İmam Hatiplilerin İlahiyat tercih etmemesine dinci yazar şaştı kaldı

Oturup gençlerin beklentilerini analiz etmek zor geliyor olmalı ki o farklılaşma talebini deizm zannedip “deizm mahvedecek ülkeyi” tespiti yapmakla kurtarıyorlar günü.

İmam Hatiplilerin İlahiyat tercih etmemesine dinci yazar şaştı kaldı

AKP’ye yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı, “Beyoğlu ve Kartal Anadolu İmam Hatip Liseleri’nde üniversiteye girmeye hak kazanıp da ilahiyat tercih eden toplam 4 öğrenci var” diyerek liselilerin İmam Hatip mezunları başta olmak üzere İlahiyat Fakültesi tercih etmeyişinden dert yandı.

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, imam hatip liselerinden mezun olup üniversitede ilahiyatı tercih edenlerin sayısının az olmasının bir sosyolojik araştırma konusu olduğunu ifade etti.

Kılıçarslan, Türkiye’nin son 20 yılda yaşadığı “toplumsal değişikliği” bilimsel yöntemlerle tespit etmek için sosyoloji bölümünde okumak isteyebileceğini yazdı.

“Biraz daha karışsın kafamız, iyidir” başlıklı yazısında “Hangi etkinin insanı ne denli değiştirip dönüştürdüğünü, toplumun dikey ve yatay geçişkenliklerini tespit etmeyi, edebilmeyi oldukça heyecan verici buluyorum” diye yazan Kılıçarslan, yazısına şu örneklerle devam etti:

“Beyoğlu ve Kartal Anadolu İmam Hatip Liseleri’nde üniversiteye girmeye hak kazanıp da ilahiyat tercih eden toplam 4 öğrenci var. Bu benim için uzun, upuzun bir sosyolojik araştırmanın konusu örneğin. İmam Hatip mezunu öğrencilerin seneler içerisinde değişen üniversite tercihleri dindar-muhafazakâr eğitimli kitlenin geleceğine dair net bir fotoğraf koyabilir önümüze. Üstelik -varsa tabii- ilahiyat okumanın popülaritesini kaybetmesi de ilginç bir sosyolojik tespitler galerisine gebedir zannımca. Dindar-muhafazakar ailelerin “çocuğum imam değil, dinini-diyanetini bilen doktor olsun” şeklinde özetlenebilecek ve 28 Şubat’tan beri değişmeyen refleksini de işin içine kattığımızda mesele iyice civcivlenir bence.”

“İmam hatiplerde ilahiyat tercihlerinin az, teknik bölümlerin fazla tercih ediliyor olması, dindar-muhafazakar ailelerin İmam Hatiplerden beklentisini tam olarak karşılayan bir durum” diye yazan Kılıçarslan, “Her şey olması gerektiği yönde ve olması gerektiği ilerliyor bence” ifadelerini de kullandı.

Kılıçarslan yazısına şöyle devam etti:

“Değişen, dönüşen, farklılaşan neyse onun tespitini çok önemsiyorum. Ve üstelik bu değişim, dönüşüm ve farklılaşmalar üzerine “verisiz” konuşulmasını da son derece sakil buluyorum. Misali “gençler arasında deizm yaygınlaşıyor” yargısından vereyim. Bakmadık gençlik araştırması, sonuçlarını görmediğim anket bırakmadım. Yok arkadaş. Yükselmiyor gençler arasında deizm falan. Fakat koca koca adamlar, verisiz, duyumlara-dedikodulara dayanarak “deizm tehlikesi”nden söz ediyorlar. Oysa gençlerinki deizm değil, farklılaşma isteği. Bütün gençlik anketlerinde “ay gibi parlıyor” farklılaşma talebi. Oturup gençlerin beklentilerini analiz etmek zor geliyor olmalı ki o farklılaşma talebini deizm zannedip “deizm mahvedecek ülkeyi” tespiti yapmakla kurtarıyorlar günü. Ört baba ört, ört ki ölek.”