Dilipak'tan Erdoğan'a mektup: Bu noktaya nasıl gelindi bir araştırın

Abdurrahman Dilipak bugünkü köşesinde, "Açık mektup" başlıklı bir yazıyla Erdoğan'a bir mektup yazdı.

Dilipak'tan Erdoğan'a mektup: Bu noktaya nasıl gelindi bir araştırın

Gerici Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak’ın “AK Parti’nin papatyaları” yazısının ardından büyük bir kavga başlamış, AKP’li kadınlar 81 ilde Dilipak hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

Dilipak tartışılmaya devam ederken, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, Dilipak için şunları söylemişti:

“Ailenin temeline dinamit koyan hiçbir anlayış, hiçbir düzenleme, hiçbir ideoloji insani olmadığı gibi meşru da değildir. AK Parti’nin kadınları için, öbür tarafta AKP’nin papatyaları gibi yakıştırmalarla, yeşil sermaye gibi yaklaşımlarla, ben ağzıma almaktan edep ediyoruz, küfri bir ifadeyi kullanmak suretiyle, bu tür yakıştırmalarının içine giren köşe yazarları noktasında da, tüm kadın kollarım adına ve tüm kadınlar adına kendilerini kınıyorum. Eğer AK Parti’nin Genel Başkanı olarak, ülkemin Cumhurbaşkanı olarak kadınlarımıza sahip çıkmada geri duracak olursak, hiçbir zaman bunun hesabını veremeyiz.”

“BU FİTNE ATEŞİNİ KÖRÜKLEYENLER KİMLER GÖRMEK ZOR DEĞİL”

Abdurrahman Dilipak ise, bugünkü köşesinde, “Açık mektup” başlıklı bir yazıyla Erdoğan’a bir mektup yazdı.

“Fikirlerimin rahatsız ettiği kesimlerden tepkiler de alıyordum ancak açıkçası böylesine büyük, organize ve topyekûn bir tepki ile karşı karşıya kalacağımı düşünmemiştim” diyen Dilipak, “Lütfen son iki videomu izleyin ve lütfen bu noktaya nasıl gelindi bir araştırın. O zaman bu fitne ateşini körükleyenler kimler bunu görmek zor değil. Bu olay sadece bana değil, size ve sizin şahsınızda AK Parti’ye kurulan bir komplodur” dedi.

Dilipak, “Dosta bazan acı söyler” derken, “Bir arkadaşımız, Eba Müslim Horasani’nin başına gelenler üzerinden yorumlamaya çalışmış yaşananları. Hz. Ömer der ki, ‘Eğer bir kişi, ben hata yaparsam ve bana hakikatı söyleyip, yanlışımı düzeltmeyecekse benden uzak dursun, çünki onda hayır yoktur demektir. Ve eğer o kişi görevini yapar ve beni uyarır, fakat ben uyarıyı dikkate almazsam, o kişi benden uzak dursun, çünkü bende hayır yoktur.’ Ben böyle bir dost arıyorum ve böyle bir dost olmaya çalışıyorum. Aradığımız Ömer’lerin kişiliği böyle bir kişilikti çünkü! O, Allah’ın rızasının tecellisi olmayı dileyen biri idi ve Allah’ın yardımının kendine ulaşmasını engelleyen kişi, söz ve işlerden uzaklaşıyordu. Çünkü sonuçta, kuyudaki Yusuf’u Mısır’a sultan eden Allah’ın zorlaştırdığından daha zor ve kolaylaştırdığından daha kolay bir iş yoktur!” dedi.