Bu tiyatroyu kaçırmayın: “Tencere dibin kara, seninki benden kara”

CHP, HDP ile görüşüyor, AKP Barzani ile görüşüyor. CHP’liler, AKP’yi “Suriye gündeminde sorun Fırat’ın doğusu, ne işin var İdlib’de” diye suçluyor, AKP İdlib’de Amerika’nın gizli ortağı olarak hareket ediyor. Ama CHP AKP’yi batıdan kopmakla da suçluyor!

Ne oyun, ne oyun… Gülmekten kırıp geçiriyor insanı… Sakın kaçırmayın, izlemeniz gerek. Yıllardır gittiğiniz oyunlara benzemiyor, bileti yok, sahnesi yok, tiyatrolarda oynanmıyor, gözlerimizin önünde kapalı gişe oynuyor.

Oyunun kurgusu tencere-kapak ilişkisi üzerine oturtulmuş. Hani “tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş” denir ya; önce kapak sahneye çıkıyor “tencere dibin kara” diye bağırıyor, kapak “seninki benden kara” diyor ve perde açılıyor.

Sonra gelsin mizah… Yerinizde duramazsınız… Gülmenizi engelleyemezsiniz. Espri ve şakalardan değil; tezattan, yalandan ve sinirden!

“Vay sen misin HDP ile beni aldatan? HDP ile nasıl ittifak yaparsın, bre vatan haini!” diye mangalda kül bırakmayan bir söylem almış başını gitmiş durumda. MHP, bu koronun başını çekiyor, AKP geri durmuyor, neredeyse AKP karşıtı muhalefete yönelik suçlamaların başında yandaşlar hep bir ağızdan bunu söylüyor.

İyi Parti ile CHP arasında kurulan ittifak tam da buradan deşilmeye çalışılıyor, CHP’nin HDP ile ittifakı üzerinden tam bir yaygara kopartılıyor. HDP ise “şeffaflık” diyerek bundan sonra ittifak yapacaksak açık olarak yapacağız diyor. Demirtaş’ın yazdığı tiyatro eleştiriliyor, “HDP kongresine Davutoğlu ve Babacan hareketlerinin katılımını ya da gönderdikleri mesajları gördünüz mü, bunlar işte bu ittifakın parçası” denilerek suçlamalar yöneltiliyor.

Gelin görün ki, AKP ve MHP, 23 Haziran seçimlerinde bizzat İmralı’dan gelen mektubu televizyonlarda okuttukları günleri çabucak unutuveriyorlar. Bahçeli tam bir oldu bitti siyasetiyle, herkesi vatan haini ilan ederken, 23 Haziran seçimlerinde HDP oylarını almak için nasıl taklalar attığını unutmuşa benziyor.

Hatta ötesi var. ABD, yeni bir Suriye planını açıkladı: Suriye’nin petrol yataklarını kontrol etme ve YPG ile işbirliğini devam ettirme, Şam yönetimini “davranış değiştirmeye” zorlama, İran ve Rusya etkisini Suriye’de azaltma. ABD’nin Suriye özel temsilcisi önce Ankara’ya, sonra Kuzey Irak ve son olarak Fırat’ın doğusuna geçerek tek tek görüşmeler yaptı. Barzani birlik çağrısını yineledi, YPG’nin siyasi kanadı PYD’den Kürtlerin birliği noktasında üzerimize düşeni yapmaya hazırız mesajı verilirken; AKP’li Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu Barzani’nin Suriye kanadı olan ENKS yöneticileriyle görüştü.

Aslına bakarsanız, bugün İdlib konusunda AKP’nin inadının arkasında başka bir Suriye planı olduğunu açık olarak belirtmek lazım… Erdoğan bir yandan NATO’yu davet ederken diğer yandan kamuoyundan saklanan bir Suriye planı doğrultusunda adımlar atması bu bütünün bir parçası olarak değerlendirilmeli.

Ama meydanlarda “FETÖ’sü, PKK’sı, Amerikası bir oldunuz, bize karşı kurulan cepheye dahil oldunuz, vatan hainisiniz, yerli ve milli değilsiniz!” demekten geri durmuyorlar.

Daha düne kadar Oslo, Dolmabahçe, Habur açılımı sanki yokmuş gibi davranan bir AKP-MHP ittifakı, daha bugün Barzani ve uzantılarıyla sanki görüşme yapmıyormuş gibi herkesi vatan hainliği ile itham ettiği bir tuhaflık karşımızda duruyor.

Yani tencere dibin kara, seninki benden kara!

CHP, HDP ile görüşüyor, AKP Barzani ile görüşüyor. CHP’liler, AKP’yi “Suriye gündeminde sorun Fırat’ın doğusu, ne işin var İdlib’de” diye suçluyor, AKP İdlib’de Amerika’nın gizli ortağı olarak hareket ediyor. Ama CHP AKP’yi batıdan kopmakla da suçluyor!

Yani tencere dibin kara, seninki benden kara olayı! Ortaklık ise ABD’cilikte bitiyor.

Kürt siyasetinin bütün bölmeleri açısından da durum farklı değil. Barzani, “bağımsız olacaktık, ama ABD istemedi” derken, ABD’nin Irak’ta kendileri açısından tek garantör emperyal güç olduğunu her fırsatta dile getiriyor. Suriye’nin kuzeyinde YPG’nin ABD ile işbirliği ortada. HDP’nin batı ile ilişkileri belli ya da genel anlamıyla ABD emperyalizminin Irak ve Suriye’deki rolüne dair bir itirazı yok. Bugün CHP ile demokratik cephe, Barzani ile kardeşlik, emperyalist ABD’yle ortaklık yapmayı tercih eden PYD’ye destekçilik… Dün de Dolmabahçe ve Oslo süreçleriyle AKP ile ittifak vardı…

Yani tencere dibin kara, seninki benden kara, öbürününki daha da kara olayı!

Yandaş korosunun tutturduğu ikinci türkü ise özetle şöyle söylenebilir: “Bana karşı ittifak kurdunuz. Babacan-Gül ve Davutoğlu, ihanet ederek karşı safa geçti. Zaten bunlar ABD-batı projesi… Kirli bir ittifak Erdoğan’a karşı kuruluyor, bunlar emperyalizminin adamları, emperyalizminin yeni projesi”… Yani bugün emperyalizmin Türkiye’de yeni ata oynadığını bunun da Gül-Babacan’ın başını çektiği ve CHP ile yan yana gelecek bir Millet İttifakı projesi olduğunu söylüyorlar: “Hain bunlar, emperyalist batının yeni projesi, şer ittifakı”

Gelin görün ki daha düne kadar “BOP eşbaşkanıyım” denilmesini çok çabuk unutmuşa benziyorlar. “Yeni bir Soros planı” diyorlar, AKP karşıtı oluşan ittifaka… Daha düne kadar Erdoğan’ın Sorosla ilişkisi gündeme geldiğinde sus pus oluyorlar. Hatta işin daha komiği, CHP-Gül-Davutoğlu-İyi Parti-Saadet ilişkisini batının, emperyalizminin, Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi dizayn etmek üzere yeni bir projesi olarak sunanlar, NATO’nun İdlib’e müdahalesini isteyen, NATO’yu ve ABD’yi bölgeye çağıranlar olması işin tuhaflığı olarak karşımızda duruyor. AKP’nin akıl merkezi SETA yazarlarının açık açık ABD’yle ittifakı pazarlamalarının, “Avrasyacılık romantizmdir” demelerinin üzerinden iki hafta geçmedi hala… “Biz NATO’yuz” kampanyasının mürekkebi bile kurumadı daha…

Ama herkes birbirini batı ile işbirliği yapmakla suçluyor. “ABD’nin yeni projesi bunlar” diye avaz avaz bağıran yandaşlar AKP’nin 2001 yılında nasıl kurulduğunu unutmuşa benziyorlar. AKP ve yandaşlar, Kavala davasında Sorosçuluğu gündeme getirirken, Bülent Arınç biz de Sorosçularla görüştük, ne var bunda diyerek her şeyi tuz buz ediyor. Hatta Barkey isimli bir ABD’linin ajan olduğu ve Kavala ile görüştüğü yazılırken; Bülent Arınç AKP kurulurken her gün Barkey ile görüşürdük demez mi? Kavala davasında Soros gündeme gelirken Can Paker gündeme bile gelmiyor. Can Paker’in yeğeni ise koyu AKP’li küçük Barlas!

Yani tencere dibin kara, seninki benden kara!

AKP’yi işbirlikçilikle suçlayanlar, söz konusu NATO olunca yerimiz burası demekten vazgeçmiyorlar ayrıca… AKP yüzünden batıdan koptuk diyenler de bizzat CHP, Gül, Babacan, Davutoğlu değil mi? Yandaşlar “sizi gidi işbirlikçiler sizi” derken “NATO’yu ve ABD’yi” göreve çağırmaktan geri durmuyorlar.

Garabetin daniskası değil mi?

Yani tencere dibin kara, seninki benden kara olayı!

Bugün düzen siyasetinin bu tiyatrosunu görmeden gerçekleri göremeyiz!