Duygu Delen cinayeti davası: Duruşma 17 Şubat'a ertelendi

Sanık Kaplan ifadesinde medyayı suçlayarak, "Benim 3 ayımı yediniz. Bunun sebebi de medyaya konulmasıdır. Medya ve üst mercilerle bu davanın yönlendirildiğini düşünüyorum. Şu an yaptığınız üstü kapalı işkence gibi bir şey." dedi.

Duygu Delen cinayeti davası: Duruşma 17 Şubat'a ertelendi

Gaziantep’te 17 yaşındaki Duygu Delen’in ölümüyle ilgili “çocuğun kasten öldürülmesi” suçundan ağırlaştırılmış müebbet ile “çocuğun nitelikli cinsel istismarı”, “hakaret” ve “konutta yağma” suçlarından da çeşitli oranlarda ceza istemiyle hakkında dava açılan tutuklu sanık Mehmet Kaplan’ın yargılanmasına başlandı.

Sanık Mehmet Kaplan 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Duygu Delen’in avukatlarıyla ailesinin gelmediği duruşmaya sanığın 3 avukatı ve ailesi katıldı.

Duruşmada, Aile ve Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi, Türkiye Barolar Birliği, Gaziantep Barosu, Kadın Hakları ve Çocuk Hakları Komisyonu üyeleri ve Kahramanmaraş Barosu temsilcileri hazır bulundu.

Sanık Mehmet Kaplan, olay günü sabah arkadaşıyla buluşup alkol aldığını, saat 11.00 gibi Duygu Delen ile mesajlaşmaya başladıklarını ve buluştuklarını anlattı. Maktül ile kendi evlerine gittiklerini anlatan sanık, “2-3 aylık bir ayrılığımız sözkonusuydu. Arkadaş ortamında bir iki dedikodu çıkmıştı. O bana onları sordu, ben de aynı şekilde kendisine sorular sordum. Biraz ortam gerilmişti, bir şey konuşmadan eve çıktık. Duygu ile oturma odasında oturduk, yine aynı konulardan konuştuk. Evdeki kardeşim evden çıkınca arka odaya geçtik.” dedi.

“TOKAT ATTIM”

Birbirlerinin telefonlarını incelediklerini ifade eden sanık Mehmet Kaplan şiddet anlarını şöyle anlattı, “Öfkelendim yataktan kalkıp dolabın aynasına yumruk attım. Sağ elimde hala izi var. Sonra Duygu üstüme gelmeye başladı, iki kere tokat attım. Elimden çok kan akmaya başladı. Duygu ağlayarak ‘hastaneye gidelim mi’ diye üstüme gelince yine tokat attım.”

Banyodan mutfağa geçeceği sırada balkonun kapısının açık olduğunu gördüğünü ve balkondan bakınca Duygu’yu yerde gördüğünü öne süren sanık, “5-6 saniye duraksadım, kötü bir rüyamı diye. Duygu asla böyle bir şey yapacak bir kız değildi.” diye konuştu.

“BU OLAYDA EN FAZLA YARALANAN BENİM”

Sanık, “Olayın gerçekliğini kavrayınca, aşağıya doğru koşmaya başladım. Yerde hareketsiz yatıyordu, yüzünü bana doğru çevirdim, gözleri açıktı, nefes alıp veriyor mu diye kontrol ettim. Sonra ambulans geldi. Bu olayda en fazla yaralanan benim ve hala ödemeye devam ediyorum. Burada geçen 3 ayım asla bana iade edilmeyecek. Bu işkenceye daha fazla dayanamıyorum. Ben zaten adaletle savaştığımı da düşünmüyorum. Ben sadece medya ne zaman susacak onu bekliyorum.” ifadelerini kullandı.

UYUŞTURUCUYU KABUL ETTİ

Soru üzerine, “17-18 yaşlarında sigara ve alkole başlamıştım. Esrarı da çok olmadı, arkadaş oldukça kullanıyordum. Esrara bağımlılığım yok. En son olaydan bir gün önce saat 24.00 sıralarında esrar içmiştim.” diyen sanık şöyle konuştu:

“BENİM 3 AYIMI YEDİNİZ”

“Soruları, soru olsun diye soruyorlar. Bu olay medyaya yansıdı bazı kişiler rant peşindeler. Burada bana yapılan haksızlığın bir günü bile verilmeyecek. Duygu gibi saçma sapan bir hata yaparsam asla aileme hesap verilmeyecek. Benim 3 ayımı yediniz. Bunun sebebi de medyaya konulmasıdır. Medya ve üst mercilerle bu davanın yönlendirildiğini düşünüyorum. Şu an yaptığınız üstü kapalı işkence gibi bir şey.”

AVUKATLARDAN TAHLİYE TALEBİ

Sanık avukatı Enes Akbulut, sanığın en başından beri farklı aşamalarda verdiği ifadelerin aynı olduğunu belirterek, “Çünkü doğru bir tanedir. Dosyaya gelen çok sayıda rapor da sanığın ifadesini doğrulamıştır.” diyerek tahliye talebinde bulundu. Sanığın diğer avukatları da atılı suçlamaları kabul etmeyerek, tahliye talebinde bulundu.

DURUŞMA 17 ŞUBAT’A ERTELENDİ

Mahkeme heyeti, fizik mühendisi, adli tıp kurumu ile bilgisayar teknolojisi uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetiyle keşif yapılarak, maktülün olayın yaşandığı daireye ait balkondan düştüğü yer ve mesafesi de irdelenmek suretiyle kendisinin kaza ile düşüp düşmediği, kendisinin bilerek atlayıp atlamadığı, bir başkası tarafından itilmek suretiyle düşürülüp düşürülmediği ya da bir başkası tarafından aşağıya atılıp atılmadığı hususlarında bilirkişi raporunun alınmasına, sanığın psikoloji tedavisi gördüğü hastaneden belgelerin istenip bu belgelerle Adana Doktor Ekrem Tok Ruhsağlı ve Hastalıkları Hastanesinden akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin rapor alınmasına karar verdi.

Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Şubat’a erteledi.