Karayılan ABD’nin yanındaymış, biz hala Sovyetlerin yanındayız!

ABD emperyalizminden medet ummak bir yana; bugün bunu 'büyük bir cüretle' dile getirmek bambaşka bir boyut artık. Mülakat doğrudan ABD emperyalizminin kendilerine kucak açmasını, temas etmesini, Türkiye ile arabuluculuk etmesini, terör listesinden çıkarmasını söylüyor ve hatta doğrudan emperyalizm övücülüğü yapıyor.

Karayılan ABD’nin yanındaymış, biz hala Sovyetlerin yanındayız!

Kürt siyasetinde ABD hayranlığı, Karayılan’ın İsrail’in aşırı sağcı gazetesi Jerusalem Post’a verdiği mülakatla hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak bir şekilde bir kez daha görüldü.

Hatta Karayılan, ABD emperyalizmine şirin gözükmek için sözde Sovyet eleştirisi yapmaktan bile çekinmedi. Karayılan’ın sözleri aynen şöyle:

“Biz Sovyet ideolojisini eleştirdik. Bu yüzden Sovyetler Birliği çöktüğünde olumsuz etkilenmedik, çünkü onlardan her zaman uzak durduk. Sovyetler Birliği çöktü çünkü demokrasi yoktu ancak Amerika demokrasi sayesinde ayakta kaldı. ABD ile ilişki geliştirilmesine karşı değiliz.”

Bize çok yabancı sözler değil. Türkiye sosyalist hareketinde döneklerin en fazla dillendirdiği tezlerden birisi. Bugün, benzer bir biçimde, Kürt siyasetinin tepesindeki isim tarafından aynı tezlerin dile getirilmesi tek başına ABD’ye şirin gözükme ve popülist siyasetin ucuzluğunu değil; aynı zamanda Kürt siyasetinin “sol” ile ilişkisini de göstermektedir: Kürt siyasetinin sol ve sosyalizm ile ilişkisinin kalmadığını bu sözler yeterince açıklıyor.

ABD emperyalizminden medet ummak bir yana; bugün bunu ‘büyük bir cüretle’ dile getirmek bambaşka bir boyut artık. Mülakat doğrudan ABD emperyalizminin kendilerine kucak açmasını, temas etmesini, Türkiye ile arabuluculuk etmesini, terör listesinden çıkarmasını söylüyor ve hatta doğrudan emperyalizm övücülüğü yapıyor.

İşin ironik tarafı ise daha düne kadar emperyalizm tarafından başına 5 milyon ödül konan Karayılan’ın bugün emperyalizm güzellemesi yapması! Hatta mülakatın yazarlarının ‘siz ABD’yi emperyalist görüyor musunuz?’ sorusuna rağmen Karayılan’ın emperyalizm kelimesini ağzına bile almaması Kürt siyasi hareketinin politik doğrultusunu ve durduğu yeri göstermesi bakımından mutlaka altının çizilmesi gerek.

Wilson ilkelerini gündeme getiren Karayılan ‘Lozan tam bir felaketti‘ demiş. Demek ki kendisi Sevr ve Sykes-Picot anlaşmalarının yanında. Yani emperyalizminin bölgeyi, Türkiye’yi, Ortadoğu’yu teslim aldığı, böldüğü, yönettiği, parçaladığı, paylaştığı planların yanında duruyor. Daha dün Türk ve Kürtlerin birlikte emperyalist planlara karşı nasıl yan yana durduklarını ise unutmuşa benziyor.

Demek ki, bugün de emperyalizmin Irak ve Suriye’de parçalama siyasetinin, böl-yönet politikasının bir benzerinin hayata geçirilmesini istiyor. Kürt siyasi hareketinin bu görüşü, emperyalizmin bölgesel planlarına evet demek anlamına geliyor. Kürt siyasi hareketinin bugün geldiği yer itibariyle Ortadoğu halklarının kardeşliğini değil; tersine Büyük Ortadoğu Projesi’nin bir parçası olmak istediğini net olarak ortaya koyuyor. Bu proje Irak ve Suriye’nin bölünmesi ve İran’ın hedef tahtasına oturtulmasıdır.

Kürt siyasi hareketi, Kürt emekçilerini bu planın parçası yapmak istiyor. Ama altının kalınca çizilmesi gereken tek doğru, Kürt halkının çıkarları ile Kürt siyasetinin çıkarları bir ve aynı şey değildir. Biz komünistler, Kürt emekçilerinin çıkarlarının yanındayız, ama bugün kendisini Kürt siyaseti olarak gören ve emperyalizmle işbirliği yapanlarla aramızda büyük bir mesafe bulunmaktadır.

Kürt siyasi hareketi ile sosyalist hareketin ilişkisi, Türkiye sosyalist hareketinde en tartışmalı konuların başında geliyor. Kürt siyasi hareketini net olarak tanımlayamayanlar bu röportaja özel olarak bakmalıdırlar.