Friedrich Engels: Büyük Britanya’nın Emekçi Sınıflarına

Engels’in 200. yaşına bastığı bugünde geçerliliğini hala koruyan ve emekçi sınıfın yoluna ışık tutan mektubunu sizlerle paylaşıyoruz.

Friedrich Engels: Büyük Britanya’nın Emekçi Sınıflarına

Engels’in 200. yaşına bastığı bugünde geçerliliğini hala koruyan ve emekçi sınıfın yoluna ışık tutan mektubunu sizlerle paylaşıyoruz.

BÜYÜK BRİTANYA’NIN EMEKÇİ SINIFLARINA      

EMEKÇİLER!

Durumunuzu, çektiğiniz acıları, giriştiğiniz savaşımları, umutlarınızı ve beklentilerinizi Alman ülkedaşlarımın önüne koymaya gayret ettiğim bu çalışmayı sizlere adıyorum. Aranızda, koşullarınız hakkında bir şeyler öğrenecek kadar uzunca bir süre yaşadım; koşulları öğrenmek için çok ciddi bir çaba harcadım; elime geçirebildiğim resmî ve gayrı-resmî çeşitli belgeleri inceledim – bunlarla yetinmedim; konuma ilişkin soyut bilgilerden daha fazlasını istedim; sizi kendi evlerinizde görmek, gündelik yaşamınızda gözlemlemek, koşullarınız, yakınılarınız üzerine sizinle söyleşmek, sizi ezenlerin toplumsal ve siyasal gücüne karşı verdiğiniz savaşıma tanık olmak istedim. Öyle de yaptım: Şirketten, ziyafetlerden, orta-sınıfın porto şarabından ve şampanyasından vazgeçtim; boş zamanlarımın, neredeyse tamamını sadece emekçilerle ilişkiye adadım. Böyle yaptığım için hem mutluyum, hem gururluyum. Mutluyum, çünkü öyle yaptığım için, yaşamın gerçeklerine ilişkin bilgiler derlediğim çok hoş saatler geçirdim – öyle yapmasaydım o saatler, protokol konuşmalarıyla ve moda konular üzerinde çene çalmakla boşa gidecekti, gururluyum, çünkü bütün hatalarına ve dezavantajlı durumlarına karşın, yine de İngiliz para-babaları dışındaki herkesin saygısını kazanan insanların suçlanan ve ezilen sınıfına hakkını teslim etme fırsatını elde ettim; gururluyum, çünkü sizin egemen orta-sınıflarınızın, vahşice bencil politikasının ve genel davranışının zorunlu sonucu olarak Kıta Avrupası’nda İngilizlere karşı taşınan küçük görme duygusunu önleyebilecek bir konuma ulaştım.

Aynı zamanda, orta-sınıfı, karşıtlarınızı, gözleme fırsatını da bol bol buldum ve kısa sürede şu yargıya vardım ki, onlardan herhangi bir destek beklememekte haklıydınız, tepeden tırnağa haklıydınız. Çıkarları sizinkiyle taban tabana karşıt olmasına karşın her zaman tersini iddia etmeye ve sizin yazgınıza yürekten sıcak baktıklarına sizi inandırmaya çalışacaklardır. Yaptıkları, onları ele veriyor. Orta sınıfların –iş söze gelince ne derslerse desinler– gerçekte sizin emeğinizin ürünlerini satabildikleri sürece, o emekle kendilerini zenginleştirmekten ve bu dolaylı insan eti ticaretinden kazanç sağlayamaz duruma geldiklerinde sizi açlığa terk etmekten başka bir niyetleri olmadığını göstermeye yetecek kadarından da fazla kanıt topladığımı umuyorum. Size gösterdiklerini savladıkları iyi niyeti kanıtlayacak ne yaptılar? Yakınılarınıza ciddi biçimde hiç kulak verdiler mi? Oylumlu raporları, Home Office’in* raflarındaki kağıt yığınları arasında sonsuz bir uykuya mahkum edilen yarım düzine soruşturma komisyonunun giderlerini ödemekten başka ne yaptılar? O berbat mavi kitaplardan,** “özgür doğmuş Britanyalılar”ın büyük çoğunluğunun durumu hakkında herkesin kolayca bilgi elde edebileceği, okunması kolay tek bir derleme olsun yaptılar mı? Doğal ki hayır; bunlar, konuşmaktan hoşlanmadıkları konular – sizin içinde yaşadığınız alçaltıcı koşulları, uygar dünyaya duyurma işini bir yabancıya bıraktılar.

Onların gözünde bir yabancı; umarım, sizin gözünüzde değil. Benim İngilizcem saf olmayabilir, ama umarım İngilizcemi açık-seçik bulursunuz. İngiltere’de hiçbir emekçi –aklıma gelmişken Fransa’da da hiçbir emekçi– bana asla yabancıymışım gibi davranmadı. Topyekûn bir bencillikten başka bir şey demek olmayan o lanet olası ulusal önyargı ve ulusal gururdan uzak olduğunuzu büyük bir keyifle gözlemledim. Gücünü insanlığın gelişmesi için özdenlikle kullanan herkese –İngiliz olsun olmasın– sempatiyle baktığınızı, sizin toprağınızdan çıkmış olsun ya da olmasın, büyük ve iyi olan her şeye hayranlık duyduğunuzu gözlemledim; sizin, yalıtık, tek bir ulusun üyesi İngilizler olmaktan daha fazla bir şey olduğunuzu anladım – kendi çıkarlarının ve tüm insan soyunun çıkarlarının aynı olduğunu bilen büyük ve evrensel insanlık ailesinin üyesi İnsanlar olduğunuzu anladım. “Bir ve Bölünemez” insanlık ailesinin üyeleri olarak, sözcüğün en kesin anlamıyla İnsanoğulları olarak, ben ve Kıta Avrupası’ndaki birçok kişi, sizlerin her bakımdan ilerleyişinizi selamlıyor ve çabucak başarıya ulaşmanızı diliyoruz. Hadi öyleyse, şimdiye dek yaptığınız gibi. Daha sırtlanılacak çok iş var; kararlı olun, yılmayın – başarınız kesin, ve ileri yürüyüşünüzde atacağınız hiçbir adım, ortak davamız, insanlığın davası için boşa gitmiş olmayacak!

Barmen (Renan Prusyası)

15 Mart 1845

Friedrich Engels

*İçişleri Bakanlığının

**Resmî hükümet raporları

Engels, F. (2010). İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu. Ankara: Sol Yayınları.