Diyanet, AIDS, eşcinsellik

Diyanet İşleri Başkanı’nın sözleri hem bilime hem de bugünkü eksikli ve liberal insan hakları anlayışına bile aykırıdır. Geleceğin eşitlikçi, özgürlükçü ve aydınlanmacı insan hakları döneminde ise Ali Erbaş’ı anımsayan kimse olmayacaktır…

Dr. Cem Gönenç

“İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti.”

“Yılda yüz binlerce insan gayrimeşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HİV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim.”

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş Ramazan ayında verdiği bir hutbede bu sözleri sarf etmiş, kendisine saraydan da destek gelmişti.

Öncelikle Türkiye’de HİV virüsüne ve virüsün neden olduğu AİDS hastalığıyla ilgili verilere bakalım.  Her HİV virüsü bulaşanda AİDS hastalığı gelişmediği için rakamları ayrı ayrı belirteceğim.

1985-2019 Aralık ayları arasındaki toplam HİV (+) sayısı: 24237 kişi

1985-2019 Aralık ayları arasındaki toplam AİDS sayısı: 1927 kişi

Toplam HİV (+) vakaların % 80.72’si erkek, %19.28’i kadındır. Ayrıca, vakaların %15,69’u yabancı uyrukludur.

Vakaların en sık görüldüğü yaş grupları 30-34 ve 25-29 yaş gruplarıdır.

2019 yılına gelindiğinde vaka sayıları 2012 yılına göre 4 kat artış göstermiş durumdadır.

Şimdi gelelim bulaşma yollarına:

OLASI BULAŞ YOLU TOPLAM VAKA YÜZDE
HOMOSEKSÜEL / BİSEKSÜEL CİNSEL İLİŞKİ 3869 14,79
HETEROSEKSÜEL CİNSEL İLİŞKİ 8643 33,03
DAMAR İÇİ MADDE 286 1,09
ENFEKTE KAN TRANSFÜZYONU (Hemofilikler hariç) 108 0,41
HEMOFİLİ HASTASI 23 0,09
ANNEDEN BEBEĞE GEÇİŞ 184 0,70
NAZOKOMİAL GEÇİŞ (HASTANEDE GERÇEKLEŞEN) 80 0,31
BİLİNMİYOR 13219 50,52
ÇOKLU BULAŞ 248 0,95
TOPLAM 26164 100

 

Görüldüğü gibi Türkiye’de karşı cinsle olan ilişkiler nedeniyle bulaşmalar homoseksüel ilişkiler nedeniyle olan bulaşmaların iki katından fazladır. Ayrıca enfekte kan transfüzyonlarıyla ve doğum sırasında da bulaşlar olabilmektedir.

Çok eşliliğin her türden cinsel hastalık ve kadınlarda rahim boynu kanseri için risk oluşturduğu tıbben de kabul edilen bir gerçektir. HİV enfeksiyonundan korunmak için önerilen yöntemler eş sayısının azaltılması, riskli bölgelerde ve ortamlarda cinsel ilişkiden kaçınılması, cinsel ilişki sırasında lateks kondomlar kullanılması, iğne paylaşımından kaçınılmasıdır. Ayrıca HİV enfeksiyonu açısından şüpheli olan bir kişiyle ilişkiden önce ve sonra kullanılabilecek ilaçlar da vardır. HİV taşıyan gebelere verilen tedavilerle de bebeğe virüs geçiş şansı azaltılabilmektedir. Bunların dışında erkek eşcinsellerin daha sık (3-6 aylık aralarla) test yaptırması önerilmektedir.

Ali Erbaş’ın açıklamalarına dönersek:

Zinayı suç olmaktan çıkartan bizzat AKP’dir. 2004 yılında AB uyum paketleri çerçevesinde hükümet zinayı suç olmaktan çıkartmıştır. Bunda da bir sorun yoktur. Erişkin insanlar konuyu kendi aralarında ya da hapis cezası olmadan mahkeme kanalıyla çözebilirler.

Eşcinsellik 1970’li yılların başlarından beri dünya psikiyatri bilimi tarafından bir hastalık olarak kabul edilmemektedir. ‘’Cinsel yönelim’’ ve ‘’normalin bir varyantı’’ olarak kabul edilen bu durum dünya nüfusunun yaklaşık 2-4’ünde görülmektedir. Bilim insanları neden bazı kişilerin eşcinsel olduğuna dair çeşitli araştırmalar yapmış ama henüz kesin bir neden bulamamışlardır. Eşcinsellikle ilgili sorun kişilerin eşcinsel olmaları nedeniyle baskıya uğramalarında ve bu nedenle kendilerini gizlemeye çalışmalarında bulunmaktadır.

Ali Erbaş’ın “lutilik” diye adlandırdığı kavram İslam çevrelerinde de tartışmalı bir kavram. Görebildiğim kadarıyla yine eşcinsellik ya da oğlancılık anlamında kullanılmış. Tabii, ilginç olan bir nokta Ali Erbaş’ın bu kavramlardan söz ederken ‘’sübyancılık’’ (pedofili) kelimesinden hiç söz etmemiş olması. Erişkin kişiler arasındaki eşcinsellik kimseyi ilgilendirmez, ancak sübyancılık hem çocuk sağlığının ihlali hem de aşağılık bir suç olarak bütün toplumu ilgilendirir. Üstelik bu suç hem ülkemizdeki tarikatlarda hem de dünyadaki kiliselerde oldukça yaygın görülmektedir.

HİV virüsünün yayılmasının dinle bir alakası yoktur. Nasıl ki coronavirüs ve bazı hemorajik ateş virüsleri hayvanlardan geçtiyse, HİV virüsü de hayvanlardan geçmiştir. Çözümü de dinsel düşünce değil bilim olacaktır.

Sonuç olarak, Diyanet İşleri Başkanı’nın sözleri hem bilime hem de bugünkü eksikli ve liberal insan hakları anlayışına bile aykırıdır. Geleceğin eşitlikçi, özgürlükçü ve aydınlanmacı insan hakları döneminde ise Ali Erbaş’ı anımsayan kimse olmayacaktır…

Kaynakça: