Babacan hatırlatması: Bu sözleri unutturmayız!

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan gazeteciler, "parmak çıtlatarak" basın özgürlüğü vaat etti, ancak bakanlık görevinde olduğu tarihlerde ettiği sözler hafızalarda.

Babacan hatırlatması: Bu sözleri unutturmayız!

DEVA Partisi Genel Başkanı ve Ekonomi eski Bakanı Ali Babacan, gazeteci Cüneyt Özdemir’in sorularını yanıtladı.

Özdemir’in YouTube kanalında canlı yayın konuğu olan Babacan, “Yarın seçim oldu ve siz kazandınız, ilk olarak ne yaparsınız?” şeklinde yöneltilen soruya şöyle cevap verdi:

“Ülkenin en önemli sorunlarından bir tanesi özgürlük. Bu özgürlük ortamını oluşturmak tamamen siyasi irade meselesi. Bir parmak çıtlatmak kadar. ‘Ey basın, gazeteciler, artık özgürsünüz, istediğinizi yazın, biz artık size karışmayacağız’, bu kadar basit.”

Babacan’ın “küskün” AKP’lilerde ve kimi liberal çevrelerde heyecan yaratan “parmak çıtlatarak özgürlük” vaadinin hakkını aradığı için her türlü baskı ve şiddete maruz kalan emekçilere uğramayacağı bizim tarafımızdan şüphe götürmüyor. Ancak “çiçeği burnunda” Genel Başkan’ın “özgürlük” bahşettiği gazeteciler konusundaki sicili de geçmişteki tüm AKP iktidarlarının temsilcileri gibi kapkara.

Tarih 4 Mart 2011. O gün AKP’nin yayın organlarından Yeni Şafak’ta yer alan bir haber, bu durumun gayet açık kanıtını ortaya koyuyor. Dönemin AKP hükümetinde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Ali Babacan, bugün kumpas olduğu mahkeme kararıyla da ortaya çıkan Ergenekon davası kapsamında gözaltına alınan gazeteciler için bakın ne diyor:

“Her meslek grubunda olduğu gibi medyada da yanlış yollara girenler, yanlış işlere girenler, yanlış örgütlenmelerin, yanlış hareketlerin parçası olanlar varsa bunlara da özel bir ayrıcalık dokunulmazlık düşünülmemesi lazım. Her meslek sahibinin olduğu gibi gazetecilerin de gerçekten kendi meslekleri çerçevesinde ve Türkiye’deki kanunlar kurallar çerçevesinde hareket etmeleri lazım. Tabi bu tartışılanlar yargı tarafından ele alınan konular. Yargı bağımsızlığı ve güçler ayrılığı çerçevesinde devam eden bir süreçten bahsediyoruz. Dolayısıyla yargı sürecine herkes saygı göstermeli. Tabi hep beraber eleştirebiliriz. Yargı eleştirilemez, yargı kararlarını herkes çok sevmeli* Öyle bir iddiada olamayız. Herkes eleştirebilir, yanlış olduğu iddia edilebilir ama sonuçta alınan kararlara saygı gerekir”