Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından konuştu

Koca, Bilim Kurulu Toplantısı sonrası konuştu.

Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından konuştu

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu Toplantısı sonrası koronavirüs salgınındaki duruma ilişkin basın toplantısı düzenledi.

Koca’nın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“DSÖ salgında hayatını kaybedecek insan sayısının 2 milyonu bulabileceğini ileri sürüyor. Küresel ölçekli tablosu diyebileceğimiz veriler devletlerin DSÖ’ye yaptığı beyanları esas almaktadır. Maalesef dünya vaka tespitinde yeterince atak, kararlı hatta istekli değildir. Böyle olunca salgına karşı gerekli atağı gösterenlerin aleyhine sonuçlar çıkarabilecektir.

Endişe verici olan tespit edilen vakalar değildir, endişe verici olan vaka tespit edilmemesidir. Eğer aziz ülkemiz hakkında şu veya bu spekülasyon varsa konuya böyle bakmalısınız. Amacı hastalıkla etkin mücadele olan vakaya ulaşır. Salgını bir nevi doğal seyrine bırakmak, aşıya odaklanmak yerine mücadeleyi günü gününe verir, bunun örneği işte Türkiye’dir.

Belirsizlik karşısında toplumda endişe, tartışmalı bir hava olması olağandır. Bunu aşılabilir düzeyde tutulması, birlik ve beraberlik ruhuna zarar vermemesi önemlidir. Başka kaygılar ortaya konulabilir bu noktada unutulmaması gereken toplumun ortak bir meselesini ele aldığımız, bunu yaparken de toplumun görünen veya çıplak gözle görünmeyen çıkarlarının korunmaması gerçeğidir.”

ARTIK BAĞIŞIKLIKTAN BAHSEDİYORUZ

“Yapılan eleştirilerde pergelin bir ayağı bu noktada olmalıdır. Diğer ayak istediği kadar geniş daire çizebilir. Bu sözlerimden de anlaşılacağı gibi bugünkü konuşmamda bazı iddialara huzurunuzda cevap vereceğim. Bu iddialar sağlık çalışanlarımızın tepeden tırnağa ter döktüğü, salgınla mücadelede yerel tedbirleri devreye soktuğumuz, il il dolaşmaya başladığımız bir devrede ileri sürülüyor.

Yaklaşık yarı yarıya düşüş sağladık, aşı için önümüzdeki 2 ay gibi zaman kaldığı düşünülürse tünelin ucu göründü. Bazıları alacakaranlıkta iken yarın unutulacak bazı iddialar ortaya sürüyor. Bu yolun emekçilerin cevap hakkı vardır. Onlar adına konuşacağım. Kelimeleri yerli yerinde kullanmak gerekir. Salgınla birlikte hayatımıza giren bazı kelimeler oldu.

Artık dalgalardan, piklerden değil, tedaviden, bağışıklıktan bahsediyoruz. Şimdi daha çok taşıyıcıdan, hastadan, ağır hastadan söz ediyoruz. Her vaka hasta değildir. Çünkü testi pozitif çıktığı halde hiçbir semptom göstermeyenler var. Büyük çoğunluğu bunlar oluşturuyor. Filyasyon ekiplerimiz ağırlıkla bunları tespit ediyor. Bunların salgın açısından önemi bulaştırıcı yani taşıyıcı olmalarıdır.

Tespit ve izole edilmezlerse salgının büyümesine yol açarlar. Söz konusu şartlar yerine getirildiği için bu gruptakilerin salgın açısından birinci derecede önemi yoktur, salgının rutini olmuştur. Basitçe bilmemiz gereken diğer şey semptom gösteren kişinin taşıyıcı olduğu gerçeğidir. Salgının ilerlemiş aylarında sayıca biriken, hastalar bunlar arasından çıkmaktadır.”

İDDİALARA YANIT

“Her gün açıklanan ve üzerinde durduğumuz yeni hasta sayısı asıl dikkat konusu olmalıdır. Durumun özeti şudur; test sonucu pozitif çıkanların her biri birer vakadır. Bunların büyük kısmı belirti göstermeyen, kalan kişiler ise bulgusu olup tedavi altına alan hastalardır. Bir kısmını evde bir kısmını hastanede tedavi ediyoruz. Ağır hasta tanımı nedir? Kovid19’un viral solunum yolu enfeksiyon olmanın ötesine geçip sistemik hasta halini alması, dış desteğe ihtiyaç duyması halinde ağır hasta diyoruz. Entübe olan hastalarımızı bu şekilde rapor ediyoruz.

Testi pozitif çıkmış herkesi ifade eden vaka kelimesi ile hasta kelimesinin anlamı aynı değildir. Sahadaki mücadele ile hastanedeki mücadele de artık kısmen ayrıdır. Bunlar anlaşıldığı zaman her şey önem sırasında yerini bulur.”

 

“Ölüm sayıları hakkında ilginç iddialar var. Bu konuda tartışma galibiyeti beklenenlere sesleniyorum, sayısal bir galibiyet arıyorsanız lütfen ruhaniyeti çiğnemeyin, kayıtlarımıza saygı gösterin. Skor arayışında olanlar, sayıları yüksek göstermeye çalışanlar nerede dayanak arıyor? Biri belediyelerimizin e-devlet veri tabanında yer alan defin sayıları diğeri Türkiye İstatistik Kurumu’dur. İki ayrı veri tabanının birlikte kullanımı yanlıştır. Ölüm raporlarındaki kategorik bilgiler yanlış yorumlanıyor.

Ölüm bildiriminde kullanılan form yeni değildir. 2013 yılından beri kullanılmaktadır. Bu belgede yer alan ölüm şekli diğeri ölüm nedenidir. Ölüm şekli hanesinin amacı şu bilgiyi vermektir; ölen kişi mesela silahlı saldırı gibi adli bir vakayla veya normal bir ölüm mü? Bu sorunun cevabı doğal ölüm veya adli vaka sonucu ölümdür. Bu haneye hastalığa bağlı doğal ölümün izahı için bulaşıcı veya bulaşıcı olmayan hastalık ibaresi de eklenmiştir.

Kayıtlar onda birinin bulaşıcı hastalıktan, onda dokuzu ise bulaşıcı olmayan hastalık, yaşlılık ve benzeri olarak işaretlenmiştir. Buradan Kovid 19 ölüm sayıları anlaşılmaz. Bulaşıcı tek hastalığın Kovid 19 olduğunu düşünen varsa yanılıyor. Raporda ölüm nedeni hanesi asıl bilgiyi veren kısımdır. Bu hanede doktor tarafından onaylanarak gerçekleşmektedir. Hastanın onaylanmış ölüm nedeni bu hanede yer almaktadır. İstatistiklerde Kovid 19 olarak gösterilmesi buradaki veriye dayanır.”

TÜİK VERİLERİ…

“Belediyelerin e-devlet veri tabanında yer alan mezarlık bilgi sisteminde sözkonusu ilde defin sayıları yer alır. Defin rapor kişilerin öldüğü ilde verilir. Üç ayrı yer üç ayrı il sözkonusudur. Belediyelerin verileri kendi illerindeki defin sayılarını ortaya koyar. TÜİK verilerinde dağılım ölen kişilerin ikamet adresine göre yapılmaktadır. Kişi İstanbul’da yaşadığı halde ikamet adresi Sivas ise TÜİK onu Sivas olarak kaydeder. Dolayısıyla belediye ile TÜİK onu başka kaydeder. Bu farkı yılın 9. ayında görürsünüz. 11 il belediyesi verilerine bakıp, sonuç çıkarmak yanlıştır. Yılın sonu beklenirse TÜİK verileri ile diğer verilerin çakıştığı zaten görülecektir.

Devletin ve salgınla mücadelenin itibarını zedelemek isteyen kendi itibarını zedeler. Birinin ölümünü saklamaya imkan yoktur. 2020 yılındayız. Hayatta olanı ölmüş gösteremeyeceğimiz gibi ölmüş kişiyi hayatta gösteremeyiz. Yıllık öngörülen yüzde 2.2 oranında artışla bunun şimdi 336 bin 518 olması beklenmektedir. Kovid19 kaynaklı ölümler dahil 339 bin 26 ölüm gerçekleşmiştir. Kovid19 kaynaklı tespit edilmiş ölümler 8 bin 62’dir. Daha az veya daha fazla değildir.

Ölüm nedenleri TÜİK tarafından DSÖ’nün standart sınıflamasına göre dağılır. Bağırsak enfeksiyonları, hepatit, tüberküloz, AIDS bunlarda bazılarıdır. Geçtiğimiz yılın ilk 9 ayında 932 hastalık sebebiyle ölüm sayısı 8 bin 972’dir. Geçen yıla göre üstelik daha azdır. Bu kapsamlı açıklamaları yapmak zorunda bırakıldığımız için gerçekten üzgünüz.”

AŞI ÇALIŞMALARI

“Bizim birbirimizi anladığımızdan, karşılıklı ödevlerimiz ve mecburiyetlerimiz olduğundan hiç şüphem yok. Salgınla mücadelede devletimiz halkının sağlığı kadar ulusal çıkarlarını da korumaktadır. Bu virüs eğitime ve hayatın bütün alanlarına saldırısıdır. Mesuliyeti olmayan bazı kişilerin tenkitleri, fotoğrafın bir noktasına mercekle bakıp leke aramaktan farksızdır. Yolun en güç kısmını aştığımıza inanıyorum. Son 3 hafta içinde yapılan bölgesel müdahalelerin sonuçlarını gördük. Yüksek artışlardan söz ettiğimiz birçok ilimizde başarı sağladık.

Bir haftayı İstanbul’a ayırdık. Toplam 23 ilimizin sağlık altyapısını, yürütülen faaliyetleri masaya yatırma fırsatı bulduk. 2 hafta önceki toplantımızda Ankara’yı değerlendirmiş, sayılardaki artışın yüksek olduğunu ifade etmiştim. Bu artış Anadolu’nun birçok bölgesini etkileyen bir durumdu. En fazla dikkat çeken yer Ankara’daydı. Ankara’da hasta sayısı son 2 hafta içinde yarı yarıya azaldı. Testlerin erken sonuçlanması, tedaviye erken başlanması, filyasyon ekiplerinin arttırılması, temaslı takibi ve izolasyon, semptomlulardan numune alınması bilinen hususlardır.

Ankara özelinde kurulan çağrı sisteminde 110 görevli evleri arayıp takip yapıyor. 120 kişiden oluşan doktor ekipleri evlere giderek hasta takibi yapıyor. 780 filyasyon ekibimiz sahada. Bu tedbirlerle son 10 gün içinde günlük hasta sayısı yüzde 60’a yakın oranda azaldı. Vaka sayısı İstanbul’un da altına indi. Yoğun bakımda yatan hasta sayımız da ağır hasta sayımız da azalmış oldu.

Aşı ile ilgili gelişmeler üzerinde duramıyorum. Denemelerin çok ötesine geçtiğimizi vurgulamak isterim. Bağlantıda olduğumuz ülkeler aşıdan sonuç aldıklarını rapor etmektedir. Yerli aşı çalışmalarımız devam ediyor. Halen 13 çalışma var. Faz1 deneylerine başlamak üzerinde olanlar var. Çok yakında kendi aşımızın üretimine başlayacağımıza inanıyorum. Şu an için elimizdeki gücün tedbir olduğunu hatırlatmak istiyorum.”