Erzincan'da son bir ayda 17 KKKA vakası

"Kenenin tükürük salgılarında anestezik yapıda maddeler vardır ve saatler sonra bile fark edilmeyebilir. Bu yüzden riskli bir bölge ziyaretinden sonra baştan tırnağa kadar bir kene kontrolü önemlidir."

Erzincan'da son bir ayda 17 KKKA vakası

Yaz aylarında görülme sıklığı artan ve zaman zaman ölümle sonuçlanabilen bir hastalık olan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) ile ilgili vaka haberleri gelmeye devam ediyor.

Erzincan’da son 1 ay içerisinde 17 hasta Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle tedavi gördüğü öğrenildi.

Erzincan ve çevre illerde yaşanan kene vakalarına ilişkin Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Faruk Karakeçili, açıklamalarda bulundu.

Hastalığın Türkiye’nin birçok ilinde görülmekte olduğunu ancak vakaların yoğunluklu olarak özellikle Orta Anadolu ve Doğu Karadeniz’in Orta Anadolu’ya komşu illerde kümelendiğini belirten Karakeçili, “Hastanemize Erzincan’ın ilçeleri ile birlikte çevre illerden (Tunceli, Gümüşhane, Bayburt, Giresun, Bingöl) başvurular olmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda genellikle Nisan ayında, hatta bazı yıllar Mart ayından itibaren hasta görmeye başlardık. İlk vakalardan sonra hava şartlarına bağlı olarak özellikle Temmuz sonuna kadar vakaların devam edeceği kanaatindeyiz.” dedi.

ÖNLEMLER BASİT, KONTROL ÖNEMLİ

Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanların önerilere dikkat etmeleri gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Faruk Karakeçili, “Bu önlemlerin başında pantolon paçalarını çorap içine sokmak, uzun kollu giymek ve eldiven kullanmak gibi basit önlemler çok etkili olmaktadır. Aynı önlemlere bu bölgelere gidenlerin de uyması gerekmektedir. Ayrıca bu bölgelere gidenlerin işi bitip eve gelindiği zaman vücutta kene muayenesi/kontrolü yapması da önemlidir. Çünkü kene ısırıp vücuda yapıştığında ağrı hissi olmamaktadır. Kenenin tükürük salgılarında anestezik yapıda maddeler vardır ve saatler sonra bile fark edilmeyebilir. Bu yüzden riskli bir bölge ziyaretinden sonra baştan tırnağa kadar bir kene kontrolü önemlidir. Kene tutunmuş ise çoğunlukla sizin bulmanız gerekecektir.” dedi.

Hastalık belirtilerinin çoğu hastada ateş, üşüme, titremenin eşlik ettiği bir soğuk algınlığı şeklinde ani olarak başladığını söyleyen Karakeçili, “Çoğu hastada halsizlik, şiddetli kas eklem ağrıları olur. Bazen bulantı/kusma, ishal ve vücutta döküntü vb. olabilir. Riskli bölgelerde yaşayan ve hastalık belirtileri olan bazı kişilerde kene ısırık öyküsü olmayabiliyor. Bizim takip ettiğimiz ve kesin tanı koyduğumuz hastaların neredeyse yarısında kene ısırma öyküsü yoktu. Bu durum başlıca şu şekilde açıklanabilir; bu kişileri kene ısırmış ancak kişi fark etmemiş olabilir. Bir diğer neden ise, hastalık kene dışında bazı hayvanların kan ve salgılarında olabilmektedir. Özellikle büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar hastalığa yakalanabiliyor. Ancak hastalık bu hayvanları öldürmüyor ve insanlara bulaş açısından bir kaynak oluşturuyor. Yani riskli bölgeden başvuran hastalarda yukarıda sayılan belirtiler varsa hastanın basit tam kan tetkikleri yol gösterici olabiliyor.” ifadelerini kullandı.