Mesele FETÖ tartışması mı?

Fikirleri FETÖcü olanların FETÖ ile mücadele edebilmelerinin bir sınırı var. Bugün, hilafsız söylenmesi gereken söz şudur: FETÖ hapiste ama fikirleri iktidarda!

15 Temmuz tarihi, 251 yurttaşın öldürüldüğü ve binlerce insanın yaralandığı bir kanlı darbe girişiminin tarihi.

Geçiştirilemez.

Ancak darbe girişiminin adı ne yazık ki kimse tarafından konulmadığı gibi, bu darbe girişiminin arkasındaki derin güçlerin de adı kimse tarafından konulmuyor.

Geçiştiriliyor.

15 Temmuz darbe girişimi Amerikancı İslamcı kanlı bir darbe girişimidir. İşin iki boyutu özetle şöyle:

Amerika’yı işaret eden, darbe girişiminin arkasında Amerikan emperyalizminin bulunduğuna dair zaman zaman dillendirilen gerçek, çoğu zaman hasır altı ediliyor, üzeri örtülmeye çalışılıyor ya da dokunulup geçiştiriliyor.

Yine, İslamcı bir darbe girişimi olduğu ise kimse tarafından ifade bile edilmiyor. FETÖ’nün arkasındaki güçler bir tarafa, bir dini hareketin, bir İslami hareketin, bir İslami tarikatın, bir İslamcı siyasetin darbeye girişmesi açıkça ortaya konulmak zorundadır. “Millet iradesi” diye sabah akşam konuşup “vesayetçi” odaklara karşı olduğunu söyleyen İslamcılığın darbeci kimliği 15 Temmuz darbe girişimiyle tescillenmiştir.

Ama “bunlar ayrı, FETÖ’cü, münferit” denmesi hafifletici bir durum asla oluşturmuyor. İslamcı siyaset ve örgütlenmeler içinde yüzü “batıya” en çok dönük, belki de İslamcı siyasetler açısından en “modern” kesimin bile darbeciliğe tevessül etmesi, İslamcı siyasetin karakterinin deşifrasyonu açısından büyük önem taşımaktadır. FETÖ bile darbeciyse, siz diğerlerinin muktedir olduğu bir tabloyu düşününüz. Ülkenin İslamcı bir siyasi hareketin iktidarı altındaki kanlı fotoğrafı kimseye şaşırtıcı gelmesin. AKP’nin bugün ülkede estirdiği karanlık ve adaletsizlik bile İslamcı siyasetin karakterini göstermesi açısından yeter de artar bile.

AKP’nin 15 Temmuz tarihi üzerinden politik olarak nemalanması, biliniyor, ancak bu darbe girişiminin üzerindeki örtü daha da aralandıkça AKP’nin nemalanmasının da bir sınırı olacağı bilinmeli. FETÖ’nün siyasi ayağına ve FETÖ’yü yaratan odaklara inildikçe AKP’nin de kaçacak yerinin kalmayacağını ifade etmek çok zor olmasa gerek.

Kaldı ki ortaktılar. Devleti FETÖ’ye teslim edenlerin, 15 Temmuz darbe girişimindeki büyük sorumluluğu ortada.

Bugün AKP, FETÖ unsurlarını barındırması iddiasıyla diğer partilere “baskı” yapmaktadır. Tekil tekil isimlerin FETÖ ile muhabbeti, devleti cemaate teslim etme suçunun inkarı gibi kullanılıyor. Yavuz hırsız ev sahibini bastırır misali; AKP, suçunu bastırıyor, AKP suçu dağıtıyor, AKP suçunu normalleştiriyor, AKP suçunu toplumun en geniş kesimlerine yayarak kendini aklamaya çalışıyor.

Bugün FETÖ tartışması Türkiye’de bitmiyor. Bu tartışmanın sürmesinin ana nedeni, gerçek bir hesaplaşmanın ve mücadelenin verilmemesidir. FETÖ ile mücadele etmek ile FETÖ’cülükle mücadele etmek meselesi bu. Fikirleri FETÖ’cü olanların FETÖ ile mücadele edebilmelerinin bir sınırı var. Bugün, hilafsız söylenmesi gereken söz şudur: FETÖ hapiste ama fikirleri iktidarda!

Bununla birlikte FETÖ tartışmalarının “tükenmemesinin” bir nedeni de siyasi ayağına yönelik adımların atılmamasıdır. Kimse, FETÖ’nün siyasi ayağına dokunulmadan ülkede FETÖ ile mücadele edildiğini sanmasın! Ve bilinmelidir ki, işin siyasi ayağı doğrudan AKP’ye dokunmaktadır!

Peki neden bitmiyor bu tartışma ve bitmez?

FETÖ’nün iplerinin kimlerin elinde olduğu ortaya konmazsa, FETÖ’nün iplerini tutanların üzerine gidilmezse ülkemizde bu tartışma bitmez! FETÖ başkalaşır, başka bir siyasi hareket olarak yeniden sahneye döner. Ya da FETÖ gider, METÖ gelir!

Bugün FETÖ’nün ağababası konuşulmuyor. FETÖ olgusu, ülkemizde doğrudan gladio örgütlenmesinin masaya yatırılmasını gerekli kılar. Bugün FETÖ tartışmaları, gladionun ülkemizdeki derin ilişki, örgütlenme ve sarmalının ördüğü duvarlara çarpıyor.

İYİP tartışması, tek başına bir parti içi tartışma değil. İYİP gündemi üzerinden yapılan tartışma, bir kez daha ülkemizdeki kirli örgütlenmenin hasır altına sığmayan uzuvlarının görünmesine neden oluyor.

Türkiye’de FETÖ’yü besleyen, kollayan, yönlendiren Gladio örgütlenmesi açığa çıkmadan, ne bu tartışma biter ne de FETÖ ile mücadele sonuca ulaşabilir. O açıdan, bugün asıl üzerinde durulması gereken ülkemizdeki derin Gladio örgütlenmesinin masaya yatırılmasıdır. Bütün boyutlarıyla bu Amerikancı örgütlenmenin üzerine gidilmeden, düzen siyasetinin Gladio’ya bulaşık bütün unsurlarının birbirleriyle suni kavgasından bir şey beklemenin bir yerden sonra sınırı olacaktır.

FETÖ’nün ağababası Gladio yerinde duruyor.

Amerikan emperyalizminin ülkemizi teslim alan bu karanlık örgütlenmesine bulaşan düzen güçleri içindeki tartışma bu açıdan kimseyi şaşırtmasın!

Gladio’nun ülkemizdeki kuruluşunun tarihi, bugün kimlerin Gladio’ya bulaşık olduğunun da izlerini fazlasıyla taşıyor.

Enver Altaylı’nın, Gülen’in, Ruzi Nazar’ın, Alpaslan Türkeş’in ilişkileri masaya yatırılırsa MHP’nin de AKP’nin de bu tarihsel ilişkilerde nasıl yan yana geldiğinin yanıtı da ortaya çıkacaktır!

Bugün FETÖ üzerinden birbirleriyle kavga edenlere bakınız: Hepsinin ortaklığını göreceksiniz!

İYİP tartışmasının altı çok kazınırsa İYİP’in de, MHP’nin de, BBP’nin de, FETÖ’nün geçtiği yollardan geçtiğini çok iyi göreceksiniz!

Hepsi aynı yolun yolcusuydu…