COVID-19: İtalya’daki krizin nedenleri

"Gerçek şu ki, koronavirüs uzun sürede ne getirecek bilinmiyor fakat insanlığın geleceğinin kapitalizmle olmayacağı aşikar. Kapitalizm olacaksa bir gelecek olmayacak."

COVID-19: İtalya’daki krizin nedenleri

Kubilay Cenk

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), koronavirüs’ü (COVID-19) artık resmen küresel bir salgın ilan etti. Virüsün çıkış merkezi olan Çin, krizi oldukça iyi yöneterek belirli bir yol almış ve vaka sayılarındaki artışı önlemiş durumda. Yaklaşık 2 ay boyunca karantinada kalan ve sokağa çıkma yasağı uygulanan Wuhan’da hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Aynı şekilde virüsten yoğun bir şekilde etkilenen Hubei’de de restoranlar yeniden açılıyor.

Çin toparlamaya başlıyor fakat ilk vakanın 21 Şubat’ta görüldüğü İtalya’da COVID-19’un bilançosu her geçen gün daha da artıyor. İtalyan yetkililerin açıkladığı güncel verilere göre, 11 Mart günü hayatını kaybeden 196 kişiyle birlikte toplam hayatını kaybedenlerin sayısı 827’ye yükseldi. Toplam pozitif vakaların sayısı ise 10 bini geçmiş durumda.

Bu durum karşısında Conte hükümeti ilk önce en çok etkilenen kuzey bölgelerine giriş çıkışları kapattı ancak bu bölgede yaşayan insanların halihazırda İtalya’nın diğer bölgelerine seyahat etmiş olduklarını belirtip virüsü kontrol edebilmek için bütün ülkeyi karantina bölgesi ilan ettiler. Kararın ardından İtalya’ya komşu ülkeler de sınırlarını kapattılar. Ryanair, Wizzair ve British Airways gibi havayolu şirketleri uçuşlarını durdurdu. Ülke içerisinde herhangi bir yere seyahat etmek veya ülkeden ayrılmak için bir form doldurup mazeret bildirmeniz gerekiyor. Mahkumlar, hapishanelerde COVID-19 için önlem alınması talebiyle isyan ettiler.

ULUSAL SAĞLIK SİSTEMİ ÇÖKÜYOR

İtalya’daki ulusal sağlık sistemi (Servizio sanitario nazionale – SSN) ve sağlık çalışanları, COVID-19’un yarattığı yoğunluğu kaldırmakta güçlük çekiyor. Lombardiya bölgesindeki yoğun bakım yataklarının yüzde 95’i hali hazırda dolu.

Neoliberal siyasal ve ekonomi politikaları sonucu kamu harcamalarına ayrılan bütçenin kademeli olarak azaltılması İtalyan sağlık sistemini COVID-19’dan çok daha önce vurmuştu.

DSÖ’nün verilerine göre, 1997 – 2015 yılları arasında 100,000 kişi başına 575 yoğun bakım ünitesi ve yatağı mevcutken, bu rakam yüzde 51’lik bir kesintiyle bugün 275’e düşmüş durumda. [1]

Sadece 2010 – 2019 yılları arasında SSN’ye ayrılan bütçelerde yaklaşık 37 milyar euroluk kesinti yapıldı. Bu kesinti sonucu 2010 – 2017 yılları arasında hastane sayısı 1165’ten 1000’e düşerken, 2009 – 2017 yılları arasında yaklaşık 46,500 sağlık çalışanı işten çıkarıldı / ayrıldı. Toplam yatak kapasitesi ise 72,000 azaldı. [2]

COVID-19 ile mücadelede en önde olan sağlık çalışanları için gerekli olan koruyucu maskeler ve ekipmanlar bulunamıyor. Bu nedenle toplam pozitif vakalar arasında sağlık çalışanları yüzde 12’lik önemli bir kesimi oluşturuyor [3] Yetkililer geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği’ne maske tedariği konusunda yardım çağrısında bulundular fakat olumsuz dönüş aldılar. Talebe olumlu cevap veren Çin yaklaşık 100 bin maske ve 50 bin COVID-19 tanı kiti gönderdi. Talep edilmesi durumunda Çin’de virüsle mücadele etmiş bir tıbbi ekibi de İtalya’ya göndereceğini duyurdu.

Özet olarak bugün İtalya, en çok ihtiyaç olan dönemde yeterli sayıda doktor ve sağlık çalışanına sahip değil. Mevcut sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlayamıyor ve hastaların tedavisi için gereken yoğun bakım ünitelerini kemer sıkma politikaları sonucu kaybetti. Hastanelere gelen pozitif vakalar, altyapı yetersizliği nedeniyle tedaviye kabul edilemiyor. Bu nedenle hastalar evlerinde 14 günlük karantina sürecine gönderiliyor.

Ve üstelik bu tablo ülkede sağlık sisteminin en iyi durumda olduğu Kuzey bölgelerinde gerçekleşiyor. Ülkenin geri kalanındaki (özellikle Güney kesimleri) sağlık sisteminin, şu an Kuzey’de halihazırda kaosa neden olan tabloyu dahi kaldırması mümkün değil.

İtalya Sağlık Bakanlığı’nın 2017 yılında yayınladığı verilere göre ulusal sağlık sistemine erişilebilirlik değerlendirmesinde Kuzey bölgesi oldukça yüksek puan alırken, ülkenin Güneyi ciddi sorunlar yaşıyor [4] İtalya’da özerk bir yapıya sahip olan bölgesel yönetimler, her yıl Roma hükümetinden bütçe alıyor. Yine 2017 yılında yayınlanan verilere göre merkezi hükümetin sağlık için ayırdığı bütçenin yüzde 42’si Kuzey’e, yüzde 20’si Orta İtalya’ya, yüzde 23’ü Güney bölgelerine ve yüzde 15’i özerk bölgelere ayrıldı.

 

KRİZ YÖNETİMİNDE ZAAFİYET

Conte hükümeti tarafından yayınlanan kararnamelerle 8 Mart tarihinde Kuzey bölgelerinin tamamının karantinaya alınması, hemen ardından 9 Mart’ta bütün İtalya’nın karantina bölgesi ilan edilmesi ve son olarak kamu hizmeti veren kuruluşlar, marketler ve eczaneler dışında bütün ticaretin durdurulması gibi kararlar önleyici olmaktan ziyade hep bir adım geriden geliyor ve sermayenin kazancı halk sağlığından önce geliyor.

Örneğin, virüs ortaya çıktığı zaman Çin’den direkt uçuşları durduran ilk ülke İtalya olmuştu. Doğrudan uçuşlar olmasa da herkes aktarmalı bir şekilde iki ülke arasında seyahat edebiliyordu. Fakat bu durum, Çin’e seyahat geçmişi olan hastaların takibini engelledi. Lodi’deki ilk vaka ortaya çıktıktan sonra günlerce virüsün kaynağı olan bir numaralı hasta arandı. Bu arada 2-14 gün kuluçka süresi olan COVID-19’un taşıyıcıları ülke içerisinde ve dışarısında seyahat ettiler ve virüs yayıldı.

Hükümetin yayınladığı kararnameler oldukça çelişkili. İlk yayınlanan kararnamede okullar kapatıldı fakat kafe, bar ve restoranların saat 18’e kadar açık tutulmasına izin veriliyordu. İşletmeciler ekonomik olarak bu süreci kaldıramayacaklarına dair bir açıklama yaptıktan sonra alındı bu karar. Yani hükümet bu işletmelere yönelik ekonomik yardım paketi hazırlamak yerine, akşam 18’e kadar açık tutmalarına izin verdi. Burada bir önlem olarak sosyal uzaklaşma zorunlu hale getirilmişti fakat gerçekte bunun mekanlarda ne derece uygulandığı muamma. Ayrıca, şirketlerin bazıları evden çalışma sistemine dönmüş olsa da, İtalyan ekonomisinin bel kemiği olan orta ve küçük ölçekli işletmelerde dijitalleşme oranı oldukça düşük. Avrupa Komisyonu’nun 2019 verilerine göre AB ülkeleri arasında İtalya sonda. Yani işletmelerin çoğu bunu uygulayamıyor ve günlük mesailer bir şekilde devam ediyor.

Medya kampanyası başlatan Milano valisi Sala, Lombardiya bölgesinde üretimin devam ettiğini söylüyor fakat üretim alanlarında hangi güvenlik önlemlerinin alındığına dair herhangi bir açıklama veya veri yok. İtalya’nın en önemli şirketlerinden biri olan FIAT’ın 5,000 kişilik fabrikasında işçiler koronavirüs’e karşı gerekli önlemler alınmadığı gerekçesiyle greve çıktılar. Roma’da çöp toplayıcıları da yine aynı nedenle iş bıraktı. [5] Hükümet bu kişilere evlerinden ayrılmamasını tavsiye ediyor fakat işe gelinmeyen günlerde ücretsiz izin dışında bir seçenek yok. Ücretsiz izin hakkını kullanmak isteyen çalışanlar ise işten çıkarılma korkusu yaşıyor.

ASIL SUÇLU KİM?

İtalya’nın içinde bulunduğu durum, neoliberal sosyal ve ekonomik reformların yarattığı bir dizi krizin sonucu. Bu reformlar pasta, koronavirüs salgınıysa pastanın üzerindeki çilek. Salgınla mücadelenin merkezi olan hastanelerin kapasiteleri yok. Kapasitesi olan hastanelerin yoğun bakım üniteleri yok. Yoğun bakım üniteleri olan az sayıda hastanede sağlık çalışanları güvencesiz ve belirsizlik içerisinde mücadele etmeye çalışıyor.

Krize karşı peşpeşe gelen kararnamelerle güçlü bir imaj çizmeye çalışan hükümet, halk sağlığı yerine kâr hırsını önceliyor. Üretim alanlarında iş sağlığı ve güvenliğine dair önlemler alınması gerekirken ülkenin finans sermayesinin imajını tazelemek için medya kampanyalarına soyunuyorlar. Peki ya güvencesiz bir şekilde işe gitmek zorunda olan emekçiler?

Gerçek şu ki, koronavirüs uzun sürede ne getirecek bilinmiyor fakat insanlığın geleceğinin kapitalizmle olmayacağı aşikar. Kapitalizm olacaksa bir gelecek olmayacak.

O halde ilk iş olarak son 30 yılda kaybettiğimiz başta kamucu sağlık anlayışı olmak üzere bütün sosyal hakları yeniden kazanmak için kolları sıvamak zorundayız.

 

[1] https://valori.it/emergenza-coronavirus-i-tagli-alla-sanita-che-non-bisognava-fare/
[2] https://www.ilfattoquotidiano.it/2020/03/05/coronavirus-la-sanita-italiana-definanzata-da-dieci-anni-tagliati-43mila-dipendenti-e-i-posti-letto-sotto-la-media-ue-ecco-tutte-le-criticita/5725714/
[3] https://www.ilmattino.it/napoli/cronaca/coronavirus_a_napoli_e_in_campania-5103349.html
[4]http://www.salute.gov.it/portale/news/p3_2_1_1_1.jsp?lingua=italiano&menu=notizie&p=dalministero&id=3582