Komünistlerden ulaşım zammına karşı eylem: Emekçilerin cebinden elinizi çekin

Türkiye Komünist Hareketi (TKH), İstanbul'da ulaşıma yapılan yüzde 35'lik zamma karşı Mecidiyeköy'de bir eylem yaptı.

Komünistlerden ulaşım zammına karşı eylem: Emekçilerin cebinden elinizi çekin

Özgür Doğan Özkök

İstanbul’da toplu taşımaya yapılan zam bugün itibariyle uygulanmaya başlanırken,“Emekçilerin cebinden elinizi çekin!” açıklaması ile zamlara itiraz eden Türkiye Komünist Hareketi (TKH) ulaşım zamlarını bugün yargıya taşımıştı.

İdari Mahkeme’ye yürütmenin iptali istemli bir başvuruda bulunan TKH, başvurunun ardından İstanbul’da ulaşıma yapılan yüzde 35’lik zamma karşı Mecidiyeköy’de bir eylem yaptı. Eylemde ulaşıma yapılan zamların geri alınması gerektiği vurgulanırken, İstanbul’da ulaşımın aynen AKP dönemindeki gibi devam etmekte olduğu, şu anki İBB yönetiminin halkın ağzına bir parmak bal çalarak günü kurtarmaya çalıştığı ifade edildi.

Eylemde okunan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

“İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından alınan kararla İstanbul’da ulaşım ücretlerine yüzde 35 seviyesinde bir zam yapıldığı açıklanmıştır.

Sermaye iktidarı tarafından asgari ücrete yüzde 15, emekli maaşlarına yüzde 6 artış yapılan bir dönemde zamlar ile beli bükülen, her geçen gün sırtına yeni vergiler yüklenen emekçilere İstanbul’da İBB tarafından yüzde 35’lik bir ulaşım zammının reva görülmesi kabul edilemez. İBB yönetimi, bu zamlarla AKP’yi aratmıyor. AKP’nin gıdaya, doğalgaza, elektriğe yaptığı zamların bir benzerini İstanbul ulaşım zamlarında görüyoruz.

AKP iktidarı açısından emekçilerin yaşamlarının hiçbir önem taşımadığı bugüne kadar yapılan zamlarla ve her gün getirilen yeni vergilerle ayyuka çıkmıştır. Ülkemizin ekonomik krizle cebelleştiği bu dönemde, krizin faturasının emekçilere kesildiği çok net bir şekilde görünür olmuştur.

AKP döneminde özelleştirmeler zirve yapmış, Türkiye’nin tüm kamu kurumları yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekilmiştir. Sermayenin en büyük partisi olan AKP, patronların çıkarları adına işçi sınıfının elinde ne varsa tırpanlamaya çalışmaktadır. Kriz döneminde yaşanan en temel iki sonuç bu açıdan hiç de şaşırtıcı değildir: İşsizlik ve yoksullaşma.

Tam da böylesi bir dönemde yapılan zamlar ve yaşanan hayat pahalılığı sermaye sınıfının kurtarılması ile birlikte emekçilerin daha da dibe batmasından başka bir anlam taşımamaktadır. Gelinen nokta riyakarlığın boyutlarını göstermek için oldukça manidardır. Geçtiğimiz yıl yerel seçim şovu olarak AKP’nin cepten çıkardığı “tanzim satışların” yerinde yeller esmekte, gıda fiyatlarının zirve yaptığı bir dönemde halkımız yüksek fiyatlar ile boğuşmaktadır.

Bununla birlikte kış dönemine girerken elektriğe ve doğalgaza yapılan zamlar sömürü düzeninin boyutlarını bize göstermektedir.

Aç yatan halkımıza reva görülen bir diğer şey tabir-i caizse soğukta donmaktır. İşte sermaye iktidarı ve onun temsilcisi AKP’nin zihniyeti budur.

Tüm bu bahsettiklerimizin üzerine İBB’nin ulaşıma yaptığı zamlar tuz biber ekmiştir.

“İstanbul’da ulaşım sorununu çözeceğiz ve hatta ucuzlatacağız” diyerek İBB yönetimine gelenlerin attığı bu adımın emekçilerin cebine göz diken anlayıştan bir farkı bulunmamaktadır. Hatta halkın beli zamlarla bükülmüşken bunları bahane ederek yapılan ulaşım zammı arada bir zihniyet farkı olmadığının göstergesidir. Tersinden zamların zirve yaptığı bir dönemde, seçimlerde halkın ağzına bir parmak bal çalan İBB yönetiminin ulaşıma zam yerine indirim yaparak emekçilerin mücadelesine destek olmaları beklenirdi.

Karşımıza çıkan tablo ise tam tersi olmuştur. Bunun nedeni ise bellidir.

İBB yönetimi kamu hizmetlerinden kar etmek ve sermaye politikalarının devamlılığını sağlamak adına adım atmaya devam etmektedir. Halka sunulacak belediye hizmetlerinin alınır satılır bir mal olarak görülmesi ve kamu hizmetlerinin piyasalaştırılması mantığı bunun temel nedenidir.

Asgari ücrete yüzde 15, emeklilere yüzde 6 zam yapılan bir dönemde İstanbul gibi bir kentte ulaşıma yüzde 35 zam yapılması piyasacılığın en temel göstergesi olarak ortaya çıkmıştır.

İstanbul’da ulaşıma üç yıldır zam yapılmamasını bu zammın bahanesi olarak göstermek ise adlı adınca bir patron bakışını yansıtmakta ve emekçilerle dalga geçmekten başka bir anlam taşımamaktadır. Ne olursa olsun, ulaşım kamusal bir haktır ve sonuçta ücretsiz olması hedeflenmeli ve sağlanmalıdır.

Bunlarla birlikte, İstanbul halkının balık istifi ulaşım sorunu çözülmemiştir. İstanbul’da ulaşım aynen AKP dönemindeki gibi devam etmekte, şu anki İBB yönetimi halkın ağzına bir parmak bal çalarak günü kurtarmaya çalışmakta, hatta kaşıkla verip kepçeyle geri almaktadır. Örnek vermek gerekirse, aylık öğrenci abonmanına indirim yapan İBB, son zamlar ile birlikte TL bazında öğrenci kartlarına yapılan indirimin iki katından fazlasını tam aylık abonmana yapmıştır.

Partimiz, Türkiye Komünist Hareketi İBB tarafından yapılan ulaşım zamlarına karşı çıkmakta, geçmişte AKP’li İBB yönetimine ve ulaşım zamlarına karşı nasıl mücadele ettiyse bugün de emekçi halkımızın çıkarları adına mücadele edeceğini duyurmaktadır. Konu ile ilgili bugün zamların yürütmesinin durdurulması talebiyle hukuki bir başvuru da yapılmış olup, sürecin takipçisi olunacaktır.

Çağrımız nettir: Ulaşım zamları ivedilikle geri alınmalıdır.

Emekçi halkımız sermaye düzeninin sömürüsüne ve onun zamlarına mahkum değildir.”