Eğitim Sen'den Bakan Selçuk'a tepki: MEB'in görevi özel okul temsilcisi gibi davranmak değil

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un okullardaki vaka sayılarının açıklanması nedeniyle Eğitim Sen'i hedef alması üzerine sendikadan açıklama yapılarak ''MEB’in görevi özel okulların temsilcisi gibi davranmak değildir'' denildi.

Eğitim Sen'den Bakan Selçuk'a tepki: MEB'in görevi özel okul temsilcisi gibi davranmak değil

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, bugün gerçekleştirdiği basın toplantısında Eğitim-Sen’in geçen hafta açıkladığı ve öğretmenlerin göreve başlamasından bu yana 176 okulda koronavirüs vakaları görüldüğüne ilişkin yayımladığı bilgileri hedef alarak ”Dedikodular düzeyinde değil gerçek bilgilere sahibiz. Siz hiç karayollarında ya da devlet bankalarında korona vakası haberi gördünüz mü? Daha zekice açıklamalar yapılmalı ve istismar zemini oluşmasına izin verilmemeli” ifadelerine yer vermişti.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Bakan Selçuk’un açıklamalarına tepki gösterdi. Eğitim Sen’in yazılı açıklamasında Selçuk’a ”Size ulaşan gerçek bilgileri açıklamak yerine bunların açıklanmamasını istemek sorumlu bir kamu yöneticiliği yaklaşımı olamaz. Olması gereken, diğer kamu kurumlarının da bilgileri şeffaf olarak paylaşmasıdır.” sözleriyle yanıt verildi.

”Gerçek sizi rahatsız edebilir; duymak istemediklerinizi işitmek sizi huzursuz edebilir. Ancak gerçek anlamda sorunların çözümü gerçekle yüzleşmekle mümkündür.” sözlerine yer verilen açıklamada Bakan Selçuk’a açıklamalarında kullandığı ifadeleri düzeltmesi ve süreci şeffaf bir şekilde her kesimle işbirliği yaparak sürdürmesi çağrısında bulunuldu.

Eğitim Sen’in açıklaması şöyle:

”Milli Eğitim Bakanı bugün düzenlediği basın toplantısında yine bildik şekilde her soruna çözümleri olduğu ve işlerin ne kadar iyi gittiğine inanmamız için hazırladığı sunuları paylaştı. Sayın Bakan MEB olarak gerçek sorunlarımıza ürettikleri geçerli çözümlere; salgına karşı alınacak önlemler konusunda somut olarak yaptıklarına ve yapacaklarına değinmedi. Oysa eğitim emekçilerini, öğrencileri ve aileleri şu an kaygılandıran en önemli konu salgının geldiği aşamada okulların güvenle açılması ve herhangi bir sağlık sorunu yaşanmadan yüz yüze eğitimin bir an önce başlaması. Bunun gerçekleşebilmesinin de sadece tweet atarak, basın toplantısı yaparak ve maske takılmasını tavsiye ederek, alınacak önlemlerin sorumluluğunu bireylere yükleyerek mümkün olmadığı açık. Somut, geçerli ve yeterli önlemler kurumsal olarak alınmalı ki okullar güvenle açılsın.

Eğitim Sen’in okulların bir an önce açılması ve yüz yüze eğitimin başlaması gerektiğine dair düşünceleri kamuoyu tarafından bilinmektedir. Sendikamız bu konuda yaşanan eksikliklere dikkat çekmekte, önlem alınmadığında salgının okullarda hızla yayılacağı gerçeğini ve kaygısını sorumlulara sıklıkla hatırlatmakta, kamuoyunu uyarmakta ve alınması gereken önlemlerle ilgili çağrıda bulunmaktadır. Eğitim Sen’i ve temsil ettiği eğitim emekçilerinin mücadele geleneğini bu topraklarda farklı kılan da yöneticilerin ve siyasi iktidarların hoşuna gitmese de, duymak istemeseler de Eğitim Sen’in gerçekleri olduğu gibi, yalın ve anlaşılır şekilde ifade etmesidir. Sayın Bakan’a ısrarla gerçekleri söylemeye devam edeceğimizi bir kez daha hatırlatalım.

Sayın Bakan diğer kamu kurumlarında çalışanlarla öğretmenleri karşılaştırarak, diğer kurumlardan vaka haberleri gelmediğini söylemektedir. İstediği aslında MEB’den de vaka ve sorun bilgisi gelmemesidir. Sayın Bakan bu açıklamaların “istismar zemini” oluşturduğu gibi bir ifade kullanmakta, ayrıca daha “zekice” bunların ifade edilebileceği gibi ne anlatmak istediği bizce belli olan ifadeler kullanmakta, MEB’in “dedikodu” ile değil gerçeklerle çalıştığını belirtmektedir. Sayın Bakan’ın bu talihsiz açıklamalarını kabul etmemiz ve anlaşılabilir bulmamız mümkün değildir.

Sayın Bakan, siz MEB’e bağlı tüm çalışanların bakanısınız. Göreviniz tüm çalışanların ve eğitim hizmetinden yararlanan öğrencilerin sağlığı ile haklarını korumaktır. Bu da ancak şeffaf bilgi ve bilimsel çalışma ile mümkündür. Size ulaşan gerçek bilgileri açıklamak yerine bunların açıklanmamasını istemek sorumlu bir kamu yöneticiliği yaklaşımı olamaz. Olması gereken, diğer kamu kurumlarının da bilgileri şeffaf olarak paylaşmasıdır. Yaptığınız açıklamadan MEB’e bağlı kurumlarda vaka görülmesinin normal ve kabul edilebilir bulunmasını istediğiniz anlaşılmaktadır. Salgının kurumlarda görülmesini anlaşılabilir bulmayacağız, normal bir durum olarak kabul etmeyeceğiz. Size her gün, önlem almanız gerektiğini duymak istemeseniz de hatırlatacağız, alınmayan önlemleri kayıt altına alıp kamuoyu ile paylaşacağız, önerilerimizi ve taleplerimizi ifade edeceğiz.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk;

Öğretmenlerle diğer kamu çalışanlarını karşılaştırmanızı kabul etmemiz mümkün değildir. Bu karşılaştırma her türlü fedakârlığı yaparak görevini yerine getiren öğretmenlere dönük tartışmaları artırmaktadır. Yaptığınız aynı zamanda, öğretmenleri “Çalışmadan para kazanmak istiyorlar.” diyerek suçlayan bir özel okul sahibinin sözünü güçlendirmek anlamına gelmektedir. Ayrıca bu karalama ve iftiraya dönük tek cümlenizin olmadığını da hatırlatmak isteriz. Sorulan soruya verdiğiniz yanıtlar diğer kamu emekçileri ile öğretmenleri karşı karşıya getirmekte, öğretmenlerin üzerindeki baskıyı artırmaktadır.

Sayın Bakan; bu vesileyle bir şeyi daha size anımsatmayı bir görev biliyoruz. MEB’in görevi özel okulların temsilcisi gibi davranmak, özel okulların aldığı ücretleri savunmak, haksız yere velilerden alınan ücretlerin düşürülmesini ve iadesini özel okul sahiplerinin insafına bırakmak değildir. MEB’in ve sizin göreviniz; bu topraklarda parasız, kamusal, bilimsel, laik ve herkesin kendi anadilinde bir eğitimi hayata geçirmektir.

Sayın Bakan; yaptığınız açıklama ile yıllardır söylediğimiz gibi MEB bütçesinin yeterli olmadığı ve yatırımlara ayrılan payın da eğitimin ve eğitim emekçilerinin ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunu da ifade etmiş oldunuz.

Sayın Bakan, yapılan açıklamalarda belirtilen okul isimleri dedikodu değil gerçektir. Eğer içlerinden bir tanesi bile gerçek olmasaydı açıklamanızda bunu mutlaka belirtirdiniz. Açık ve şeffaf olun; MEB’e ulaşan bilgileri paylaşın ve yapılan açıklamaların dedikodu mu gerçek mi olduğuna kamuoyu karar versin. Eğitim Sen, kendisine ulaşan bilgileri çeşitli mekanizmaları kullanarak doğrulattıktan sonra kamuoyu ile paylaşacak ve halkımıza karşı olan sorumluluğunu yerine getirmeye devam edecektir.

Sayın Bakan, biz gerçeği olduğu gibi ifade etmeyi ilke olarak benimsemiş bir sendikayız; kimileri gibi “zekice” yaklaşımlarla gerçeği manipüle etmeyiz. Ayrıca Eğitim Sen’in neyi ve nasıl ifade etmesi gerektiğini iyi bilen bir sendika olduğunu ve bu konuda “zekice” önerilere ihtiyacı olmadığını ifade etmek isteriz. Size de önerimiz “zekice” ifadelerle duymak istediklerinizi söyleyenleri değil olanca yalınlığı ile gerçeği ifade edenleri dikkate almanızdır.

Gerçek sizi rahatsız edebilir; duymak istemediklerinizi işitmek sizi huzursuz edebilir. Ancak gerçek anlamda sorunların çözümü gerçekle yüzleşmekle mümkündür.

Sayın Bakan, size çağrımız bugün yaptığınız açıklamalarda kullandığınız ifadeleri düzeltmeniz ve süreci şeffaf bir şekilde her kesimle işbirliği yaparak sürdürmenizdir.”