Paris Komünü'ne Ekim'den bakmak

Paris Komünü'ne Ekim'den bakmak

24-05-2020 09:25

Ekim Devrimini yapanlar hep Komüne bakarak kıyaslama yapmış ve kendi özgünlüklerinde yollarını açmışlardır. Yeni Ekimler için 2 tarihi deneyimimizden hareketle daha fazla proleter mücadeleye ihtiyacımız olduğu kesindir.

Zafer Çelik

Bundan 149 yıl önce Parisli işçiler dünya üzerinde ilk kez 72 gün boyunca iktidarı ele aldılar ve yönetime geldiler. Sadece 72 gün süren Komün halen değerini korumaktadır. İlk kez işçi sınıfının iktidarı alabileceğini göstermesi bir yana komünist bir düzenin kuruluşu ve buna dönük önermeler açısından bir laboratuvar görevi görmüştür. Kendisinden sonra devam eden işçi sınıfı mücadeleleri açısından önemli bir deneyimi içermiştir. Bunlardan en önemlisi ise Ekim Devrim’idir. 1871 Paris Komününde Komüncü işçilerin, Uluslararası Emekçiler Derneği (I. Enternasyonel) üyesi her fraksiyondan işçi ve sosyalistlerin (blankiciler, prudoncu anarşistler ve Karl Marks ve düşüncelerini takip edenler) büyük mücadele ile elde ettikleri iktidarın alınışı, korunması, komün yönetimi (proleterya iktidarı) ve maalesef kaybedilişi açısından daha sonraki Marksist-Leninistler açısından önemli sonuçları olmuştur. Ekim’den bakmadan önce kısaca Komün sürecini özetlemek gerekebilir.

Komün’ün hemen öncesinde 1870 Temmuz’undan – 1871 Mart’ına kadar Alman-Fransız Savaşı yaşanmakta olup Fransa’nın büyük kaybı olan Sedan yenilgisi, III.Bonapart’ın esir alınması, Paris’in bombalanması ve burjuva iktidarının ülkesine ihanet edişini (Paris’in silahsızlandırılması) görmekteyiz. Buna karşılık 4 Kasım 1870 tarihinde Paris’te işçiler imparatorluğu yıkarak tekrar cumhuriyeti ilan etmişlerdir. Bütün bu süreç sonucunda 18 Mart’ta Paris’te Ulusal Muhafızların lağvedilmesine yönelik atılan adım tersi yönde sonuçlanır ve halk-ordu ortaklaşması olarak  Cumhuriyet’in tekrar kuruluşu sağlanır. 18 Mart sonrasında seçim yapılarak 28 Mart’ta sonuçlar Cumhuriyet’in zaferi olarak ilan edilir. 18 Mart sonrası Ulusal Muhafız Merkez komitesi bir dizi karar ve önlem alır, bunlar; kiralara, emniyet sandığı satışlarına ilişkin zorunlu önlemler ve savaş konseylerini kaldırır, siyasal af çıkarır ve güney istihkamlarını işgal edip cephaneliğe el koyar. Komün’ün bu süreçte yaptıkları ve yapamadıklarına kısaca bakılacak olursa; yaptıkları, Komün ile beraber yeni tip bir yönetim aygıtı kurularak, yönetilenlerin yönettiği bir yapı kurulmuştur. Polis ve sürekli ordu  kaldırılmış, bürokrasi işleri için kişiler seçilir ve geri çağrılabilir olmuş, en yüksek bürokratik işleri yapanların maaşı iyi bir işçi maaşından daha yüksek olmaz olmuştur. Kilise ile devlet işleri ayrılmış, kilisenin malları kamulaştırılmış ve din işleri bütçesi kaldırılmıştır. Parasız halk eğitimi sağlanmıştır. İktisadi açıdan ise fırıncıların gece çalışmasının yasaklanması, para cezalarının yasaklanması, ödeme vadelerinin uzatılması, atıl fabrika ve atölyelerin işçi birliklerine verilmesi. Yapamadıkları ise Komün’ün sonuna da mal olan önemli hatalarda içermektedir. Siyasal bilinç eksikliği (prudoncu ve blankici eğilim ve etkiler), örgütlenme eksikliği (Fransız Bankasının alınmaması ve halen burjuvazide olması), Paris’ten kaçan Thiers hükümetine karşı Versailles üzerine yürünmemesi bununla beraber Paris’in kapılarının erken kapanmaması ve ordu kuvettlerinin önemli bir kısmının Versailles tarafında kalması, Komün içinde bulunan küçük-burjuva cumhuriyetci Jakoben unsurlardan kaynaklı halen Fransız Devrim’i öykünmeciliğinin negatif etkileri (milliyetçi ve devrimci lafazanlık). Başlangıcında en önemli eksiklerden biri ise Ulusal Muhafız Merkez Komitesinin önderliği hızlıca bırakması ve yönetimi Komün’e devretmesi ustalar ve Lenin’in yazılarında da eleştiri konusu olmuştur.

Lenin’in 1900’lu yıllarından başından itibaren Paris Komün’ü üzerine ve aslında onun üzerinden ortaya çıkan kavramlar üzerinden tartışmalar ve polemikler gerçekleştirmiştir. Özellikle Komün ile ilk kez yaşamada geçmiş olan proleterya devleti-özgür halk devleti gibi kimi kavramları Engels’in de devamında anarşistlerin anti-otoriter devletsizliği ile revizyonist Kautsky ve Bernstein’in devletin dönüştürelebilirliği görüşlerine karşı ciddi bir polemik yapmıştır. Komün’ün aslında yeni tip bir devlet oluşu, işçi sınıfı iktidarını sağlayıcı bir fonksiyon içermesi, bunun yanında eski tip burjuva devletine göre memurluk ve bürokrasinin olmayışı, düzenli ordu ve polisin kaldırılışı yada seçilmişlerin geri çağırılması ile devlet kavramı açısından ne devletsizlik ne de eski tip burjuva devletinin dönüştürülmesi ile işçi sınıfının iktidarının olamayacağını kanıtlamış ve aslında en önemlisi Ekim Devrimi ile bunu yaşam içerisinde hayata geçirmiş ve kanıtlamıştır.

Lenin ve Bolşevikler, Ekim Devrim’ine kadar olan döneme kadar ana uğraklarda Marksizmin Avrupa’da ve Rusya’daki bilinen otoritelerine karşı (Kautsky, Plehanov vb.) Paris Komün’ü ile kavramlaştırılmaya başlamış olan kimi başlıkları tartışmış ve mahkum etmişlerdir. Özellikle  Rusya’da 1905 kalkışması ile işçi sınıfının Rusya’da politik bir güç olarak siyaset sahnesine çıkışı ve sonrasında yenilişi ile Plehanov vb.lerinin kalkışma sonrasında kalkışmanın yanlışlığına ilişkin eleştirilerine karşı, Eylül 1870’de Marks ve Engels’in Paris işçi sınıfının kalkışmasının erken olacağına dönük ikazlarına rağmen 18 Mart-21-28 Mayıs kanlı bastırma haftasına kadar geçen Komün döneminde ise ne Marks ne de Engels hiçbir şekilde Komün aleyhine eleştiride bulunmamış ve büyük bir destek verdikleri örnek olarak gösterilmiştir. Lenin, sınıf kalkışmasına yönelik ve sonrasında Plehanov’ların eleştirilerine karşı benzer yaklaşımı bensemiş ve sürdürmüştür.

Ekim Devrimi’nin yaratıcıları Paris Komünü’nden alınan dersler ile iktidar süreçlerini örgütlemişlerdir. Özellikle eski devletin parçalanması ve yeni tip bir devletin örgütlenmesi, İşçi-Köylü-Asker Sovyetleri’nin bir devlet olarak örgütlenmesi, bürokrasi ve memuriyetin kaldırılması ve yapılacak işlerin seçimle yapılması ve geri çağırılma, yeni işçi sınıfı ordusunun örgütlenmesi, halk ordusu niteliğinde, Kızıl Ordu’nun örgütlenmesi ve Rusya koşullarında iç savaşın kazanılması sağlanmıştır. Özellikle ustaların ve Lenin’in eleştirdiği Versailles’e doğru yürünmemesi yani iç savaş ile burjuva iktidarının sonlandırılmamasına karşılık Rusya’da Kızıl Ordu ve örgütlü Sovyetler ile her yerde burjuva iktidarının sonlandırılması mücadelesinin verilmesi ve kazanılması Bolşevikler açısından çıkarılan derslerden olmuş ve Ekim Devrimini önemlice etkilemiştir. Diğer yandan iktidara gelen Sovyetler hızlı kamulaştırma ile kritik tüm sermaye kurumlarına el koyarak Komün’ün yaptığı hayati eksikliği tekrarlamamışlardır. Burada bir noktanın daha altını çizmek gerekirse Paris Komünü ve dönemi gereği bir öncü parti kavramının gelişmesi için oldukça erken olmakla beraber Marks ve Engels yazı ve mektuplarında Uluslararası Emekçiler Derneği’ni (UED) işçi sınıfının öncü kesimi olarak nitelemekteydiler. Ancak Komün’ün bileşimine bakıldığında UED azınlık gruplarından biri olmakla beraber kendi içlerinde de fraksiyonlara ayrılmış durumdaydılar. Blankici dar örgüt ve darbeci yaklaşım ile Prudoncu anarşistler emekçi kitlelerin zihininde emeğin gerçek kurtuluşu mücadelesi açısından karışıklar yaratmaktaydı. Ancak Ekim Devrimi bundan radikal bir şekilde avantajlı olup Bolşevik Partisi’nin homojen siyasi birliği ve öncülüğü ile proleteryanın iktidar mücadelesinda daha net kararlar alınıp, uygulanmıştır. Bu açıdan siyasi öncülük ve homojenlik bakımından Ekim Devrimi çok daha avantajlı olmuştur.

2 ay 10 gün süren Paris Komün’ü dünya işçi sınfı mücadelesinde büyük bir yer kaplamaktadır. 20000 emekçinin ölümüyle sonuçlanmış dünyanın bu ilk işçi sınıfı iktidarı, kendisinden sonra büyük bir mücadele ile kurulan Sovyet iktidarına fener olmuştur. Komünist Parti Manifestosu’ndan Paris Komünü’ne proleteryanın tarihsel dünya görüşü ve mücadelesinin 74 yıl boyunca sürmüş olan Sovyet iktidarında hayata geçmeye başladığını yaşamış olduk. Sovyet iktidarının hatalarından ve emperyalizmin müdahalelerinden kaynaklı yıkılmasına rağmen, dünya proleteryasının en önemli iki deneyiminden biri olduğu dünya tarihine yazılmıştır. Ekim Devrimini yapanlar hep Komüne bakarak kıyaslama yapmış ve kendi özgünlüklerinde yollarını açmışlardır. Yeni Ekimler için 2 tarihi deneyimimizden hareketle daha fazla proleter mücadeleye ihtiyacımız olduğu kesindir.

İleri Okumalar

Komünist Parti Manifestosu, Karl Marks-Frederich Engels

Fransa’da İç Savaş, Karl Marks

Komün Dersleri, V.İ. Lenin

Nisan Tezleri, V.İ. Lenin

Proleterya Diktatörlüğü ve Dönek Kautsky, V.İ. Lenin

Devlet ve Devrim, V.İ. Lenin