Engin Ardıç tehdit etti

Ardıç, Sivas ya da Çorum Katliamı'nı mı yoksa 1980 askeri darbeyi mi kastetti bir açıklama getirmedi.

Engin Ardıç tehdit etti

Cami’de birkaç saniyelik müzik yayını yapılmasının yankıları sürerken, birileri ‘sağ duyu’ çağrıları yaparken birileri ise olay üzerinde tepinmeyi tercih ediyor.

Camilerin merkezi frekansına kimin girdiği sorusuna yanıt bulunmazken, sosyal medyada ilgili görüntüleri paylaşanlar tutuklanıyor. AKP’li Turkuvaz Medya’dan Engin Ardıç ise meseleyi aktardığı yazısında aleni bir biçimde tehdit savurdu.

Ardıç, “Bir ucundan ateşlemeye çalıştığınız iş öyle büyür ki, çok kötü ezilirsiniz, genç yaşınızda hayattan emekli olursunuz. Size yazık olur. Babanıza olduğu gibi.” diye yazdı.

Ardıç, Sivas ya da Çorum Katliamı’nı mı yoksa 1980 askeri darbeyi mi kastetti bir açıklama getirmedi.

Ardıç’ın yazısından bir bölüm şöyle:

“Muhalefette birdenbire bir kıpırdanma başladı.

Salgınla mücadeleyi hükümetin başarıyla atlatacağını gördüler, onun siniri mi bu?

Yoksa okyanus ötesinden bir işaret mi verildi?

Niçin birdenbire sertleşildi, ortada ne seçim var ne erken seçim?

Bir yandan darbe lafları…

“Bir şekilde geliyoruz” densizlikleri…

Bir yandan sosyal medya adı verilen kenef çukurunda saldırılar…

Tepki görünce de yaygarayı koparıyorlar, “bunlar bizi kesecek!..”

Neyin hırçınlığı, neyin hazırlığı bu?

Daha önce denemişlerdi, yetmişli yılları hatırlayıp ve de hatırlatmak isteyip Alevi evlerine işaret koymaya kalkmışlardı… Halk yutmadı.

Şimdi de “cami çalışması”…

Bu bir tür soğuk iç savaştır.

“Sıcağa çevirmek” için de herhalde bir şeyler yapacaklar.

Durup durup “örgütçülük oynamaya” heves eden genç şaşkınlar kimin tarafından nasıl kullanıldıklarını göremiyorlar, göremezler.

Babaları altmışlı yıllarda, yetmişli yıllarda görebilmişler miydi sanki?

Kendi kendinize tepişin evladım, Joan Baez, Bob Dylan, Victor Jara, Inti Illimani falan dinleyin, sizi açar… Olmadı

“Bandiera Rossa” çalın… Azıcık kültürünüz olsa size “Varşova Marşı”nı da salık verebilirdim…

Bir ucundan ateşlemeye çalıştığınız iş öyle büyür ki, çok kötü ezilirsiniz, genç yaşınızda hayattan emekli olursunuz.

Size yazık olur.

Babanıza olduğu gibi.”