RÖPORTAJ | Şubadap Çocuk: Paylaşmak isteyen herkesin, ticarileştirmek isteyen hiç kimsenin

Bize en sık gelen sorulardan birisi şu: “şarkılarınızı kullanabilir miyiz?” Tahmin edersiniz ki, köy okulu öğretmenlerinden özel okul sahiplerine, AVM’lerden oyuncakçılara, derneklere, devlet kurumlarına kadar… Gökyüzü Kimin? şarkısında söylediğimiz gibi: “Hepsi bizim, hepimizin”. Bunu yetişkinlerin dünyasına uyarladık: “Paylaşmak isteyen herkesin, ticarileştirmek isteyen hiç kimsenin”

RÖPORTAJ | Şubadap Çocuk: Paylaşmak isteyen herkesin, ticarileştirmek isteyen hiç kimsenin

2013 yılından bugüne çocuk şarkıları besteleyen Şubadap Çocuk, şimdiye kadar yayınladığı 6 albümde, toplam 40 yeni çocuk şarkısına yer verdi.

Barış, doğa, özgürlük, hayal kurmak, çocuk hakları, akran zorbalığı, toplumsal cinsiyet rolleri, birlik olmak gibi konularda şarkı yapan ekip, 2020’de çıkardığı ‘Hey, Buraya Baksanıza!’ albümüyle çocuklara ulaşıyor.

Şubadap Çocuk, Manifesto‘nun sorularını yanıtladı.

Şubadap Çocuk Müzik Grubu’ndan kısaca bahseder misiniz? Çıkış noktası nedir, neden çocuklar için şarkılar yapıyorsunuz?

Şubadap Çocuk, mahallelerde çocuklarla yapılan yaz çalışmalarından doğdu. 2013 yılından bugüne çocuk şarkıları yapıyoruz. Mevcut toplumsal sistem içerisinde tüm kültür alanı gibi, çocukluk kültürü de karşıtlıklara sahip. Biz, eşit-özgür bir dünya istiyoruz, dolayısıyla bu dünyanın kültürünü, birlikte çalıştığımız çocuklarla birlikte oluşturmaya çalışıyoruz. Oluşturduğumuz üretimleri de tüm çocuklara ulaştırmak, böylece çocukların da içinde bulunduğu toplumsal duruma dair bazı tartışmaları, kendi yaş, gelişim özelliği vb. özgünlükleri içerisinde yapabilmelerine katkı sunmak istiyoruz. Bu elbette tek başına çocuk şarkılarıyla olmaz; ancak diyalektiğin diğer bölümünü de unutmuyoruz; çocuk şarkısı olmadan asla olmaz.

Şubadap Çocuk’un 6. albümü “Hey Buraya Baksanıza” diğer albümleri gibi tematik şarkılardan oluşuyor. Bu albümünüzde hangi temaları seçtiniz ve neden belirli temalar üzerinden ilerlemeyi tercih ediyorsunuz?

Genellikle albüm şarkılarını oluşturmaya başlamadan önce uzun bir konu seçme ve söylem oluşturma süreci oluyor. Buralardan hareketle metinler oluşturuluyor, etrafımızdaki çocuk ve yetişkinlerle paylaşılıyor. Onlardan gelen geri dönüşlerle birlikte gelişiyor, bu sırada da müzikleniyor/besteleniyor. Şimdiye kadar barış, doğa, ekoloji, çocuk hakları, özgürlük, farklılıklar, evrim, kolektivite, akran zorbalığı vb. konulara odaklandığımız 40 şarkı yaptık. Son albümde dostluk, göç, ayrımcılık, emek, birlik, cesaret, ekoloji konuları öne çıktı. Çocukların içinde yaşadıkları dünyayı anlamaları ve muhakeme yeteneklerinin gelişmesi için tek bir alana odaklanmak, hem somutlayabilme olanağı sayesinde hem de bir düşünüş tarzı olarak diğer konulara uygulanabilir bir çıktı verebilme ihtimali sayesinde kolaylık sağlıyor.

Şarkılarınızda çocukları eğlendirmekten ziyade bir amacınız var, çocuklara vermek istediniz bir mesaj var. Sizin için bu neden önemli?

Aslında Şubadap Çocuk’un yaptığı şey, belli konular etrafında müzikle gezinmek. Dolayısıyla eğlenceli bir şey, öyle de olmalı zaten. İletisi olmayan bir sanat eseri bilmiyoruz ama biz dikkatleri biraz toplumsal olana çekmek istiyoruz, son albümün ismini buradan bir daha okuyabiliriz: Hey Buraya Baksanıza! Çocuklarla/çocuklara yapılan çalışmalarda ‘mesaj verme’ kavramının sicili biraz bozuk. ‘Günde şu kadar kere dişlerimizi fırçalamalıyız’, anneannenizi çok sevmeliyiz’, ‘yerlere çöp atmamalıyız’ gibi çocuklara yapılması ‘doğru’ olan şeyi söyleyen ve de bugünün çocukların da artık pek de karşılığı olmayan pek çok içerik görüyoruz. Biz elimizden geldiğince çocuklara -özellikle konserlerde- o şarkıyı yapma sebeplerimizi ve şarkının içerdiği konu hakkındaki fikirlerimizi anlatmaya çalışıyoruz. Öğretme değil de bir çeşit kültürleşme diyebiliriz buna.

Albüm dışında çıkardığınız kitaplar var, atölye ve turneler düzenliyorsunuz birçok yerde. Bize bunlardan ve çocuklarla kurduğunuz bağdan bahseder misiniz biraz.

Albümün yapım aşamasını anlatır mısınız ? Albümlerinizi ‘halksponsorluğu’ katkısı ile çıkardığınızı söylüyorsunuz. Nedir bu halk sponsorluğu?

Halksponsorluğu yöntemini başta yalnızca albümler ve turneler için kullanıyorduk. Pandemi dönemiyle birlikte Şubadap Çocuk çalışmasının yaşaması için de #halksponsorluğu çağrısı yapıyoruz. Aslında bilinmeyen bir şey değil, basitçe söylemek gerekirse, bir çalışmanın maddi yükünün, o çalışmayı destekleyenler tarafından sırtlanması. Tabi ayrıca bir de sponsorsuzluk ve özkaynak iddiasına denk geliyor. Şimdilerde, patreon hesabımızdan bu çağrımızı yineledik. Bu röportajı okuyup da katkı yapmak isteyenler buradan destek olabilirler.

‘Şubadap Çocuk şarkılarının tüm hakları çocuklarındır’ diyorsunuz ve ticarileşmeye karşı olduğunuzu belirtip bunu da copyleft olarak tanımlıyorsunuz. Bunu neden tercih ediyorsunuz?

Bize en sık gelen sorulardan birisi şu: “şarkılarınızı kullanabilir miyiz?” Tahmin edersiniz ki, köy okulu öğretmenlerinden özel okul sahiplerine, AVM’lerden oyuncakçılara, derneklere, devlet kurumlarına kadar… Gökyüzü Kimin? şarkısında söylediğimiz gibi: “Hepsi bizim, hepimizin”. Bunu yetişkinlerin dünyasına uyarladık: “Paylaşmak isteyen herkesin, ticarileştirmek isteyen hiç kimsenin”. Web sitemizde de ticari herhangi bir faaliyette kullanılmaması, atıf yapılması ve hiçbir şekilde değiştirilmeden kullanılması şartıyla kullanılabilir şeklinde özetledik.
#copyleft, şu anda telif hakları alanındaki geçer akçe olan #copyright’a bir karşı çıkış. Copyright, üretimin toplumsallaşmasının önünde aslında bir engel, fakat sanatçıların yaşamları mevcut toplumsal sistem tarafından garanti altına alınmadığı için, sanatçıların tek çaresi bu sahiplikten gelecek maddiyat ile yaşamlarını idame ettirmek oluyor. Dolayısıyla para eder sanat eserleri üretmeye karşı direnmek epey zorlaşıyor. Copyleft, eşit-özgür bir dünyanın lisansı olacak fakat istediğimiz dünyayı şimdiden de kurmaya ya da en azından nüveleri oluşturmaya çalışmamız gerekir. Bundan dolayıdır ki, şarkılarımızı öncelikle web sitemizden yayınlıyoruz. Youtube, Spotify ya da diğer dinleme platformlarından şarkı dinlemenin bir bedeli var. Bu bedeli ya para ödeyerek ya da reklam dinleyerek/izleyerek ödüyoruz. Şubadap Çocuk şarkıları subadapcocuk.org adresinden ücretsiz ve reklamsız dinlenebiliyor. Kitaplarımız için de aynı şey geçerli, şimdiye dek 7 tane resimli öykü kitabı ve bir de nota kitabı yayınladık. Öykü kitaplarının her biri, bir Şubadap Çocuk şarkısından hareketle yazıldı, çizildi. Yine kitaplar da internet sitemizden ücretsiz okunabiliyor. Edinmek isteyen Pandora Kitabevi’nden satın alabiliyor ama satın alamayacak olan da kitaptan, dolayısıyla eleştirel içerikli bir çocuk yayınından mahrum kalmamış oluyor. Copyleft mevzusu ile halksponsorluğu birbirine sıkı sıkıya bağlı. Hatta bir de bunların yanına ‘kolektif üretim’i koymalıyız. Bütün bir Şubadap Çocuk albümlerinin ortaya çıkması, yaygınlaşması için emek veren kişi sayısı çok fazla. Müzisyenlerden, çocuklara, çocuklara bakım verenlere, öğretmenlerden tiyatroculara, şairlere, çizerlere, tasarımcılara, bilgisayar uzmanlarına, kayıt teknisyenlerine kadar pek çok kişi Şubadap Çocuk çalışmasına çeşitli şekillerde destek oldu. Bu kolektif üretimi, tüm toplumun ihtiyacı olduğu için yapıyoruz, yükünü halksponsorluğuyla omuzlayıp, herkese ulaşabilmesinin genel bir yolu olarak da copyleft’i geliştirmeye çalışıyoruz.

Son söz olarak ne söylemek istersiniz çocuklara?

İlk sözümüz Gazete Manifesto’ya olabilir. Eğer bu gazetede çocukların okuyacağı bir bölüm de olursa, o zaman çocuklara bir şeyler iletebiliriz. Bunu bir öneri olarak almanızı isteriz, olsa ne güzel olur. Yetişkinlere, özellikle de öğretmenlere bir duyurumuz var. Çalışmalarımızla ilgili bilgilendirmeler yaptığımız bir Whatsapp listemiz var. Her hafta bir mesaj atıp, çalışmalarımızdan haberdar ediyor, fikir alış-verişi yapabiliyoruz. Bu aynı zamanda kendi yarattığımız bir sosyal medya gibi. Şu anda yaklaşık 2000 kişi var listede, herkes dahil olabilir.