Darbeden sonra ilk büyük grev: NETAŞ

1980 sonrasının ilk büyük grevi 2560 işçinin çalıştığı NETAŞ’ta patlak verdi.

Darbeden sonra ilk büyük grev: NETAŞ

İbrahim Ören
1975-1988 NETAŞ işçisi, Sendika Temsilcisi

1980 sonrasının ilk büyük grevi 2560 işçinin çalıştığı NETAŞ’ta patlak verdi. NETAŞ işçilerinin tümü hatta işyerinde yetkili sendika olan Otomobil-İş üyesi olmayan işçiler de grev kararına uymuş durumdalar.

Grevci işçiler bir çok zorluklara göğüs germek durumundadır. 12 Eylül sonrası getirilen yasalarla işçilerin grev yerinde bir çadır kurmasını dahi yasaklıyor. Isınmak için fabrikanın önündeki bekçi kulübesine girmeleri bile yasak. Ama tür zorluklara karşı “bu koşullarda grev yapılmaz, grev yapmak enayiliktir” diyenlere de bir yönüyle iyi bir ders olarak nitelendirdikleri grevlerini sürdürmeye kararlılar.

İşçilerin moralleri yüksek ve geri bir tek adım dahi atmamaya kararlı olduklarını ifade ediyorlar.

Greve yol açan anlaşmazlıkları anlatan şube mali sekreteri İbrahim Ören şöyle dedi:

“Anlaşmazlığa yol açan nedenlerin başında parasal anlaşmazlıklar değil Türkiye işçi sınıfına bir umut, cesaret vermek bu yasalarla da grev yapılabilirliğini göstermek ve 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği yasakları delmek.”

Buna ek olarak greve neden olan önemli bir tanesi de “disiplin kurulu” üzerindeki anlaşmazlıktır. 12 Eylül öncesi Disiplin Kurulu iki işveren temsilcisinden iki de işçiden oluşuyordu. Ancak 12 Eylülden sonra Yüksek Hakem Kurulu, başkanlığı devamlı olarak işverene verdi. Bu durumun ortadan kaldırılması gerekiyor. Bir de yıpranma primi konusunda işçilerle işveren arasında anlaşmazlık var. 12 Eylülden önce 6 ikramiyemiz varken 12 Eylülden sonra Yüksek Hakem Kurulu ikramiye sayısını 4’e indirdi. Her yıl başında şef, kısım şefi, müdürler 1 ile 5 milyon arasında ikramiye alırken, bizim işçiler için istediğimiz 2 maaş tutarı ikramiye kabul edilmedi. Bunun sonucunda toplu sözleşme masasında anlaşmazlıkların çözülemeyeceğini gören işçiler temsilcilerin yaptığı toplantı sonrasında grev kararı aldılar.

Grev toplumun çeşitli kesimleriyle canlı bir dayanışma içinde sürdü. NETAŞ grevine işkollarına bağlı sendikalardan Türk-İş’e bağlı bazı sendikalardan çevre halkı ve üniversitelerden dayanışma ziyaretleri ve çeşitli yardımlar yapıldı. Bu arada sendikal mücadele ve Otomobil-İş Sendikasının Türk-İş’e üye olup olmaması konusu da grevci işçiler tarafından tartışılmakta. Konu üzerine işyeri temsilcisi Cihangir Başkaya, görüşlerini şöyle belirtti:

“Biz Otomobil-İş olarak ayrı bir konfederasyon oluşturulmasına karşıyız. Türk-İş içinde mücadele edilerek, Türk-İş’in gerçek anlamıyla sınıf sendikacılığının yürütüldüğü bir zemin haline getirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Biz işkolunda birlikten yanayız. Bu görüşe karşı çıkanlar var. Örneğin SHP yeni bir konfederasyondan yana. Çünkü SHP bu olaya bir oy deposu diye bakıyor diyen işçiler var. Bazı işçiler ise diğer demokrat sendikalar ile birlikte Türk-İş içinde mücadele ederek sarı sendikacılığı bu çatı altından atmak istiyoruz diyenler de var.”

NETAŞ grevi 24 Ocak kararları ile 12 Eylül ülkemizin işçi sınıfı ve emekçiler için yaşanmaz hale gelmesine karşı en önemli ekonomik, demokratik karşı koyuşlardan birisi haline geldi. NETAŞ grevinde taraflar yalnızca işçiler ve sendikaları Otomobil-İş ve işveren değildir. Bu grevde ülkemizi ucuz emek tanımına açık hale getiren ANAP Hükümeti grev kırıcı tutumuyla bir devlet kuruluşu PTT ve NORTEN TELEKOM’un çıkarlarını görevi gereği gözeten Kanadalı Genel Müdür de işçilerin karşısında saflarını tutmuş durumdalar.

NETAŞ 1967 yılında kuruldu. Sarı sendikanın işyerinde kovulmasının koşulları ise ancak 1975 yılında oluştu. DİSK Maden İş’e geçmek için zorunlu bir mücadele başladı NETAŞ’ta. İşveren bazı işçilere rüşvet önerdi. 24 işçiyi işten çıkardı. Ancak karşısında işçilerin direnişini gördü. Bu aşamada ilginç bir örnek gelişmeye tanık olundu. Kanadalı NORTEN TELEKOM işçileri uluslararası dayanışmanın güzel bir örneğini verdi. NETAŞ işçilerinin mücadelesini desteklemek için iş bırakma kararı aldılar. Bunun üzerine işveren Maden İş ile sözleşmeye oturmak zorunda kaldı. NETAŞ işçileri örgütlülüğü başka fabrikalara taşıma mücadelesinin başında oldular. Çevredeki fabrikaları da örgütlemeye başladılar. OTOSAN örgütlenmesinde kapıda bildiri dağıtan NETAŞ işçilerine bilinçsizce bir grup saldırdı ve NETAŞ’lılar 1980 Mart’ında Mustafa Benlioğlu’nu yitirdiler. 12 Eylül’ün hemen ertesinde de işyeri temsilcileri aylar süren gözaltına alındılar, bir daha sendikal faaliyetlere katılmayacaklarına ilişkin belgeler imzalamak zorunda kaldılar. 1983’te sendikal çalışmalar serbest bırakılınca NETAŞ işçileri Otomobil İş’i seçtiler.