Cami inşaatında hayatını kaybeden işçinin ölümünde ağır ihmaller: Diyanet sessiz müteahhit sorumsuz

Denizli'deki bir caminin restorasyonunda çalışmak için memleketi Kahramanmaraş'tan gelen Veli Özbek iskeleden düşerek hayatını kaybetti. Ancak Özbek'in 'kaza' diyerek kayıtlara geçilen ölümünün arkasında ağır ihmaller olduğu ortaya çıktı.

Cami inşaatında hayatını kaybeden işçinin ölümünde ağır ihmaller: Diyanet sessiz müteahhit sorumsuz

Kahramanmaraş’tan Denizli’ye bir cami restarasyonunda çalışmak için gelen nakkaş Veli Özbek, 26 Ekim günü inşaat iskelesinden düşerek yaşamını yitirdi. Ajanslar, Özbek’in ölümünü, “Denizli’de cami restorasyonunda çalışan 20 yaşındaki genç nakkaş, memleketine erken gidebilmek için fazla mesai yaparak çalıştığı sırada iskeleden düşerek hayatını kaybetti” ifadeleriyle duyurmuştu.

Özbek’in ölümünün ardından, ailesi hukuk mücadelesi başlattı. Özbek ailesinin avukatı Arif Zorkun, anlattı.

MÜTEAHHİT SORUMSUZ, DİYANET SESSİZ

Cumhuriyet’in haberine göre, olayda ağır ihmallerin bulunduğunu dile getiren Zorkun, “Selçuklu döneminden kalma bir caminin yanında betonerme bir cami yapılıyor. Veli de o caminin restorasyonunda nakkaşlık yapıyor. Çok tecrübeli de değil aslında. Tek başına çalışırken iskeleden düşüp vefat etmiş. Sigortası yapılmadığı gibi savcılık ifadelerinde müteahhitin, ‘çocuk benim çalışanım değildi’ demesi söz konusu” diye konuştu.

Gerekli önlemler alınmadan, inşaat sahasında Veli Özbek’in çalıştırıldığı dile getiren avukat Zorkun şunları söyledi:

“Bu genç çocuklar, Çağlayancerit’te sosyal hiçbir imkanları olmadığı için beden işçiliği yapmak üzere çevre illere gidiyorlar. Veli de hobi haline getirdiği resim işini yapabilmek için bu müteahhite inanmış. Sadece 100 tl yevmiye karşılığında sabahtan geceye kadar çalışıyormuş. Tek başına burada bırakılıp hiçbir önlem almadan, güvenlik ekipmanı vermeden, 2 metre gibi çok da yüksek olmayan bir yerden düşüp vefat ediyor. Orada da diğer cami cemaatinden merak üzerine gelenler buluyor cesedini tesadüfen.”

Olayın ardından hem Kaymakamlık nezdinde hem de Diyanet’e bağlı kurumlar nezdinde bir girişimde bulunduğunu ancak bunlardan da yalnızca müteahhiti sorumlu tutan, “Elimizde bizi hukuken bağlayan sözleşme var. Aile de kimse de birşey yapamaz” şeklinde yanıtlar aldığını belirten Zorkun, aynı şekilde cami yaptırma derneğinin de vefattan sonra ne bir ziyarette ne de bir taziyede bulunduğuna dikkat çekti.

“Ölen öldüğüyle kaldı” diyen Zorkun, buna karşın soruşturmanın sürdüğünü ve gerekli hukuki mücadeleye devam edeceklerini vurguluyor.