İKD'den 'Türkiye'de Emekçi Kadınların Durumu' açıklaması

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) 'Türkiye'de Emekçi Kadınların Durumu' başlıklı açıklama yayımladı.

İKD'den 'Türkiye'de Emekçi Kadınların Durumu' açıklaması

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) tarafından ”Türkiye’de Emekçi Kadınların Durumu” başlığıyla açıklama yayımlandı. Kadın emeğinin içinde bulunduğu koşullara ilişkin istatiksel verilerin ve değerlendirmelerin bulunduğu açıklamada pandemi koşullarına da değinilerek Türkiye’de var olan ekonomik krizin pandemi sebebiyle derinleşeceği belirtildi ve ”Ekonomik krizden ise yine en fazla etkilenen kadınlar olacak” denildi.

Kadınların hala eşit işe eşit ücret, güvenceli çalışma, doğum ve süt izni gibi hakları için mücadele verdiği vurgulanan açıklamada ”TÜİK verilerine göre Türkiye’de kadınlar aynı işi yaptıkları erkeklere oranla ortalama %20, lise altı eğitimlilerde ise %40’a kadar daha az ücret alıyor” ifadelerine yer verildi.

İKD’nin açıklama şöyle:

Türkiye’de emekçi kadınların durumu: Türkiye’de 10 kadından 3’ü istihdam ediliyor, kadınlar güvencesiz ve kayıt dışı çalışıyor!

Türkiye’de kadınlar toplumsal hayatta gericilik, sömürü ve şiddet gibi can yakıcı sorunlarla mücadele ediyor. Emekçi kadınların iş hayatında yaşadıkları sorunlar da toplumsal konumlarından azade değil. Kadın emeği, özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla beraber ev işi ve çocuk bakımı gibi üretken olmayan alanlara hapsedildi. Bunun sonucunda kadınlar üretim sürecinden koparıldı. Tarihsel olarak, kadının üretimdeki rolü ve toplumsal hayattaki konumu doğrudan ilişkilidir. Bu nedenle kadın emeğinin üretken olmayan alanlara kaymasıyla beraber, kadının toplumsal hayattaki varlığı da emeği gibi ‘görünmez’ olmaya başladı. Üretim ilişkilerinden koparılan kadın, toplumsal hayatta da ikincil konuma geriledi. Kadın emeği ise sermaye tarafından ucuz iş gücü olarak kullanıldı.

Sermaye bir yandan kadın emeğini ucuz iş gücü olarak kullanırken, öte yandan da kadınların hayatını gericilikle zapturapt altına almaya çalışıyor. Kadın istihdam paketleri, kadınların iş hayatına katılımını arttırma ‘projeleri’ havada uçuşurken kadınların payına sömürü, güvencesiz ve esnek çalışma düşüyor.

Kadınlar hala eşit işe eşit ücret, güvenceli çalışma doğum ve süt izni gibi hakları için mücadele veriyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’de kadınlar aynı işi yaptıkları erkeklere oranla ortalama %20, lise altı eğitimlilerde ise %40’a kadar daha az ücret alıyor. Dünya’da da durum Türkiye’den pek farklı değil. OECD ülkeleri arasında, kadın ve erkek işçiler arasında ücret eşitsizliği %16 oranında.

Türkiye’de emekçi kadınların içerisinde bulunduğu tabloyu ise aşağıdaki istatiksel veriler göz önüne seriyor;

• TÜİK 2018 verilerine göre Türkiye’de 20 milyondan fazla kadın iş gücünde yer almıyor. Bunun nedeni ise ev işleri ve çocuk, yaşlı bakımı olarak karşımıza çıkıyor.

• DİSK/Genel-İş Sedikası’nın ‘Türkiye’de kadınlar ve kadın emeği raporu’ verilerine göre 10 kadından yalnızca 3’ü istihdam sürecinde yer alıyor. Çalışan kadınların yarısından fazlası ise güvencesiz ve kayıt dışı şekilde çalıştırılıyor.

• Türkiye’de yüksek öğretim mezunu kadınların %16,9’u işsiz.

• Genç kadınlar arasında işsizlik ise %36 oranına ulaştı. Ocak 2020’de de en fazla artış kentsel genç kadın işsizliğinde görüldü. (DİSK-AR Ocak 2020 İşsizlik ve İstihdam Raporu)

• Kadınların işsizlik oranı da erkeklerinkinden daha fazla. Erkeklerde işsizlik oranı %8,8 iken, kadınlarda bu oran %13,7. (TÜİK)

• Kasım 2017 verilerine göre istihdam edilen kadınların %43 kayıt dışı iken 1 milyondan fazla kadın haftada 45 saatin üzerinde çalışıyor.

• Ocak 2018 verilerine göre kadınlar arasında sendikalaşma oranı yalnızca %8.

Bu tablodan özetle, Türkiye’de kadınlar büyük oranda çocuk, yaşlı bakımı ve ev işleri nedeniyle çalışma hayatına katılamıyor. Bu kadınlar istihdam verilerinde yer almazken, kendilerini ‘ev kadını’ olarak tanımlıyor. İstihdam edilen kadınlar ise çoğunlukla güvencesiz ve kayıt dışı şekilde çalıştırılıyor.

Pandemi nedeniyle gelecek dönemde küresel bir ekonomik krizin yaşanacağı konusunda birçok öngürü bulunuyor. Türkiye’de ise var olan ekonomik krizin pandemi sebebiyle derinleşeceği kuşkusuz bir gerçek. Ekonomik krizden ise yine en fazla etkilenen kadınlar olacak.

• Kadınların işgücüne katılım oranının arttırılması için öncelikle, kadınların birincil görevi olarak görülen çocuk bakımı ve yaşlı bakımı kamu tarafından ücretsiz bir hizmet olarak sunulmalı. Ücretsiz kreşler ve yaşlı bakımevleri arttırılmalı.

• Doğum izni ve süt izni gibi yasal izinler, kadınları işten çıkarma bahanesi olarak kullanılmamalı. Kadınlar, doğum sonrası iş hayatına dönmesi konusunda desteklenmeli.

• Kadınlar, aynı işi yaptıkları erkeklerle aynı ücreti almalı. Eşit işe eşit ücret uygulanmalı.

• Tüm emekçiler gibi, kadınlar da pandemi nedeniyle işten çıkarılmamalı veya ücretsiz izne zorlanmamalı. Pandemi döneminde emekçiler, sağlığını korumak ve geçimlerini sağlamak için ücretli izin hakkını kullanmalı.

• Pandemi döneminde evden çalışan kadınlara çocuk bakımı ve ev içi işler için destek sunulmalı.