İKD: Kadınlar sadaka değil, insanca bir yaşam istiyor!

İlerici Kadınlar Derneği tarafından yapılan açıklamada, ''AKP iktidarının kadınlara lütufmuş gibi sunduğu ve kadınların aile ve çalışma yaşamının uyumlulaştırılması gibi gerekçelerle yaygınlaştırdığı esnek çalışma ile birlikte işçi sınıfının kazanılmış hakları tek tek budanmaktadır. Pandemi sürecinde kadınlara dayatılan esnek ve güvencesiz çalışmadır'' denildi.

İKD: Kadınlar sadaka değil, insanca bir yaşam istiyor!

İlerici Kadınlar Derneği (İKD) tarafından yayımlanan basın açıklamasında asgari ücret tartışmalarına ilişkin, ”Milyonlarca emekçi temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta, ekonomik nedenlerle intiharlar artmaktadır. Bütün bu tablo karşısında ise mecliste ”yoksulluk yok, refahı paylaşıyoruz” diyen Aile Sosyal Politikalar ve Çalışma Bakanı sadaka gibi dağıtılan yardımları gündeme getirmekte, bütçe görüşmelerinde emekçilere kuru ekmeğin reva görüldüğü açıkça itiraf edilmektedir”’ ifadeleri kullanıldı.

İKD’nin açıklamasının tamamı şöyle:

”Ülkemizde ve dünyada yaşanan ekonomik kriz pandemi süreci ile birlikte derinleşmiştir. Ancak her dönem olduğu gibi bugün de sermaye sınıfı krizi fırsat bilip karına kar katarken, krizin ağır yükü ve maliyeti emekçilerin omuzlarına yüklenmektedir. Pandemi sürecinde emekçilere düşen işsizlik, açlık, yoksulluk, esnek ve güvencesiz çalışmadır. Pandemi boyunca teşvik paketleri açıklayan AKP iktidarı, yandaşlara verdiği ihaleler ve devlet destekleriyle patronlara kaynak aktarmaya devam etmektedir.

Kadın ve genç işçi istihdamı bahanesiyle patronlara prim teşvikleri getirilirken, doğrudan devlet desteği olarak sunulan yatırım teşviklerinden yararlanan patronların sayısı da pandemi döneminde iki katına çıkmıştır. Sadece döviz kuru artışı nedeniyle yandaşlara ihalesi verilen otoyol ve köprülerin işletmeci firmalarına hazineden 143 milyar lira ödenmiş, pandemi ve ekonomik kriz dinlemeyen bankacılık sektörünün son 10 ayda karını yüzde 21 arttırarak 50 milyar TL’ye yükselttiği açıklanmıştır.

AKP iktidarı işten çıkarmaları yasakladığını ilan etmiş ancak ücretsiz izin ve kısa çalışma uygulamasıyla gizli işsizler ordusu yaratmıştır. Ücretsiz izin ve kısa çalışma uygulaması ile birlikte fiili olarak işçilerin kıdem tazminatı hakkı gasp edilmiş, ücretler düşürülmüş ve milyonlarca emekçi günlük 39 TL’ye mahkum edilmiştir. 2.5 milyon işçi kısa çalışma ödeneğine mahkum edilirken, 2 milyona yakın işçi ise ücretsiz izne çıkarılmıştır.

Patronlar pandemi dönemini fırsat bilerek esnek çalışmayı temel çalışma biçimi haline getirmek gayretindedir. AKP iktidarının kadınlara lütufmuş gibi sunduğu ve kadınların aile ve çalışma yaşamının uyumlulaştırılması gibi gerekçelerle yaygınlaştırdığı esnek çalışma ile birlikte işçi sınıfının kazanılmış hakları tek tek budanmaktadır. Pandemi sürecinde kadınlara dayatılan esnek ve güvencesiz çalışmadır. Kadınlar çocuk bakımı ve eğitiminden birinci elden sorumlu kabul edilerek pandemi sürecinde eve gönderilmektedir. TÜİK verilerine göre Kovid-19’dan en fazla etkilenen kadınların işgücüne katılımı yüzde 7, kadın istihdamı yüzde 5,1 azalmıştır. Ev işçisi kadınların yüzde 56.8’i işsiz kalmıştır. Düşük ücretlerle çalıştırılan kadın emekçilerin yüzde 49’u asgari ücret ve altında çalışırken, milyonlarca emekçi kadın ise asgari ücrete dahi erişememektedir.

Milyonlarca emekçi temel ihtiyaçlarını karşılayamamakta, ekonomik nedenlerle intiharlar artmaktadır. Kasım ayında 4 kişilik bir aile için açlık sınırı 2 bin 516 TL, yoksulluk sınırı ise 8 bin 197 TL’ye ulaşmıştır. TÜİK’in yayınladığı rakamlara göre yıllık enflasyon yüzde 14 ile zirveye ulaşırken son iki ayda gıda maddelerindeki artış yüzde 20 civarında gerçekleşmiştir. Türkiye genelinde Eylül ayı sonu itibariyle 592 bin 523 yurttaşın doğalgaz faturasının ödenemediği için kesildiği açıklanmıştır. Asgari ücretlilerin son bir yılda 61’i temel gıda olmak üzere, 78 çeşit gıdada satın alma güçleri düşmüştür.Ücretler her geçen gün erirken üst üste yapılan zamlar ile emekçilerin cebine göz dikilmektedir. Son bir yılda elektriğe yüzde 32.3, doğalgaza yüzde 34.7 zam yapılmıştır. Son yapılan düzenleme ile birlikte ilgili şirketlerin temsil, ağırlama, seyahat, vb giderlerinin de bundan böyle elektrik faturalarına yansıtılacağı ve emekçilere ödetileceği açıklanmıştır.

Bütün bu tablo karşısında ise mecliste ”yoksulluk yok, refahı paylaşıyoruz” diyen Aile Sosyal Politikalar ve Çalışma Bakanı sadaka gibi dağıtılan yardımları gündeme getirmekte, bütçe görüşmelerinde emekçilere kuru ekmeğin reva görüldüğü açıkça itiraf edilmektedir. 2021 yılı bütçesinden 12 milyar 977 milyon TL ayrılan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın dernek ve vakıf adı altında tarikatlara toplam 81 milyon 893 bin TL ödenek ayırdığı açıklanmıştır.

Öte yandan, Saray’ın bir günlük bütçesi 25 bin asgari ücretlinin bir aylık maaşına denk düşmektedir. Bu koşullarda en yetkili ağızlar ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı yoksulluk karşısında emekçilere sabretmeyi vaaz ederek itidal çağrıları yapmaktadır. Milyonlarca emekçinin geçinemediği, ekmek ya da yardım kuyruklarında salgına aldırış etmeden beklemek zorunda bırakıldığı böylesi bir tablo kabul edilemez. Emekçilerin talepleri karşılanmalı, halk için ekonomik planlama yapılmalıdır. Bu doğrultuda;

Gıda fiyatları dondurulmalı, halkın günlük yaşam ihtiyaçları serbest piyasanın insafından çıkarılmalıdır.

Elektrik, doğalgaz, su ve haberleşme ücretsiz hale getirilmelidir.

Yurttaşların bankalara dönük kredi borçları bugüne kadar ödenen faizler düşünüldüğünde silinmelidir.

Salgın ve kriz bahane edilerek uygulamaya konan kısa çalışma ödeneği iptal edilmeli, ödenmeyen ücretler devlet garantisi altına alınmalıdır.

Salgın nedeniyle verilen izinlerin ücretli olması zorunlu kılınmalıdır.

Bütün özel sağlık kurumları kamulaştırılarak sağlık hizmetleri ve aşı her koşulda bütün yurttaşlara ücretsiz sağlanmalıdır.

Ataması yapılmayan 620 bin sağlık ve 500 bin eğitim emekçisinin atamaları derhal yapılmalıdır.

Esnek çalışma dayatmasına son verilmeli, güvenceli çalışma esas alınmalıdır.

Kayıt dışı istihdama son verilmeli, bütün emekçilere iş güvencesi sağlanmalıdır.

Asgari ücret her türlü ihtiyacı karşılayacak ve insanca yaşanacak tutarda olmalıdır.Çocuğu olan ve her ikisi de çalışan ebeveynden birine ücretli izin verilmelidir.

Uzaktan çalışma uygulaması ile emekçilerin hak kayıplarının önüne geçilmeli, uzun mesai saatlerine son verilmelidir.

Bütün öğrenciler için eğitime erişim olanağı ile birlikte tablet ve internet ücretsiz olarak sağlanmalı, uzaktan eğitime erişim eşitsizliğinin önüne geçilmelidir.

Eğitim kurumları hijyen koşulları sağlandıktan sonra açılmalı, eğitim parasız olmalıdır.

Bütün hijyen koşulları sağlandıktan sonra açılacak olan kreşler ücretsiz olmalıdır.

İlerici Kadınlar Derneği ilerici ve emekçi bütün kadınları bu talepler etrafında örgütlenmeye, haklarımız için mücadeleyi büyütmeye çağırır.

Sadaka değil, insanca yaşam!”