Ne olacak bu dünyanın hali?

Korona virüs salgınının başlaması üzerinden beş ay geçerken, salgının ekonomik etkileri beklentileri aştı. Tüm ülkelerin aldığı karatina önlemleri ekonominin çarkını durdururken, "felaket senaryoları" üretilmeye başlandı. 

Ne olacak bu dünyanın hali?

COVID-19 salgını insanların sağlıkla ilgili endişelerini arttırdı. Salgının boyutu beklenin üzerine çıkarken, salgından şimdiye kadar 2 milyon 845 bin 429 kişi etkilendi.  Neredeyse tüm insanlığı etkisi altına alan salgın, ekonominin çarklarını da durdu. Büyük karantina önlemleri çalışma temposunu azaltırken, belirsizlikleri arttırdı. Salgının yarattığı belirsizlikten finans sektörü ciddi bir biçimde etkilenirken, üretim de azaldı. Salgının ilk günlerinde karantina nedeniyle mallara olan talep azalırken, finansal sektörde büyük dalgalanma oldu.

Salgın öncesinde 2019 ticaret krizi ve petrol gerilimiyle birlikte finans sektörünün belirsizlikleri artarken, 2008 finansal krizinden bu yana devam ettirilen para ve mali politikalar nedeniyle finansal sektör büyük bir tıkanmanın eşiğindeydi. Pek çok analistin finansal sektör üzerindeki uyarıları 2020 öncesinde yoğunlaşırken, salgın bu uyarıların öngördüğü çöküşün etkisini arttırdı. BBC’nin Bloomberg’in verileri üzerinden derlediği sonuçlara göre, 31 Aralıktan bu yana ciddi bir çöküş içine girdi. Bu verilere göre Japon Borsası Nikkei borsası yüzde 16,9 değer kaybederken, Amerikan borsası Dow Jones yüzde 18,5 ve İngiliz borsası FTSE yüzde 24,5 değer kaybetti. Dünya borsalarındaki değer kaybı trilyonlarca doları bulurken, yaşanan etkinin hızı 1987 finans krizinden bu yana en hızlısı oldu.[1]

İşçi sınıfını büyük bir yoksullaşma dalgası bekliyor

IMF’nin hazırladığı rapora göre dünya ekonomisinin salgından etkilenme düzeyi toplam 9 trilyon doları aşacak. Birleşmiş Milletler’e bağlı Sınai Kalkınma Örgütü (UNIDO)’nun IMF ve Dünya Çalışma Örgütü (ILO) verilerinden derlediği rapor etkinin dünya ölçeğindeki boyutuna odaklanıyor. UNIDO’nun 28 Mart tarihli raporuna göre, ILO’nun verilerinden çıkan sonuç; 2,7 milyar işçinin işinin durumdan etkileneceği. Raporun çarpıcı sonuca göre sadece işsiz kalacak işçi sayısı 25 milyon düzeyinde. Hassas olmayan ölçümlemelere göre işçi sınıfının bu krizden kaybı 3,7 trilyon doları bulacak. Bu durumda dünyadaki çalışan insan nüfusunun yüzde 80’den fazlası durumdan etkilenecek. [2]

Gene BM’nin hazırladığı rapora katkı sunan ekonomistlere göre dünya üretim sektörü krizden derin etkilenecek. Ortalama 50 milyar dolarlık bir değerin yitirileceği hesap edilirken, Latin Amerika’dan Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada “sanayisizleşme” tehlikesi ortaya çıkmış durumda. Otomotiv, tekstil, kimya gibi sektörler dağıtım zincirindeki aksamalar nedeniyle sorunlar yaşarken, talep krizini arz krizi takip ediyor. Petrol fiyatlarındaki büyük düşüşle birlikte üretimdeki kriz daha da büyüyecek.

Çin’de küçülme dünyayı etkileyecek

Krizden en çok etkilenen ülkelerin başında ise Çin geliyor. Salgının başlangıç noktası olarak Çin’de ekonomik gelişme durdu. İki aylık karantina sonrasında Çin’de ekonomi “Büyük Kültür Devrimi” sonrasında ilk kez “küçülme” sinyali verdi. Financial Times’ın 22 Nisan’da derlediği verilere göre ekonomik aktivite yüzde 65 düzeylerine gerilemiş durumda. Çin’de sanayinin durması üzerine enerji tüketimi verileri geriledi. [3]

Çin ekonomisi, salgının kontrol altına alınmasından sonra tekrar canlanırken, Çin’in ihracat ağırlıklı sanayisi ABD ve AB ekonomilerinin çalışmaması nedeniyle durgun seyrini koruyor. Çin’in sene sonunda küçülme olasılığı bulunurken, salgının etkisinin diğer ülkelere kıyasla daha erken bitmesi nedeniyle sene sonuna doğru üretim seyrinin eski seviyesine yaklaşması bekleniyor. Birçok ülkede “yaptırım” söylemleri yükselmesine karşın Çin’e dönük yatırımlarda bir azalma henüz yok. Tersine Alman otomotiv devi Volkswagen Çin’deki yeni yatırımını devreye soktu.

ABD ve AB krizden çıkmakta zorlanıyor

Salgının Çin’den sonra yayılım merkezi olan AB ise henüz krizi atlatabilmiş durumda değil. AB ekonomilerinin yüzde 15 gibi rekor bir seviyede küçülmesi bekleniyor. Devasa bir kurtarma planı devreye sokmaya hazırlanan AB ülkeleri ise kurtarma planının içeriğinde henüz anlaşmış durumda değil. AB ülkeleri 540 milyar Avroluk bir kurtarma planını şimdilik hayata sokarken, ekonomik krizin etkisinin AB’nin geleceği için olumsuz olacağı yorumları resmi ağızlardan dillendiriliyor. Fransa Devlet Başkanı Macron tarafından yapılan açıklamada, AB’nin bu kurtarma planını uygulamaya koymazsa bir geleceğinin olmadığını söyledi.

Kriz AB dışında en çok ABD’yi etkiledi. ABD’de yüzbinlerce yeni işsiz ortaya çıkarken, borsa dibi vurdu. Tüketim harcamaları tarihi bir düşüş yaşarken, ABD ekonomisi çöküşün eşiğinde. ABD’de en çok sağlık sistemi eleştirilirken, ilaç sektörünün yanıltıcı girdiler yapması da insanlar arasında ciddi bir eleştiri konusu haline gelmiş durumda.

Çözüm sosyalist ekonomide

Salgın kapitalizmin ayarlarını bozarken, dünya ekonomisi 2020 yılında büyük bir kayıp yaşayacak. 170’den fazla ülkenin ciddi anlamda bu durumdan etkilenmesi beklenirken, yeni bir ekonomik düzeninin kurulması da zorunlu hale gelmiş durumda. Emekçilerin beklentisi daha fazla toplum çıkarını gözeten bir ekonomik sistemin kurulmasından yana olurken, kamucu bir ekonomi programının savunulması için şartlar daha elverişli hale gelmiş durumda. Salgın sonrasında sağlık, enerji, gıda, bankacılık gibi sektörlerde daha fazla kamu ağırlığının olması beklenirken, işçi sınıfının çıkarları tüm sektörlerin kamulaştırılmasından geçiyor.

[1]  https://www.bbc.com/news/business-51706225

[2] Coronavirus: The Economic Impact, UNIDO,  https://www.unido.org/stories/coronavirus-economic-impact

[3]  https://www.ft.com/content/0c13755a-6867-11ea-800d-da70cff6e4d3

*Bu yazı ilk olarak haftalık Sosyalist Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştır. Gazetenin tamamına buradan ulaşabilirsiniz: