"Paralel baro istemiyoruz!"

Yeşilboğaz, Cumhurbaşkanlığı'ndan da randevu talebinde bulunduklarını, ancak bu talebin de sonuçsuz kaldığını belirtti.

AKP’nin İstanbul, İzmir ve Ankara barolarını bölme planı olarak ortaya attığı ve MHP’nin desteğiyle komisyondan geçirdiği ‘çoklu baro tasarısına’ Mersin Barosu’ndan da sert bir tepki geldi.

Mersin Barosu Başkanı Bilgin Yeşilboğaz, baroları bölme planına ilişkin “Paralel baro istemiyoruz” değerlendirmesini yaptu.

Adalet Komisyonu’ndan geçerek Meclis Genel Kurulu’na sunulması beklenen yasa tasarısını değerlendiren Yeşilboğaz, “Cübbelerimize düğme dikmeye çalışıyorsunuz. Paralel baro istemiyoruz. Savunmaya dokunma” diyerek tepkisini dile getirdi.

Yeşilboğaz, baroların Meclis bahçesinde bekletilmesi ve komisyon toplantısını alınmamasına ilişkin, “02.07.2020 tarihinde Adalet Komisyonu Başkanlığına değişiklik taslağına ilişkin görüş bildirmek üzere görüşmelere katılma talebinde bulunulmuş, bu talep de reddedilmiştir. 02.07.2020 tarihli talep yazısı ile Adalet Komisyonunda baro başkanlarının görüşlerini açıklaması talebi yapılmış ancak bu talebin de reddedildiği bilgisi ulaştırılmıştır.” ifadelerini kullandı.

Feyizoğlu’nun toplantı talebinin de reddedildiğini belirten Yeşilboğaz, “Bu gelişmelerin yaşanması üzerine avukatların ihtiyaçlarının ve yasa değişikliğinin mesleki ve hukuksal zemini bulunmadığının en yüksek perdeden dile getirilmesinin sağlanması amacıyla, TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun bizzat katılması talebinde bulunulmuşsa da, bu talep de sonuçsuz kalmıştır.” diye konuştu.

Yeşilboğaz, Cumhurbaşkanlığı’ndan da randevu talebinde bulunduklarını, ancak bu talebin de sonuçsuz kaldığını belirtti.

‘Çoklu baro tasarısı’ için hala geç olmadığını belirten Mersin Barosu Başkanı, “Teklif, alt komisyona sevk edilerek ve tüm demokratik söz hakları kullandırılarak bu yanlıştan dönmek için hala geç değil. Biz baro başkanları olarak meclis önünde nöbetimizi sürdüreceğiz.” dedi.

“SAVUNMADAN HİÇ HAZZETMEDİNİZ”

Yeşilboğaz’ın konuşmasından öne çıkan başlıkları şöyle:

“Son söz! Savunmadan hiç hazzetmediniz, biliyoruz. İlk fırsatta kapılarınızı ayırdınız, sonra susturmaya çalıştınız. Olmayınca, duruşma salonlarından atmaya; olmayınca, tutuklamaya; olmayınca, hastanelere göndermeye çalıştınız, ‘avukatlığı hastalık derecesinde sahipleniyorlar’ diye.”

“Olmayınca, hukuksuz yargılamalarla on yıllarca ceza vermek yolunu seçtiniz. Şimdi de teslim alamadığınız baroları parçalayarak, cübbelerimize ilik açmaya, düğme dikmeye çalışıyorsunuz.”

“İstiyorsunuz ki, yargının bağımsız kalan son ayağı da iktidara bağlansın. İstiyorsunuz ki, herkes sussun. İstiyorsunuz ki, bu karanlık böyle sürsün. Sizden öncekilere de söylemiştik duruşma salonlarında; şimdi size de aynı şeyleri söylüyoruz: Bu projenin eski sahiplerinin yakalandıklarında ilk sözlerinin ‘avukatımı istiyorum’ olduğunu hiç hatırınızdan çıkarmayın.”

“PARALEL BARO İSTEMİYORUZ”

“Siz yargıyı bağımlı kıldıkça, hukuku yok saydıkça, adaleti unuttukça, insan haklarını ayaklar altına almaya devam ettikçe; biz de “çok” olmaya devam edeceğiz.

Siz çocuk istismarına, kadına şiddete, kadın cinayetlerine, doğanın talan edilmesine sessiz kaldıkça; biz barolar da “çok” olmaya devam edeceğiz.

Bu ülkenin baro başkanlarının adalet adımlarına çelme takmaya çalıştığınızda da “çok” olmaya devam edeceğiz. Baroları bölmeye, susturmaya yönelik tasarı yasalaşırsa, “daha çok” olmayı sürdüreceğiz. Savunmaya dokunma. Paralel baro istemiyoruz.”