Diyanet'ten 'sosyal medya' uyarısı: Allah sizi görüyor, sınırlara uyun

Diyanet bu haftaki Cuma hutbesinin konusunu 'sosya medya ve teknoloji' kullanımına ayırdı. Kullanıcılara 'dini sınırlar'a uyma uyarısı yapıldı.

Diyanet'ten 'sosyal medya' uyarısı: Allah sizi görüyor, sınırlara uyun

Diyanet İşleri Başkanlığının 81 ildeki camilerde okutmak üzere yayınladığı Cuma hutbesinin bu haftaki (17 Ocak 2020) konusu “Teknoloji Bağımlılığı ve Sosyal Medya Ahlakı” oldu.

Teknolojiyi “amaçsız, verimsiz ve kontrolsüz bir mecra” olarak görmenin İslam’ın korunmasını emrettiği beş temel değeri (can, mal, akıl, ırz ve inanç) ihlal etme anlamı taşıdığı söylenen hutbede, teknolojinin bilinçsiz kullanımının kişinin “gayr-i ahlâkî yönelimlerle iffetini, aşırı ve sapkın ideolojilerle inancını zedelediği” belirtildi.

“Hepimizin hayatında yerini alan intenet ve sosyal medya, başıboş, ilkesiz ve sorumsuz bir alan olmamalıdır. Müslümana yakışan daima sorumluluk bilinciyle hareket etmek, Rabbinin koyduğu sınırlara uymaktır.” denilen hutbede şu ifadeler kullanıldı:

“Unutmayalım ki normal hayatta olduğu gibi intenet ve sosyal medyada da insanların haklarını ve özel hayatlarını ihlal etmek haramdır. Mahremiyete saygı göstermeyen her adım Kur’ân’ın, “Birbirinizin kusurlarını ve mahremini araştırmayın.” emri ile çelişir. Günlük hayatta yalan söylemek, insanları karalamak, iftira atmak nasıl günahsa, yayın dünyasında ve sosyal medyada da aynı şekilde günahtır. Âlemlerin rabbi olan Allah, sanal âlemde de bizleri görmektedir. Oradaki söz ve davranışlarımızdan da bizi hesaba çekecektir.”

Bugün teknolojiden tamamen uzak bir hayat sürmenin mümkün olmadığı ve zaten İslam’ın da böyle bir talebinin bulunmadığı savunulan hutbede, “helal-haram” uyarısı yapılıp şu uyarıda bulunuldu:

“Ancak teknolojiyi helal-haram hassasiyeti taşıyarak, ahlaki ilkeleri koruyarak, insan hak ve özgürlüklerini ihlal etmeden kullanmak öncelikli sorumluluğumuzdur. Böylece vaktimizi daha verimli ve emeğimizi daha anlamlı hale getirebiliriz. Yeryüzünü iyilikten ve huzurdan yana imar edebiliriz. Yeter ki her nimet gibi teknolojiyi de Cenâb-ı Hakk’ın koyduğu ölçü ve sınırlara riayet ederek kullanalım.”