"Ortak devriyeye HTŞ'nin provokasyonları nedeniyle ara verildi"

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya ve Türkiye’nin arasında imzalanan İdlib Mutabakatının tümüyle geçerliliğini koruduğunu, bölgede yapılan devriye görevlerine ise Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) militanlarının sürekli olarak gerçekleştirdiği silahlı provokasyonlar ve Suriye ordusuna yaptığı saldırılar nedeniyle ara verildiğini belirtti.

Al Arabiya kanalına konuşan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya ve Türkiye’nin İdlib’deki durumun yatışmasıyla yakında oradaki devriye görevlerine devam edeceğini söyledi.

Rusya ve Türkiye’nin arasında imzalanan İdlib Mutabakatının tümüyle geçerliliğini koruduğunu, bölgede yapılan devriye görevlerine ise Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) militanlarının sürekli olarak gerçekleştirdiği silahlı provokasyonlar ve Suriye ordusuna yaptığı saldırılar nedeniyle ara verildiğini hatırlatan Lavrov, şöyle konuştu:

“Bahsettiğiniz mutabakat çerçevesinde (teröristlerle muhalifleri ayıklamanın) başlıca sorumluluğu Türk meslektaşlarımız üstlenmiş durumda. Terörle mücadele bir numaralı görevimizdir. M-4 karayolu rotasında ortak devriyenin, durum yatışır yatışmaz yakında devam edeceğine sizi temin ederim.”

Rus diplomat, Suriye hükümeti ile muhalefet arasındaki askeri çatışmanın sona erdiğini, geri kalan sıcak noktaların ise ayrılıkçı güçlerle bir olmuş ABD’li askerlerin konuşlandığı İdlib ve Fırat’ın doğu kıyısı olduğunu dile getirdi.

Suriye hükümeti ile muhalefet arasında sıcak çatışmaların yaşanmadığına dikkat çeken Lavrov, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu ülkenin hükümeti ile muhalefet arasındaki askeri çatışma sona erdi. Yalnızca iki sıcak nokta var. İlki, toprakları Heyet Tahrir el-Şam tarafından kontrol edilen ancak şu anda daralmakta olan İdlib. İkincisi nokta ise yasadışı olarak konuşlanan Amerikan askerlerinin ayrılıkçı güçlerle bir olup Kürtlerle sorumsuzca ‘oynadıkları’ Fırat’ın doğu yakasıdır. Onlar bir Amerikan petrol şirketi getirdi ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 saylı kararı ile belirlendiği üzere Suriye’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı duymadan, kendi ihtiyaçları için petrol çıkarmaya başladılar.”