RÖPORTAJ | Otel emekçileri direnişlerini anlattı

6 Eylül günü yayınladıkları bir bildiri ile haklarını almak için mücadele başlattıklarını dile getiren ACR Grup emekçileri, yaşadıkları süreci Manifesto ile paylaştı. Uzun süredir çalıştıkları işyerinde maaşlarını alamayan işçiler, örgütlenme süreçlerini de anlattılar.

RÖPORTAJ | Otel emekçileri direnişlerini anlattı

6 Eylül günü yayınladıkları bir bildiri ile haklarını almak için mücadele başlattıklarını dile getiren ACR Grup emekçileri, yaşadıkları süreci Manifesto ile paylaştı. Uzun süredir çalıştıkları işyerinde maaşlarını alamayan işçiler, örgütlenme süreçlerini de anlattılar. Maaşlarını alamayan ve Sınıf Tavrı ile bir mücadele sürecine başlayan Ceshme Plus ve Panoroma Butik Otel’de çalışan ACR Grup emekçilerinden Cihat, Yasemin, Melisa ve Mustafa ile röportaj yaptık.

Manifesto: Merhabalar, genel olarak Turizm iş kolundaki güvencesiz çalışma koşulları hakkında ne söylemek istersiniz?

Yasemin: Turizm çalışanları olarak devletten herhangi bir destek almıyoruz. Turizm sektöründeki işverenler çalışanları 16 saat üzerinden çalıştırıp, sigorta yapmayıp hatta ve hatta maaşlarını ödemeyip dilediği gibi işe alıp dilediği gibi çıkarabiliyor. Bununla alakalı turizm sektöründeki işçi sınıfı örgütlü hareket etmediğinden dolayı işveren ve yardakçıları tarafından sömürülüyor. Ben, Sınıf Tavrı derneğimizin bir üyesi olarak buradan turizm sektöründe çalışan emekçi arkadaşlarımıza şunun çağrısını yapıyorum; Bizler hakkımızı alıncaya mücadelemizi sürdüreceğiz. Siz işçi ve emekçi arkadaşlarımızı da Sınıf Tavrı çatısının altında birlik olmaya davet ediyorum. Mücadelemize destek olmaya davet ediyorum.

Mustafa: Yıllardır hizmet sektöründe çalışıyorum. Özellikle turizm alanındaki işverenler ne bir şeyden  korkar ne devletin yasalarını tanır ne de çalıştırdığı işçinin yüzüne bakmaya utanır. Bu insanlar insan haklarını, işçi haklarını bilmezler. Bu insanlar alın terini, emeği, mücadeleyi bilmezler. Bunlar işçinin ve memleketimizin üzerine çökmüş karabasan gibiler, bir gitseler rahat bir nefes alacağız. Bunlar hiçbirimize faydası olmayan para için yaşayıp para için ölen kanını satsan 5 kuruş etmeyecek küçük despotlardır. Böyle insanların cirit attığı bir sektörde sorun tabi ki denetleyicilerin yetersiz ya da aynı düşünceye sahip olan insanlar olmasıdır.

“BURADA BİR SÖMÜRÜ SİSTEMİ VAR”

İşyerlerinizde yaşananlardan ve hak gasplarından söz edebilir misiniz?

Cihat: Çeşme Plus ve Cunda Panorama Butik Otel’de yaşanan haksızlıklar şu şekildedir: Ben her her iki otelde de yiyecek içecek görevlisi olarak çalışmaktayım. Arkadaşlarım ve ben bu üç aylık süreçte 16 saat üzerinden çalıştırıldık. Sigortalarımız yapılmadı ve hakkımız gasp edildi. Bununla alakalı olarak genel müdürün ve işverenlerin tavrı bu parayı ödemiyoruz şeklindeydi. Bu mücadeleye Sınıf Tavrı çatısı altında birleşerek başlayıp, ilerledik. Burada haklarımız tamamen gasp edilmeye çalışılıyor. 16 saat çalıştırıldık, kadın arkadaşlarımız sözlü ve yazılı tacize uğradı. Bununla alakalı suç duyurusunda bulunuldu. Çeşme Plus otelde çalışan genel müdür Celal Bey gözaltına alındı. Burada bir sömürü sistemi var. Bu pandemi sürecinde insanların hayatlarını hiçe sayıp asgari ücret ve bir üstüne çalışmak zorunda bırakıldılar ve emeklerinin karşılığını hiçbir şekilde alamamaktadırlar. Gerek hijyen gerek de insani olmayan yerlerde barınmak zorunda bırakılıyordu işçiler. 80’den fazla arkadaşımız maaşlarını alamadılar hala. Kısaca söylemek istediklerimi özetlemem gerekirse haklarımızın hiçbirini alamadık, tamamen hakkımızı gasp etmeye çalışıyorlar ama biz Çeşme Plus ve Panorama Butik çalışanları ve Sınıf Tavrı olarak şunu söylüyoruz; hakkımızı gasp ettirmeyeceğiz ve sonuna kadar mücadele edeceğiz.

“Haksız düzene ve sömürüye karşı bir şey yapmamız gerektiğini düşündük”

Melisa: Sınıf Tavrı derneğinin bir üyesi olarak ve turizm emekçisi olarak Ceshme Plus Otel’de iki buçuk ay çalıştığım süre boyunca gördüğüm haksızlıkları sıralamam gerekirse on altı saat üzeri çalıştırılıp, sigorta yapılmayıp, sözlü ve fiziki tacize uğrayan bayan arkadaşlarımızı gördüm. Eklemem gerekirse personel yemeğinden zehirlenen arkadaşlarımızı gördüm. Emeğinin karşılığını isteyince tehdit edilip darp edilip işten zorla çıkarılan arkadaşlarımızı gördüm. Ben yirmi bir yaşında bir üniversite öğrencisi ve turizm emekçisi olarak bu haksız düzen ve sömürüye karşı bir şeyler yapmamız gerektiğine kanaat getirdim ve bir karar alarak başta yiyecek içecek müdürümüz Cihat, mesai arkadaşlarımdan Yasemin ve Mustafa ile birlikte üyesi olduğumuz derneğimiz Sınıf Tavrı’ndan bu haklı mücadelemizde bize yardımcı olmalarını istedik. Hakkımızı kimseye gasp ettirmeyeceğiz

“ŞİRKETİN İÇİ BOŞALTILDI, HUKUKİ MUHATABIMIZ ORTADA YOK”

Her iki otelde de Sınıf Tavrı Komitesi kurdunuz, önümüzdeki günlerde neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Cihat: Bağlı olduğumuz ACR Grup şirketinin içi boşaltıldı. Ve işverenler kaçtılar. Şu an hukuki olarak doğrudan muhatabımız ortada yok. Otel alanını ACR’ye kiralayan Ceshme Plus ile görüşmelerimiz sürüyor ama bizler mücadeleyi büyütmedikçe kimse hakkımızı vermeye yanaşmıyor. İki otelde de kurduğumuz Sınıf Tavrı komitelerimizi güçlendireceğiz. İşçilerin birliği en önemlisi. Bu birliği sağlamlaştırıp, patronlardan adım atılmadığı durumda eylemlerimize başlayacağız. Haklarımızı aramaktan geri durmayacağız. Önümüzdeki günlerde bir basın açıklaması planlıyoruz. Tüm ülke emekçilerine burada yaşadıklarımızı anlatacağız ve bizlere destek vermelerini isteyeceğiz. Sınıf dayanışmasını büyütmek için birçok adım atacağız.

Mustafa: İzmir Ceshme Plus otelde çok ağır şartlarda çalıştık biraz açmak gerekirse 16-17 saat günlük mesailer , personel yemeklerinden zehirlenmeler , garson olarak ise başlamamıza rağmen görev tanımı dışında amelelik ve otelin tüm çöplerinin dökülmesi, mesai ve maaşlarının ödenmemesi yetmezmiş gibi sigortalarımızın eksik yapılması, mobbingler ve hakkımızı istediğimiz süreçte aldığımız tehditler en başından buraya kadar olan süreçte çok yıldırılmaya çalışıldık ama Sınıf Tavrı’nın destekleri sayesinde hiçbir zaman bu işin peşini bırakmayı düşünmedik yapılanların hesabını soracağız. Örgütlülüğümüzü büyüteceğiz ve hakkımızı alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.

“İŞÇİ-PATRON İLİŞKİSİ FİLMLERDE İZLEDİĞİMİZ GİBİ DEĞİLMİŞ”

Okurlarımıza iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Mustafa: Ben 19 yaşındayım ve sosyalistim. Kemal Sunal filmlerinden izlediğim burjuva-işçi ilişkisi başıma geldi ama ustaların hissettirdiği kadar tatlı değilmiş. Yıllarca insanlar aman şu “dinsiz komünist”ten uzak dur diyerek büyütüldü ben yaşadım, gördüm. Biri benim emeğimi çaldığında yanımda hakkımı benimle beraber arayan insanlar var. Belki de hakkımı aradıkları için emeğimi çalan insanlar tarafından “dinsiz komünist” denilmiştir bu insanlara. Kim bilir belki bir gün bana da çok büyük bir dinsiz komünistti derler.

Cihat: Gazete Manifesto okurlarına iletmek istediğim mesajım şudur: ben, tüm arkadaşlarımız ve Sınıf Tavrı Komitesi adına dayanışma çağrımızı iletmek isterim. Tüm turizm emekçilerini Sınıf Tavrı çatısı altında buluşmaya ve mücadelemizi desteklemeye davet ediyorum.