım bundan sonra dikkat et” ayarında bir şey dedi hemşire. Yani geleli 1 hafta olmuş bu saatten sonra uyarsan ne olur uyarmasan ne olur.

Daha sonra 2 günde bir aramaya devam etti. Bir sonraki aradığında bir şey olursa 184’ü değil, onu aramam gerektiğini söyledi. Üçüncü arayışında yine 184’ü aramam gerektiğini söyledi(!?). En son dün aradı ve “Artık bu gece 14 günüm dolmuş oluyor” dediğimde “Hayır” dedi. “Gizem kusura bakma ben seni 1 hafta daha aramaya devam edeceğim, Sağlık Bakanlığı’nın emri.” Kendisi benim gelmemden 1 hafta gecikmeli bana ulaştığı için 14 gün kuralı da onun tarihine göre işliyor yani… Saçmalık.

Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Vaka belirtilerinden herhangi birisi var mı? Bir sağlık kuruluşuna başvurma gereği duydunuz mu?

Gizem: Son derece sağlıklıyım ve hiçbir belirtim yok. Ama bağışıklığı yüksek ve genç biri olarak semptomsuz atlatmış da olabilirim. Bu kadar dikkat etmiş olmama rağmen yüksek tansiyonu olan annemi enfekte etmiş olabileceğimden korkuyorum hâlâ. Öte yandan babam her gün işe gidiyor. Bir yandan da onun riskiyle başa çıkmaya çalışıyoruz. Her şey şansa bağlı.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey olur mu?

Gizem: Türkiye’ye ilk geldiğimde salgın sırasında burada olmam çok iyi oldu diye düşünüyordum. Çünkü burada ücretsiz sağlık hizmetine ulaşımım var. Bunun dışında bizim gerçekten çok iyi doktorlarımız var. Bizim asistan cerrahlarımız muhtemelen Hollanda’daki bir uzmandan daha iyidir çünkü inanılmaz fazla sayıda vaka görüyorlar. Hollanda’nın sisteminde aile hekimi gardiyan olarak işlev görüyor. Aile hekimin onaylamazsa branş doktoru yüzü göremezsin. “Kalp krizi geçiriyor olsan bir Paracetamol iç geçer” derler diye Hollanda’nın kendi halkı dalga geçiyor. Sağlık çalışanı sayısı yetersiz. İnsanların kalçası, bacağı parçalanıyor 24-72 saat sonra ameliyata alınabiliyor. Hollanda’da her günüm “İnşallah bunların hastanesine düşmem” diyerek geçiyordu. Gerek kendim gerek yakın çevremden tecrübe ettiklerimden.

Gel gör ki şu an 2.haftam ve dönmek istiyorum. Test sayısının azlığı beni endişelendiriyor. Türkiye’de doktorların malzeme sıkıntılarına dair yazılar okudukça dehşete düşüyorum. Yakın zamanda enfekte olan sağlık çalışanı sayısının artması işten bile değil. Bu kadar nitelikli bir iş gücünün göz göre göre ateşe atılması, yazık. Herhalde sokağa çıkma yasağı da gelmeyecek. Şu geldiğimiz noktada COVID-19 olursam da Hollanda’nın sağlık sistemine yük olayım; en azından malzemeleri, imkanları vardır diye düşünüyorum. Ve en azından süreç orada şeffaf bir şekilde yürütülüyor ve hangi bölgede kaç hasta var görebiliyorsunuz. Bu yüzden dün Hollanda devletinin yurtdışında kalan konuklarının dönüşlerine yardımcı olmak için oluşturduğu sistemde form doldurdum.